Hüseyin Barış Özsoy kaleminden...
Bu terim aslında çok iriti edici bir tanımlama. Toplama kampları, düşman olarak görülen bir topluluğun, genelde çok kötü koşullarda toplatılıp tutsak edilmesi amacıyla yapılan büyük kapalı yerlerdir. Bu mantıkla baktığınızda bu yazıya konu olan olay için pekte bağdaşması mümkün değil. Ancak bu tanımlamanın devamında, düşman bir devletin vatandaşlarından, belirli etnik veya dini gruplardan, kritik bir çatışma alanında yaşayan sivillerden veya başka insan gruplarından oluşabilir şeklinde bir açıklama yapılınca konu biraz örtüşüyor.
Yıllardır iktidardan şikayetçi olan herkes, sarılabileceği bir muhalefetin olmamasından yakınıyor. Ülkemiz siyasi tarihine baktığımız zaman en zayıf muhalefetin bu döneme rast geldiği gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor. Değişen sistemle birlikte iktidarın elinin çok güçlendiği gerçeğiyle birlikte, aynı şekilde aslında muhalefetin de elinin güçlendiği sonucuna varmamız gerek. Blok halinde veya münferit olarak muhalefet yapma olanağı tanıyan bir acayip sistemin kabulünü gerçekleştirdik. Aslında bu sistem, kendisini oluşturanlar tarafından bile doğru anlaşılmış değil. Çünkü baktığınız zaman her gün güç kaybeden iktidarı hala ayakta tutabilecek bir sistem değil. Mevcut ortamda sistemin getirileri daha çok muhalefetin yanında. En azından seçimler sırasında bu böyle. Ama herseye rağmen bir umut iklimi oluşturamayan muhalefet, kendi sorunlarıyla uğraşmaktan muhalefet yapmaya fırsat bulamıyor gibi.
İktidardan memnun olmayan sağ seçmen için tek alternatif gibi görünen İYİ Parti, kurulduğu günden beri günden güne eriyen yapısıyla siyasi tarihin tozlu sayfalarına gömülmek üzere. 31 MART 2024 seçimlerine kendi başına gireceğini açıkladıktan sonra, yıllardır bu partiye emek vermiş siyasetçiler bulundukları belediyelerin yönetimlerine talip oldular. Belkide kuruldukları ilk günden beri bu fırsatı bekleyen İYİ Parti’li siyasetçilerin bu hevesleri yine kursaklarında kaldı.
Önceki seçimlerde Aydın’da devşirme adaylarla kazandıkları iki belediyeyi AK Parti’ye kaptıran İYİ Parti ortaksız ve bağımsız gireceği yerel seçimlerde çareyi yine devşirme adaylarda buldu. Diğer partilerde yeni dönem adaylık şansı elde edemeyen ne kadar evsiz kalmış siyasetçi varsa hepsine kucak açan İYİ Parti bu alelacele devşirilen isimleri listelerin en tepelerine yazınca ortaya anlamsız ve tuhaf bir görüntü ortaya çıktı. İYİ Parti ile hiç bir gönül bağı bulunmayan bu kişilerin sadece açıkta kalmamak için son kapı olarak sığındıkları bu sığınaktan, istedikleri şahsi menfaati elde ettikleri gün çıkacakları gün gibi aşikarken, İYİ Parti’nin Türk siyasi tarihindeki soluğunun uzun olmayacağı artık kesin. Oysa ki muhalif sağ seçmen için en güçlü seçenek konuma gelmiş bu partinin kendi içinden güçlü adaylar çıkaramaması ya da kendi içindeki adaylardan çok devşirme adaylara güvenmesi İYİ Parti’yi resmen Toplama Kampı’na çevirdi. Bakalım sonu kimler için İYİ olacak.