Televizyon programlarını izlerken bazen Google’ye girme gereği duyuyorum. Araştırmayı o kadar çok seviyorum. Silahlı kuvvetlerimiz yağmur, kar, soğuk demeden vatanı koruma yolunda. Nelerle mücadele ettiğini görüyoruz Mehmetçiklerimiz, ülkemizin bekası için yurt dışı teröristleri yok etme çabası içinde vatan için canını hiç düşünmeden ortaya koymaya devam ediyorlar. Dünyada hiçbir millet yok ki ordusu için bizim kadar gurur duysun. Devletimiz temsil eden hükümet, Dış politikada ülkemizin geleceği (bekası) için dünyada görülmemiş kararlı bir politika izliyor. Devletlerarası ilişkileri anlamak mümkün değil. Güçlü olan küçükle oynayarak siyaset yapıyor. Dünya’da devletlerarası hukuk çökmüş. Bu ilişkiler insanlar arası ilişkilerden daha farklı kahpece, kalleşçe sürüyor. EN BÜYÜK DEVLETİNE KADAR! 1968 yıllarında öğretmen iken Akşam gazetesinde köşe yazarı rahmetli Çetin Altan’ın yazılarını hiç kaçırmazdım. O yıllarda kullandığı bir cümleyi hala karşımdaymış gibi eksiksiz hatırlıyorum. O günlerde ne demişti Çetin Altan; “ŞU DÜNYADA EN KÜÇÜK FERDİNDEN EN BÜYÜK DEVLETİNE KADAR HİÇBİRŞEY YOK Kİ KIÇINI SOKACAK BİR YER ARAMASIN” demişti.  Rahmetli ne kadarda doğru söylemiş. Şu Dünya devi Amerika’nın yaptıklarına bak. Dünyanın gözü Türkiye’de. Cenabı Allah Ülkemizi en verimli topraklarda, coğrafyada kurdurmuş. Bizim ancak birbirimizden başka dostumuzun olmadığını hala anlayamadık. Birbirimizi bu kadar yaralamanın, ayrışmanın milletimize ne faydası var? O nedenle iç çekişmelerden, gelişmelerden kaygı duyuyorum. Sadece düşmanlarımızı sevindiriyoruz. Ne yazık ki gözümüz dönmüş bunu bile göremiyoruz. **  GÖÇMEN TEHLİKESİ IŞİD, PYD KADAR BÜYÜK! Ülkemizdeki Suriyeli göçmen sayısının devamlı artmasından çok rahatsızım. Bunların bir Amerikan oyunu olduğunu düşünüyorum. Bu değerlendirmeleri ulusal basında uzman, duayen gazeteci ağabeylerimizden de sık duymaya başladık. Göç idaresi genel müdürlüğü rakamlarına göre Suriyelilerin sayısı 2017 yılında 3 milyon 400 bin iken 2018 yılında 3 milyon 690 bine çıkmış. İçişleri bakanımız Süleyman Soylu’nun 15 gün önceki açıklamasına göre Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtından sonra ülkelerine dönen Suriyeli sayısı sadece 291 bin kişiymiş. Yani ülkemizdeki Suriyelilerin on da biri bile değil. 5 yıl sonra Türkiye nüfusunun 86 Milyon olacağı hesap ediliyor. Suriyelilerin nüfusu da 5 milyonu aşacak. Buda nüfusumuzun yüzde 6’sını oluşturacak. 10 yıl sonra nüfusumuz 91 milyon olması beklenirken, Suriyeli göçmenlerin sayısı 7,5 milyon civarında olacak. Bu sayı nüfusumuzun yüzde 8’ini geçmiş oluyor. Bunlar ülkemizi sıkıntıya sokacak rakamlar değil mi? Hani batı dediğimiz Avrupa ülkeleri nerede? Macaristan, Avusturya, Almanya gibi ülkeler 100 mülteciyi bile dini bahane edip Müslüman istemiyoruz, demiyor mu? Ekonomik sıkıntıları, toplumsal uyum zorluğunu bahane edip kabul etmezken bizde 4 milyona yaklaşan bu Suriyelileri kabul etmemizin ne kadar doğru veya yanlış bunu ileride tarih yazacak. BUNLAR NASIL MİLLET? Hepsi de ülkemizde hayatlarından memnun, ülkeleri işgal altındaymış, iç savaş yaşıyormuş umurlarında değil. Ne yapıyorlar yılbaşı gecesi taksim meydanında ülke insanımızın yaşayamadığı coşku ve sevinci yaşayıp çılgınca eğlendiler.  O geceyi televizyonlardan izleyenler gördüler. Şok oldular. En az neyin bayrağı olduğu belli olmayan 6-7 çeşit bayrak altında bu kutlamayı yaptılar. Bunlar yetkilileri halamı uyandırmıyor? HDP, PYD, PKK eylemleri, taksim meydanında böyle başlamadı mı? Suriyelilere milleti tedirgin eden ayrıcalıklar veriliyor. Bölücü örgüt üyeleri hep taksimde toplanıp eylem yapmadılar mı? Bu acılar hala içimizde yaşıyor. Geç kalmış olsak ta Suriyelilerden devlet yetkililerimizin de rahatsız olduklarını görmeye başladık.İnşallah atı alan Üsküdar’ı geçmiş durumuna düşmeyiz. VAHŞİ BATI NEREDE? Medeniyet beşiği gibi gösterilen, insan sevgisi ile dolu Avrupa devletleri nerede? Sayısı 3 milyon 800 bine ulaşan ülkemizdeki Suriyeli göçmenleri neden paylaşmıyorlar. Milletimiz mülteci sıkıntısı altında ezilirken Macaristan, Polonya ve Avusturya hükümeti bakın mülteciler için ne diyorlar! Biz devlet olarak sayısı, 150’yi geçmeyecek mülteci kabul edebiliriz. Bunlarda Müslüman olmayacaklar. Hali vakti iyi olmalı diyebiliyorlar. Bakın3 milyon nüfuslu Ürdün devletinin bile, Başbakanı, Bakanları kanunları yönetmelikleri var. Bu Suriyeliler niye ülkemizde böyle başıboş yaşıyor? Milletimize verilmeyen bu ayrıcalıklar neden Suriyelilere veriliyor. Yılanın başı küçükken ezilmeli sözünü unutmayalım. Suriyeli göçmen sorunu da hızla, kararlılık içinde çözülmeli. Yoksa adım adım yeni sorunlara gittiğimizi, sıkıntıların doğmak üzere olduğunu aklımızda tutalım. Yarınlarda çözmeye kalktığınızda devletler hukuku insan haklarının karşımıza çıkacağını da unutmayalım. Bugün PKK/PYD belası ile mücadele ederken, yarın bunlara Suriyeliler sorununda ekleneceğini unutmayalım.