HEDEFİMİZ.. YAŞANABİLİR ŞİRİN NAZİLLİ!
Maalesef, Türkiye’de her alanda ‘AT ÇAMURU.. HİÇ DEĞİLSE İZİ KALIR’ dönemi tüm hızıyla devam ediyor.
Menfaat duyguları insanları esir almış. Acımasız olmuşlar. Zaman zaman bunlara Nazilli’de de rastlıyoruz.
Siyaset böyle kirli bilgilerle nereye varabilir? Kaybeden insanlarımız oluyor. Güven kaybı yaşıyoruz. Devletimiz kaybediyor.
Nazilli Belediye Başkanlığını büyük bir farkla CHP’li aday kazandı. Seçilen Başkanı millet mesleği olan doktorluğundan dolayı tanıyordu. 
Kimse onun seçilmesinde, ben olmasam seçilemezdi diyemez. Millet sevdi, güven duydu ve Başkanlığa rekor bir oyla seçildi.
CHP’li adaya duyulan bu güvene, başkan da kısa sürede karşılık vermeye başladı. 
Başkan ve ekibi, ilk iki ayda çalışanlarının ücretlerini ödemek için 5 milyon eksiği tamamladı. 
Nazilli Belediyesi, son iki aydır aldığı tedbirlerle personelinin ücretlerini belediye karşılar hale geldi.
Başkan Ertuğrul Tetik, çok emin konuşuyor. Ne diyor Tetik: "Nazilli’yi A’dan Z’ye yaşanabilir bir Nazilli yapmaya kararlıyız. Bizim hizmetlerimizde ayrımcılık yok. İlkel çalışma düzenine son verdik. Sen ben ayrımı olmadan, biz anlayışı ile çalışıyoruz" sözleri bile onun tarafsız hizmette kararlılığını gösteriyor. 
Her şeyden önce bu bir başarıdır. Neden mi?
Belediye disiplini kalmayan, birbiriyle boğuşan daire müdürlerinin çalıştığı, halk nezdinde güven kaybı yaşayan belediye olmuştu. Bunları başarmak çok önemliydi.
**
ÇALIŞMA EKİBİ BOZULMAK İSTENİYOR!
Nazilli Belediyesi’nin 4 aylık icraatlarında çarşı düzenlemeleri milleti uyandırdı. Vatandaş, Belediye çalışmalarına topyekûn destek vermeye başladı.
Hizmetlerin ayrım yapılmadan gerçekleşmesi, halka umut verdi.
Toplumu karıştırmadan huzura ermeyen siyaset karıştırıcıları, dedikodu mihrakları, yine de boş durmuyor.
Belediye Başkan Yardımcısı Av. Selahattin Yılmaz’ı hedef almışlar. 
Milliyetçiliği, bayrak ve vatan sevgisi eleştirilemeyecek kadar net olan Selahattin Yılmaz’la, Fethullahçıların nasıl uğraştığını çok iyi bilirim.
Askerlerimize yapılan Ergenekon ve Balyoz iftiralarını bütün millet çok iyi biliyor. Allah’ım milletimize bir daha böyle bir durumu yaşatmasın.
Sayın Av. Selahattin Yılmaz’da böyle karanlık beyinlerin komplosunu yaşadı. Atılan çamurlar tutmadı. Millet inanmadı.
10 bin liralık sahte senet tanzim etmekle suçlandı. Mahkemenin kasıtlı davranışları ile 10 ay ceza aldı. 
Ama üst mahkemeler onun kişisel Anayasal haklarına dokunmadı.
Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı bu kararı onadı. Seçime girerken de seçim kurulları bir mani hal görmedi. Ama parti içi hizipçilere bu yetmedi. 
CHP içindeki fitne ve hizipçiliği kendilerine yakıştıran art niyetli partililer, yine iş başına geçtiler.
Parti içinde ben yoksam parti de yok diyen menfaatleri zedelenen bu insanlar, yargı kararlarını eleştirecek kadar ileri gittiler. 
Kendilerini seçim kurullarından daha bilgili gören bu parazitler, bu başarılı belediyenin çalışkan ekibini bozmak için dedikodu yaydılar.
Artık bu insanlar deşifre oldu. Bu dedikodu merkezlerini Nazilli halkı hem biliyor hem de itibar etmiyor. 
