Yıllardır siyasi hizmet alamamış, sanayileşememiş Nazilli’de sıkıntıların arkası bitmiyor.
Toplumda erozyon devam ediyor. Ahlak çöküyor. Bu ülke hepimizin. Sıkıntılarda hepimizin. YAŞANANLARI KARŞIDAN BAKAMAYIZ.
Geçim derdi içindeyiz. BU AYRI BİR SIKINTI. Aileler akşam evlerine, çocuklarına ekmek götürme derdinde.
Bir türlü durdurulamayan uyuşturucu baronları, gençlerimizi ve toplumu zehirlemeyi devam ediyor. Toplam zehirleniyor. Ahlak bunalımı yaşanıyor.
Türkiye genelinde olduğu gibi Nazilli’de son yıllarda yerden biter gibi MASAJ SALONLARI türedi. Şu an Nazilli’de sayısı 32’ye ulaşmış.
100 bin lira yatıran masaj salonu açabiliyor. Son iki ayda Nazilli’de 10 masaj salonu açılmış. Çoğunda öğrenci yaşında hanımlar çalışıyor. Belki de hiç inanmak istemesem de öğrencilerde olabilir.
Hepimiz sosyal medyada bu salonların reklamlarını görüyoruz.
Hepsinin reklamında “Salonumuzda MUTLU SONA ULAŞIRSINIZ” diyor.
Ne demek bu; bir erkeğe bir hanımın masaj yapması sonunda mutlu son nasıl yaşanır. Bu yerler ailelerin yapısını bozar.
Toplumu ahlaksızlığa iten bir durum. Aile mevhumu zafiyet yaşıyor. Denetimler sıklaştırılarak, işini düzgün yapmayan, FUHUŞ YUVASI DENEN BU BAZI YERLER KAPATILMALI.
Bu hepimizin sorunu. Aileler boşanma kapılarında bunu hep birlikte önlemeliyiz.
Nazilli’de duyarlı bir emniyet teşkilatımız var. Çok kez bu masaj salonlarına operasyonlar yapmışlar. Bazı yerlere de fuhuştan işlem yapmışlar.
Toplum, emniyet güçlerimize destek vermeli, anayasal hak olan şikâyet hakkını gerekirse kullanmalı. DEĞERLERİMİZİ, BİRLİKTE KORUYALIM. BİZE YAKIŞAN DA BUDUR.
**
HATİMOĞLU, SEN TÜRK’Ü VE TÜRKİYE’Yİ İYİ TANI!
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hamitoğulları, DEM Parti'nin İmralı'da yaptığı görüşmenin ardından, Diyarbakır'da AKIL ALMAZ açıklamalarda bulundu.
Hamitoğulları ne dedi? "Bir şekilde kırılma gerçekleşecek. Ya barışı inşa edeceğiz ya da Türkiye’de her yer Gazze olacak" dedi. Ortalık karıştı.
Tepkiler çığ gibi büyüdü. Devlet Bahçeli’nin PKK’ya silahları bırakın çağrısının nasıl anlaşıldığını üzülerek görüyoruz.
Sanki PKK karşısında aciz duruma düşmüş gibiyiz. Sanki onlardan aman diliyoruz. Bunun böyle olacağını bilmiyordunuz sayın Bahçeli.
Bin pişman olduğunuzu düşünüyorum, ne var ki son pişmanlık fayda vermiyor.
Teröriste kucak açılır mı? Teröristten aman dilenir mi? Bunu da yaptınız.
Bu sözlere çok sert yanıt veren gazeteci İsmail Küçükkaya ne dedi? "BU AÇIKLAMALAR KÜSTAHÇA VE PROVOKATİF AMAÇLI. KİME HİZMET EDİYORSUNUZ? Hatimoğlu" dedi.
Türkiye, Gazze’ye benzer diyorsun. Sen kime hizmet ediyorsun, ey küstah insan senin için tek söyleyeceğim.
Sen, Türk’ü tanımıyorsun. Bu kışkırtıcı sözleri size, kim söyletiyor.
“Türkiye’yi tanımıyorsun. Türk milletini, Arap âlemi ile karıştırma. Seni böyle kim konuşturuyor onu söyle” dedi.
Bu sözler şımarıklığın ürünü, şiddet imparatoru haline getirdiğiniz PKK çökmek üzere.
Size kucak açanlara yazıklar olsun. Belki de, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın suskunluğu bu yüzden.
Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı bu hatanın nasıl biteceğini doğrusu merak ediyorum.
Kin, öfke ve nefret söylemleri ile öne çıkan Devlet Bahçeli, sanırım yaptığı hatayı çoktan anlamıştır.
Düne gelinceye kadar, DEM Parti’yi TERÖRÜN OCAĞI gibi gören,
Söylemleri ile bunu destekleyen Sayın Bahçeli, ne oldu da çocuk katilini Atatürk meclisine davet etti?
Aldınız mı payınızı.. Türkiye’yi Gazze yapmak isteyenleri tanıdınız mı?
ATEŞLE OYUN OLMAZ. SAYIN BAHÇELİ, TERÖRİSTLE HİÇ OLMAZ…
**
MÜLAKAT AYRIŞTIRIYOR!
Türkiye, yetişen beyinlerini göç veren bir ülke haline geldi. “AYRICALIK, HAKKIN EN BÜYÜK DÜŞMANIDIR” denir.
Bunu kapılar yüzüne kapandığında daha iyi anlarsın diye devam ederler.
Ülkemizde ayrıcalık yüzünden bugün binler, yarın on binler, hatta yüz bin yetişmiş beyinler sıkıntı yaşıyor.
BU AYRICALIK YÜZÜNDEN ülkemizden göç edecek, başka ülkelere gidecek. BU BEYİN GÖÇÜ DURMALI.
