Çıkmaz sokak
Hüseyin Barış Özsoy
Bazen başını alıp gitmek istersin. Geride ne bırakacağının hesabını yapmadan. İçinde birikenler dışarıyla olan bağını kopartıp atar. O kadar dolmuştur ki yüreğine kasvet, sonrasında neler olacağını düşünmez ve umursamazsın. Sadece gitmektir sana çare diye görünen tek şey. Gideceğin yerden çok, geride bıraktıklarındır önemli olan. İşte böyle zamanlarda insan en savunmasız halde girer o bilmediği sokaklara. Yağmurda ıslanmak bile güzel gelir. Oysa ki hava yağmurluysa sokağa şemsiyeyle çıkarsın. Eğer sokakta yakalandıysan yağmura bir saçak altı ararsın ondan kaçmak için. Normalde kaçacağın her şey sığınağın olur. Çünkü kaçtığın aslında kişinin kendisidir. Normalde yapacaklarından farklı şeyler yapmak seni kurtaracak sanırsın.
Bu aşırı duygusal zamanlarda hayatının keskin kararlarını alman gereken zamana rast gelirse vay haline. Sağlıklı düşünemeyen bir beyin, karar mekanizmasını kalbine kaptırmıştır. Ve kalp hep duygusal kararlar verir. Aslında hep cevap bulamadığım sorulardan biridir bu. Seçim yaparken mantıklı mı olmalı yoksa duygusal mı? Kararı beynimize bırakırsak süzgeçten geçen bilgilerle kurduğu bir mantıkla seçim yapacaktır. Oysa kalp işe duygusallık katacak ve mantığın içine bir kaşık sokup karmakarışık edecektir aklını. Bu çoğu zaman kararsızlık gibi yansır dışarıya. Oysa karar mekanizmasının sağlamasıdır bu. Ne tam mantık ne de tam duygusal bir karar vermekten ziyade ikisini doğru kullanarak bir sonuca varmalı. Seçimimizi nasıl yaparsak yapalım bu seçimin sonucunda bizi neyin beklediğini önceden net görebilmek imkansız. Vardığımız sonuca bakarak tartabileceğiz ancak verdiğimiz kararın doğruluğunu.
Başımızı alıp gitmek istediğim o yağmurlu gecede, ceketimi alıp sırtıma bir yol ayrımına geldim. Şimdi önümde nereye çıktığını bilmediğim iki sokak var. Aklım ve kalbim farklı yolları seçiyor. Birisi beni yanıltıyor ama hangisi? Çünkü bu yollardan birisi çıkmaz sokak. Eğer yanlış yolu seçersem kaybedeceğim şeyler var. Diğer yol bir yere çıkıyor ama nereye tam bilmiyorum. Şimdi oturup düşünecek zamanım da yok. Çünkü yağmurda ıslanıyorum. Önümde iki seçenek, biri boş biri de sarhoş. İlla birini seçmek zorunda mıyım? Belki de geri dönmek ve yanlış olanları düzeltmeye çalışmaktır en doğrusu. Ama her seçeneğin sonunda bir belki var. Ne yaparsam yapayım diğer seçeneği seçsem ne olurdu bilemeyeceğim. Bu yüzden ya aklımla düşeceğim aynı tuzağa, yada kalbimle. Ya da seçim yapmayıp aynı buhranla boğuşacağım. Belki de benim için asla doğru bir seçenek yok.
Eğer yollar hep hüsrana çıkıyorsa, ister haziran, ister mayısta olsun. Siz bizim neler çektiğimizi bilmiyorsunuz. Siz bizim derdimizle dertlenmiyorsunuz. Adınız vekil sadece sizin. Siz bizi hep sizin istediğiniz sonuçlara çıkan yollara mahkum etmişsiniz. Hangisini seçersek seçelim kazanan siz olacaksınız. Öncelikleriniz bizim sıkıntılarımız değil. Madem öyle hiç birinizi seçmemek te bir seçenek midir? Yok yok, geriye dönmeyeceğim. Aynı kısır döngülerde boğuşmayacağım artık. Seçtiğim yol belki çıkmaz sokak bilmiyorum. Ama en azından sizin sürüklediğiniz uçuruma düşmektense kendi çıkmaz sokaklarımda kaybolmaktadır kurtuluş. Siz düşünün bana ne?
Yorumlar
Trend Haberler
Nazilli’de okul yangını: Gece başlayıp sabaha kadar cayır cayır yandı
Genç mühendis kansere yenildi
Aydın'da acı ölüm: Hız tutkusu sonu oldu
Aydın'da feci kaza! 27 yaşında hayatını kaybetti
Aydın’da feci ölüm: Süt sağarken akıma kapılarak can verdi
Kuşadası'nda zamlara karşı çare sobalar oldu