Merhabalar! Çoğu davranışımız üzerinde bilinçaltımızın etkisi vardır. İnsan davranışları, çoğu zaman farkında bile olmadan yönlendirilir. Bu, bilinçli zihnin dışındaki, daha derin ve gizemli bir alan olan ‘bilinçaltı’ sayesinde gerçekleşir. Bilinçaltı, yaşadığımız deneyimler, öğrenmeler ve duygusal izlenimlerin depolandığı, ancak farkında olmadığımız bir zihinsel alandır. Psikolojiye göre, bilinçaltı, dış dünyadan aldığımız her türlü uyarıyı işler, bunları depolar ve zamanla bu bilinçdışı bilgiler, davranışlarımızı, kararlarımızı ve hatta ilişkilerimizi etkiler. Ancak bilinçaltının işleyişi, bilinçli zihnin tam olarak algılayamadığı bir düzeyde gerçekleştiğinden, çoğu zaman bu etkileşimler üzerinde kontrol sahibi olmayız. Bilinçaltı, insan zihninin büyük bir kısmını kapsar ve dışarıdan gelen tüm uyaranların işlendiği, hafızanın depolandığı, duyguların şekillendiği bir alandır. Sigmund Freud, bilinçaltı kavramını ortaya koymuş ve insan davranışlarının çoğunun bilinçli düşüncelerin ötesinde, bilinçaltı süreçler tarafından şekillendirildiğini savunmuştur. Freud'a göre, bilinçaltında bastırılmış düşünceler, duygular ve anılar bulunur; bunlar bilinçli zihin tarafından reddedilmiş ya da unutulmuş olabilir, ancak yine de davranışları etkiler. Bilinçaltı, insanın duygusal anılarını, inançlarını, korkularını ve isteklerini barındırır. Çocukluk yıllarından kalan izler, yaşanan travmalar, ebeveynle kurulan ilişki biçimleri ve toplumsal etkileşimler, bilinçaltında depolanan önemli verilerdir. Bu anılar ve izlenimler, bireylerin davranışlarını belirlemede belirleyici rol oynar.
Peki bilinçaltının davranışlarımız üzerindeki etkisini nasıl anlayabiliriz?
Bilinçaltının insan davranışları üzerindeki etkisi, bireyin otomatik ya da istemsiz davranışlar sergilemesine neden olabilir. Bu etkiler çoğu zaman farkında olmadan şekillenir, çünkü bilinçli zihnin denetiminden bağımsızdır. Örneğin, bir kişi, daha önce yaşadığı bir travmatik deneyim nedeniyle belirli bir nesne veya duruma karşı bilinçaltında bir korku geliştirebilir. Bu korku, kişinin korktuğu nesneden kaçma davranışına neden olabilir. Kişi bu davranışın kaynağını anlamadan, yalnızca bir korku hissiyle hareket eder. Bu tür davranışlar, bilinçaltındaki işleyişin doğrudan bir sonucudur.
Bir başka örnek, kendisini değersiz hissetme ve düşük özsaygı gibi duygusal izlerin bilinçaltına yerleşmesiyle ilgilidir. Bir kişi, geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimlerin etkisiyle, sürekli olarak başarısızlık korkusu taşır. Bu korku, kişinin kariyerinde ya da ilişkilerinde sürekli bir çekingenlik ve yetersizlik hissi yaratabilir. Oysa, bu duyguların kaynağı, aslında bireyin bilinçaltında şekillenen, eski deneyimlere dayalı bir algıdır.
Bilinçaltının İşlediği Mekanizmalar
Bilinçaltı, aynı zamanda insanın otomatik düşünce kalıpları ve davranışsal alışkanlıkları üzerinde de etkilidir. Zihnimiz, sürekli olarak tekrar eden deneyimleri bir tür “düşünce şablonlarına” dönüştürür. Örneğin, bir kişi, sürekli olarak “her şeyin kötü gideceği” inancını taşırsa, bu inanç bilinçaltına yerleşir ve kişi bu inanç doğrultusunda her durumda olumsuz bir sonuç beklemeye başlar. Bu durumda, kişinin algılayışı ve davranışları, otomatik olarak negatif bir yönde şekillenir. Bu tür otomatik düşünceler ve duygular, bilişsel çarpıtmalar yaratabilir. İnsan, olayı ya da durumu tamamen olumsuz bir biçimde yorumlayabilir ve böylece bilinçaltındaki bu çarpık düşünce yapıları, bilinçli olarak fark edilmese de, kişinin günlük davranışlarını etkiler. Örneğin, her küçük başarısızlık, kişiyi “yeterince iyi değilim” düşüncesine yönlendirebilir ve bu da kendine güveni zedeler.
Peki ne yapılabilir?
Bilinçaltının gücü, genellikle farkındalık eksikliği nedeniyle görmezden gelinir. Ancak, psikoterapi ve bilinçaltı çalışmaları sayesinde, bireyler bilinçaltındaki köklü inançları ve duygusal yaraları anlamaya başlayabilirler. Hipnoterapi ve Bilişsel- Davranışçı Terapi (BDT)cgibi yöntemler, bilinçaltındaki bu izlerin farkına varılmasına ve değiştirilmesine yardımcı olabilir. Bilinçli farkındalık, kişilerin bilinçaltındaki olumsuz kalıpları, inançları ve duyguları tanımalarına yardımcı olabilir. Bu sayede bilinçaltı süreçler daha kontrol edilebilir hale gelir ve kişi, davranışlarını daha sağlıklı ve bilinçli bir şekilde yönlendirebilir. Bilinçaltı, insan davranışlarını şekillendiren güçlü bir mekanizmadır ve genellikle farkında olmadan hayatımızı yönlendirir. Zihnimiz, bilinçli düşüncelerimizin ötesinde, yaşadığımız deneyimler ve inançlarla şekillenir. Bilinçaltının etkisi, otomatik davranışlar, duygusal tepkiler ve olumsuz düşünce kalıpları olarak kendini gösterir. Ancak, bilinçli farkındalık ve terapötik yöntemlerle bilinçaltı üzerindeki kontrol artırılabilir ve bireyler, daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürebilirler.