Tarihi boyunca her türlü komlo teorisinin odak noktasını oluşturmayı başaran Amerika Birleşik Devletleri, yaşadığı “Büyük Buhran” adı verilen ekonomik krizin sonlarına doğru 2. Dünya Savaşının çıkacağını öngörerek(?) bir takım çalışmalara başlamıştı. Bu çalışmaların bir parçasıda Amerikan donanmasına ait gemilerin radara yakalanmamasını sağlayacak bir teknoloji geliştirmekti. 1930 yıllarda bilim adamlarına bu konuda çalışma yapılması için talimat verildi. Başkanlığını Nikola Tesla’nın yaptığı bir bilim heyeti, bu teknolojiyi geliştirmek adına çalışmalara başladı. Yaklaşık olarak 10 sene süren bu çalışmalar nihayet deneme aşamasına geldiğinde Amerikan donanmasına ait Eldridge isimli detroyer deneyde kullanılmak üzere seçilmişti. Basit bir anlatımla yapılmak istenen, gemiyi elektromanyetik bir alan içinde bırakıp radarların gemiyi tespit etmesini engellemekti. Bunun için gemi jeneratörler, vericiler gibi elektromanyetik alan oluşturmak için gerekli tonlarca ağırlıkta çeşitli ekipman ile donatıldı. 22 Temmuz 1943 günü saat 09:00’da deney başlatıldı. Jenetarörler çalıştırıldığında Eldridge’nin etrafı yeşil bir dumanla sarılmaya başladı. Kısa süre içinde bu duman gemiyi tamamen kaplamış ver gemi dumandan görünmez olmuştu. Alıcılar geminin dumanla birlikte tamamen elektromanyetik bir alanla kaplandığını gösteriyordu. Bir süre sonra duman dağılmaya başladı. Duman kayboldukça, geminin radara görünmemesi için yapılan çalışmanın başka bir boyut kazandığı farkedildi. Zira dağılan dumanların arkasından ortaya çıkan koca bir boşluktu. Ne gemi ne mürettebat ortada yoktu, gemi tamamen kaybolmuştu. Amerikan hükümeti hiçbir zaman böyle bir deney yapıldığını kabul etmediler. Fakat görgü tanıklarının anlattıkları aksini ispat ediyordu. Bu deney hakkında bilinenler bu tanıkların söylediklerinden öteye geçmemişti. Gemi Philedelphia Deniz Üssü açıklarına tam donanımla getirildiğinde, Nikola Tesla bu deneyin mürettebatsız yapılması konusunda ısrarcıydı fakat sözünü geçiremedi. Bu deneye ticari bir gemi olan Andrew Furuseth’in mürettebatı da tanıklık etti. Deney sırasında bu gemi ve mürettebatının orada olması sayesinde bugün bu deney hakkında bukadar bilgi sahibi olabiliyoruz. Özellikle bu gemide görev yapan Carlos Allende bilgilerin çoğunluğunun kaynağını oluşturur. Allende, 50'li yıllarda UFO araştırmacısı Morris Jessup'a yazdığı mektuplarda yaşadıklarını anlatmış ve bu deneyin gerçekltiğinden ilk bahseden Jessup olmuştur. Jessup ilginç bir şekilde 1959'da arabasının içinde ölü bulunmuştur. Otopsi raporuna göre egzoz gazıyla intihar etmiştir, Carlos Allende ise bir daha ortaya çıkmamıştır. 22 Temmuz 1943'te şalterler kaldırıldı ve dumandan dolayı gemi gözden kayboldu. Ondan sonra olanlar daha da ilginçtir. 15 dakika sonra şalterlerin indirilmesi emredildi. Yeşil duman yeniden belirdi ve duman çekilirken Eldridge yavaş yavaş yeniden materyalize oldu. Ancak bir şeylerin ters gittiği hemen anlaşılmıştı. Gemiye iletilen telsiz mesajlarına yanıt gelmiyordu. Gemiye çıkıldığında mürettebatın hiç de iyi durumda olmadığı görüldü. Bir bölüm mürettebat yaşadıkları korku dolu dakikalarda gemiden aşağı atladı (Gemiden o anda atlayanların hiç birinin cesedi bulunamadı). Sağ kalanların çoğu akıllarını kaçırmıştı. 5 asker geminin metal gövdesi ile kaynaşmıştı! İkisinin elleri çelik gövdenin içine geçmişti. Ellerini keserek adamları kurtardılar ve yerine protez eller taktılar. Normal durumda olan mürettebatın ileriki zamanda olağan üstü şeylerle karşılaştıkları rapor edilmiştir. Bulundukları yerde birden yok olup başka bir yerde görünebiliyorlardı. Duvarların içinden geçebiliyorlardı. Birçoğu bu duvarların arasına sıkışarak can verdi. Birden bire taş kesilip bir başkası onlara dokunana kadar öyle kalanlar vardı (Boyutlar arasında sıkışıyorlardı). Bunun yanında doğaüstü güçlere sahip olanlarda vardı. Sağ kalan adamlar asla tam anlamıyla düzelemediler. Akıl sağlıklarını kaybettikleri gerekçesiyle de ordudan uzaklaştırıldılar. Donanma bu personeli topyekûn emekliye sevk ederek gemiye yeni personel atadı. Bilim adamlarına da sadece radar görünmezliği istediklerini, optik görünmezliğe gerek olmadığını bildirdi. 28 Ekim 1943'te yine Eldridge üzerinde ikinci deney gerçekleştirildi. Saatler 17:15’i gösteriyordu ve elektromanyetik jeneratörler yeniden çalıştırıldı. Gemi bir kez daha hemen hemen tamamen görünmez oldu. Sadece gövdesinin ana hatları seçilebiliyordu. Bir kaç saniye süresince işler yolunda gider gibiydi ki ansızın gözleri kör edebilecek kadar güçlü mavi bir ışık patlaması meydana geldi ve gemi gözlerden tümüyle kayboldu. Eldridge, inanılması güç bir şekilde bir kaç saniye sonra, 600 kilometre ötede, Norfolk açıklarında yeniden maddeleşti. Norfolk'ta bir kaç dakika boyunca görülür durumda kaldıktan sonra tekrar görünmez oldu ve saniyeler içinde Philadelphia Deniz Üssü açıklarında yeniden belirdi. Elektronik kamuflajı gerçekleştirmeye çalışan bilim adamları koca bir gemiyi, mürettebatı ile birlikte ışınlamış ve sonra da geri getirmişlerdi. ABD hükümeti Philadelphia deneyinin yapıldığını ya da projenin yürütüldüğünü hiçbir zaman kabul etmemiştir. Donanmaya, Eldridge'in sözü edilen tarihlerde Philadelphia'da bile olmadığını iddia etmiştir. Deneyin yapıldığı günlere yakın bir tarihte Bermuda Şeytan Üçgeninde eğitim amaçlı olarak bulunduğu açıklanmıştır. Philadelphia deneyi, reddedilen iddialarla beraber tarihin en büyük sırlarından biri olarak kalmıştır.