Benim yaşım kırkaltı. Çocukluğumun tek kanallı döneminde izlediğim ve bir daha asla izlemeye cesaret edemeyecek kadar beni etkileyen iki film vardır. Birisi “CANIM KARDEŞİM” diğeri ise yine Tarık Akan’ın başrolde oynadığı “KUDUZ” filmi. Filmin hiç bir yerini tam olarak hatırlamıyorum. Sadece finalde kendi cehaleti ile çocuğunun hastalanmasına sebep olan bir babanın kuduz olan çocuğunu hastaneye yetiştirmek için çabalarken, kuduz olan çocuğun ölüme nasıl gittiğini anlatan sahne aklımdan hiç çıkmaz.
Kuduz hastalığı bir noktadan sonra asla çaresi olmayan, uzun, kanlı ve çok acılı bir ölümle sonuçlandığı içinde bu acıyı yaşamaması için uyutulmak zorunda kalınan bir hastalık. “Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde, evcil hayvanlar da dahil olmak üzere 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 267 bin iken, 2023 yılında bu sayı 437 bine ulaşmıştır. Yine bakanlık raporlarına göre 2019'da 59 ilde 494 kuduz vakası görülürken 2020'de 52 ilde 267 vaka pozitif olarak raporlandı. 2021'de 28 ilde 153, 2022'de 41 ilde 277, 2023’te 35 ilde 282 vaka rapor edildi. Ülkemiz’de görülen bu vakaların yüzde 90’ı köpek kaynaklıdır. Bu hastalık, insanlar da dâhil olmak üzere tüm memelilerin merkezi sinir sistemini etkiler. Hastalığın belirtileri ortaya çıktığında kuduz hemen hemen her zaman, hem hayvanlar hem insanlar için ölümcüldür.
Ülkemizde son yıllarda sokak köpeklerinin saldırısı sonucu yüzden fazla insan hayatını kaybetmiş, binlerce yaralanma olmuş ve bu ölüm ve yaralanmaların büyük çoğunluğunu çocuklar oluşturmaktadır.
Şimdi gelelim sadede. Sokaktaki bütün hayvanları ölüdürelim demek ağır psikolojik rahatsızlıktır. Bir cinsin başka cins üzerindeki nefretinin bir yansımasıdır. Bu nefret mantıklı sebeplerden dolayı oluşmuş olsa bile varılan sonuç rahatsızlık vericidir.
Amaaaaa sokaklarda başıboş gezen KUDUZ ve SALDIRGAN köpekleri sevimli birer masum gibi göstermek, bu konuda önlem alınmasına karşı çıkmanın iki sebebi olabilir. Kuduz bir köpeğin sokakta başıboş gezmesini isteyen ya acil hemde çok çok acil olarak tedavi edilmesi gereken ağır şizofrenik bir hastadır, ya da bu mama lobisi diye bahsedilen köpek mafyası üzerinden rant elde eden, çocuklarımızın kanı üzerinden para kazanan adi ve şerefsiz bir mahluktan ibarettir.
Bu işin sevgiyle insanlıkla, dinle kitapla ilgisi yok. Allah’ın verdiği canı Allah alır buna elbette katılıyorum, ama duyar kasmak için kullandığınız Allah için yarattığı en şerefli mahluk insandır. İnsanlardan nefret eden bu zavallı mahluklar, nedense sadece köpekler üzerinden hayvan sevmektedir. Ben bugüne kadar hiç sivrisinekler katlediliyor diyen bir hayvan derneği görmedim. Dikkat edin bu köpek mafyasının tek derdi köpeklerdir. Ama sokakta başıboş gezen köpekler. Çünkü insanların merhamet duygularına dokunarak sattıkları köpek mamalarıyla kendileri mamalanan bu mahluklar ülkedeki başıboş köpek sorunundan daha büyük sorundur.
Masum olan her can kıymetlidir. Sevgisini sadece köpeklere verebilenler ya gitsin tedavi olsun, ya da kendilerine yeni bir geçim kaynağı bulsun. Bu yasa insanı, özellikle çocukları kuduz ve saldırgan hayvanlardan koruyacak bir yasadır. Aksini iddia edenlere kuduz testi yaptırmasını öneriyorum.