Dayanılmaz hal alan bu ayrıcalığın püf noktası maalesef mülakattır. Dini, dili, kültürü bir olan bu memleketin gençleri neden ayrıştırılır? Bunu kimse açıklayamaz.
2021 yılında yapılan İdari Yargı Hâkim Adaylığı Yazılı Sınavı’nda Türkiye 8.’si olmuş.
2022’de Türkiye 1.’si olmuş. 2023’te 98.5 puan ile rekor kırarak yine Türkiye 1.’si olmuş.
Ancak hepsinde mülakatta elendi. Bu durum Cumhuriyetimizin dinamitlenmesidir. Asıl beka sorunumuz bu adaletsizliktir.
TÜRKIYE ÜÇÜNCÜSÜ ELENDİ!
SELİM AKKOYUN, Afyon Merkez’de bulunan bir ilkokulda rehber öğretmendi.
Hayali Kaymakam olmaktı. İmkânsız da değildi. 15 Temmuz sonrasında İçişleri Bakanlığı tarafından 2016-2022 aralığında her yıl 100, son yıl 200, yani 7 yıl boyunca toplamda 800 Kaymakam alınacaktı.
37 yaşında. Bundan 15 yıl önce öğretmenliğinin ilk yılında ikinci bir üniversite okumak için sınava girdi. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünü kazandı. 2016’da mezun oldu.
Hayali kaymakam olmaktı. İmkânsız da değildi. Girdiği altı yazılı kaymakam adaylığı sınavını da iyi puanlarla kazandı.
Örneğin, 2017 yılı kaymakam adaylığı sınavında 97 buçuk puanla Türkiye üçüncüsü oldu. Mülakata girdi. Üç komisyon üyesi vardı. 70’er puan alsa nihai listeye giriyordu.
Kaç puan mı aldı? Üç üye de 69 verdi! Yazılı sınavın üçüncüsü, mülakatla elenenler listesinin birincisi oldu!
Kaymakam adayı yapılan 100 kişiden 98’i yazılı sınavda ondan düşük almıştı. Hayali kaymakam olmaktı. İmkânsız da değildi.
Onun gibi çok gençlerimiz elendi. Yaşam gücünü kaybetti intihar edenler oldu...
Bu gençler bu vatanın evlatları, bunları hayattan koparmaya kimin hakkı var?
2016-2022 yılları arasındaki her yıl 100, son yıl 200, yani 7 yıl boyunca toplamda 800 kaymakam dan biri olamadı.
Diğer adaylardan tek farkı REFERANS mektubu yoktu. Fakir bir Anadolu genciydi.
Sayın Cumhurbaşkanımız, “MÜLAKAT KALDIRILACAK” diye söz vermişti. Ama olmadı, kalkmadı.
Buna benzer örnekler sayılamayacak kadar çok. BU AYRIŞMA DURMALI, DURDURULMALI. BUNU YAPACAK TEK KİŞİDE SAYIN CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR.
**
DOKTORLARIN ÜÇÜNCÜ BOYKOTU!
Bu inadına siyaset bitmeli, tükenmeli. Yoksa Türkiye bitecek tükenecek.
OLDU BİTTİ İLE KARŞILAŞAN DOKTORLARIMIZIN sorunlarına doktorlarımıza çözüm bulunmadı.
Geçmişte, giderlerse gitsinler dedik, bin pişman olduk, şimdide doktorlarımızı geri çağırıyoruz.
Demek ki yanlış yapmışız. Yanlış söylemişiz. Bu yaşanan olaydan ders almalıyız.
Almazsak, sorunları çözmesini bilmezsek ülkede büyük sağlık sorunları yaşarız. Doktorlar yeni yönetmelikte hak edişleri elinden alındığı için toplu boykot uyguluyorlar. Bunlar nedir?
* Doktorların hasta sayıları 4000’den 3500’e düşürülmüş. 3500’e göre maaşları yüzde 13 azalıyor.
* 6 ay aile hekimine gelmeyenlerin ödemesi yarıya düşüyor. Buda maaşı yüzde 10’a yakın azaltıyor. Bunlar hak edişlerinin kaybolması oluyor.
* Aile Hekimleri, hastalarına antibiyotik, ağrı kesici, mide koruyucu ilaçları yazamayacaklar.
* Aile Hekimleri, nüfuslara göre günde 65-75 hasta muayene edecekler. Maaşlar bu maddeye göre yine azalacak.
* Aile Hekimlerinin bu yönetmeliğe karşı oldukları en önemli maddesi de,
* Aile Hekimlerine kayıtlı nüfus, 7 seferden fazla devlet hastanelerine giderse aile hekimleri bunlar üzerinden ücret alamayacaklar.
Bu yönetmelik doktorlara mesleğini bırak diyecek nitelikte. Ülkemizde SAĞLIK SİSTEM, ÇÖKTÜ DİYE yakınıyoruz.
Sağlık hizmetlerini yerine getirenleri mesleklerinden kaçırmak için uğraşıyoruz. Sayın sağlık bakanımız bu gerçekleri görün artık. Böyle yönetmelik olur mu?
Sayın Cumhurbaşkanım bunlar sizin gözünüzden uzak yapılan yanlış işler. Onun için bu sistem sorunları çözülemiyor diyoruz.
Vatandaş aile hekimlerini haklı görüyor. Onlara destek veriyor.
Aile hekimlerinin sorunları acilen çözülmeli. Hiç kimsenin. DOKTORLARA GİDERLERSE GİTSİNLER DEMEYE HAKKI YOK. SORUN MİLLETİMİZİN YARA BÜYÜMEDEN DEVLETİ YÖNETENLER TEDBİR ALMALI, DOKTORLARIN SIKINTILARINI GİDERMELİ.