Sevindirici olan başta önde gelen CHP’liler ve vatandaşların bu bilinen iftiracılara pirim vermemesi. 
Bu dedikodulara inanmaması. Çalışma ekibi, it ürür kervan yürür anlayışı ile yola devem ediyor.
CHP yıllardır içe dönük bu çekişmelerinden dolayı iktidar olamıyor.
Nazilli’de her şey çok iyi gidiyor. Belediye çalışmalarına disiplin gelmiş. 
CHP Nazilli’de tek vücut çalışıyor. Şunu herkes bilsin ki bu çalışmalar sonucu, kazanan CHP değil Nazilli oluyor.
** 
TÜİK, MİLLETİN GELECEĞİ İLE OYNUYOR! 
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) temel görevi, ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlarda, veri ve bilgileri toplar. Gerekli istatistiklerin üretilmesini, yayımlanmasını ve dağıtımını yapar. 
TÜİK bireylerden, hanelerden, işyerlerinden araştırmalar ve sayımlar yoluyla veri toplar. 
TÜİK’te 3.860 kişi çalışıyor. Bunların 2.500’ü piyasada dolaşır, fiyat verileri tespit eder.
Birçok malın fiyat artışı böyle tespit edilir. Ama TÜİK görevini yapmıyor. Hükümetin sesi haline geldi. Hükümetin istediği fiyatları yayınlıyor.
Enflasyonu küçük gösteriyor. Gerçek fiyatlardan farklı oranları açıklıyor.
Enflasyon da böyle ortaya çıkıyor. Milyonların da aşını belirleyen TÜİK maalesef görevini doğru yapmıyor. 
Son dört yılda çeşitli daldaki malzemelerin FİYAT endeksi yüzde 650 ile yüzde 870 arasında yükselmiş. 
Asgari ücret ise bu süre içinde yüzde 570 artmış. Tüm FİYAT artışının altında kaldı. 
TÜİK’İN açıklamaları ise gerçek FİYAT artışı değil. Hükümetin istediği açıklama. 
Eğer TÜİK, Türkiye’de gerçek fiyat artışını açıklasa, Asgari Ücret bugün 17.002 lira değil, en az 25-30 bin lira arasında olur.
Ekmek fiyatında bile son 4 yılda ücret artışı yüzde 300 olduğu halde TÜİK bunu yüzde 142 olarak açıkladı. 
TÜİK, bu adaletsiz açıklamaları ile MİLLETİN AKLIYLA DEĞİL GELİRİ İLE OYNUYOR.
MİLYONLARCA emekli ve çalışanın ücretlerinin TÜİK verileri ile tespit edildiğini bilelim. 
Milletin ve emeklinin sefaletini hazırlayan maalesef ki TÜİK’TİR. TÜİK, ADALETLİ OLMADAN TÜRKİYE SEFALETTEN KURTULMAZ. 
**
KIÇI BOKLU AVRUPALI…
Dünün doğru bildiklerimizin bugün yanlış olduğu iddia ediliyor. 
Örneğin düne kadar maydanozun faydaları konuşuluyordu. Bugün kan pıhtılaşmasına neden oluyor iddiaları ortaya atıldı.
Yine bebeklerin en az 2 yaşına kadar anne sütü içmeleri öğütleniyordu. Bugün bilim insanları bunun yanlış olduğunu sıralıyorlar. 
Bunun gibi ilginç iddialar ortaya atılıyor. Geçen ay eşimle 10 günlük Balkan turuna katılmıştım.
Avrupa’nın güzellikleri yanında kafamızın almadığı yanlışları da gördük yaşadık.
10 günde tam 8 ülke gezdik. Bilim böyle mi önerdi bilmiyoruz? 
Neden tüm Avrupa bunu uyguluyor anlayamadım. Avrupa’nın tuvaletlerinde bizim taharet (temizlenmek için kullandığımız) o su akmıyor.
Bunun tüm Balkan ve Avrupa ülkelerinde uygulandığını öğrendik. Şaşırdık.
Gezdiğimiz 8 Balkan ülkesinde yoktu.
Bilim ve teknolojide bizden ilerde olabilirler. Ama bizim kadar temizliğe önem veren bir toplum değil. ONUN İÇİN YORUMUMUN BAŞLIĞINI KIÇI BOKLU AVRUPALI DEDİM.