Karbon ayak izi, karbon salınımı gibi terimleri artık sık sık duymaya başladık. Dünya’nın elitleri dilinden düşürmüyor bu ifadeleri. Devletlerin yapay güneş yapabildiği, bulut tohumlayarak yağmur yağdırabildiği ortamda iklime direk müdehale edebildiğini anlayabilmek için çok üstün bir zekaya sahip olmak gerekmiyor. Zeka bize nerede lazım? İklimin dinamikleri ile oynayan ellerin bu işleri gerçekten insanlığın yararına kullanıp kullanmadıklarını düşünmekte lazım. Şöyle ki, iklime direk müdehale edebilecek düzeyde bir teknoloji kullanan adamlar, küresel ısınma var ve buna siz sebep oluyorsunuz diye sorumluluğu her zamanki gibi bize atıyorlar. Eeee ortada onların isnat ettikleri bir suç olunca cezayı da kesecekler tabi.


Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Karbon salınımının, ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor” diye bir açıklama yaptı. Yani diyorlar ki siz atmosfere karbon salarak kirletiyorsunuz bu yüzden vergi vereceksiniz. Yani bize 2,0 benzinli araba muamelesi yapıyorlar. Uyumaya devam edelim biz.

Peki karbon nedir? Bu kadar zararlı bir madde mi bu karbon? Gelin karbonu tanıyalım birlikte.

Karbon, Dünya'daki yaşamın temel yapı taşlarından biridir ve insan hayatı için hayati bir öneme sahiptir. Biyolojik sistemlerdeki birçok temel süreç ve yapının merkezinde yer alan karbon, hem kimyasal özellikleri hem de biyolojik fonksiyonları açısından benzersizdir. Karbon, organik moleküllerin temelini oluşturur. İnsan vücudu, karbon atomlarından oluşan birçok organik molekül içerir. Karbonhidratlar ve yağlar gibi karbon içeren bileşikler, vücudun ana enerji kaynaklarıdır. Proteinler ve lipidler gibi karbon içeren bileşikler, hücre zarları, kaslar, kemikler ve diğer dokular gibi yapısal bileşenlerin temelini oluşturur. Kollajen gibi proteinler, bağ dokusunun ana bileşenleridir ve vücut yapısını destekler. Karbon atomları arasında oluşan bağlar oldukça kararlıdır. Bu kararlılık, karbon bazlı moleküllerin biyolojik sistemlerde dayanıklı ve işlevsel olmasını sağlar. Karbon atomları, diğer elementlerle (hidrojen, oksijen, azot, kükürt, fosfor vb.) çeşitli kombinasyonlar oluşturarak çok çeşitli biyomoleküller meydana getirir. Bu çeşitlilik, biyolojik çeşitliliğin temelini oluşturur.

Peki karbon salınımı ne kadar zararlı bir şey, ya da hakikaten zararlı mı? Gerçekten karbon salınımı mı zararlı yoksa karbon salınımını durdurmak veya azaltmak mı? Karbon döngüsü, karbonun atmosfer, hidrosfer, litosfer ve biyosfer arasında sürekli olarak hareket ettiği doğal bir süreçtir. Bu döngü, yaşamın sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir. Bitkiler, fotosentez yoluyla atmosferdeki karbon dioksiti alarak organik moleküllere dönüştürür. Bu süreç, hem bitkilerin büyümesi hem de besin zincirinin diğer basamaklarına enerji sağlamak için gereklidir. Hayvanlar ve bitkiler, solunum yoluyla organik molekülleri parçalayarak enerji üretir ve karbon dioksiti atmosfere geri salar. Bu, karbon döngüsünün bir parçasıdır. Fosil yakıtlar, milyonlarca yıl önce yaşamış organizmaların kalıntılarından oluşur ve büyük miktarda karbon içerir. Bu yakıtların yakılması, atmosfere büyük miktarda karbon dioksit salarak karbon döngüsünü etkiler. Sonuç olarak, karbonun insan hayatı ve genel olarak yaşam için önemi büyüktür. Karbonun kimyasal ve biyolojik özellikleri, canlıların yapı taşlarını ve enerji kaynaklarını oluşturur. Karbon döngüsü, ekosistemlerin dengesi ve sürdürülebilirliği için hayati bir süreçtir. Bu nedenle, karbonun doğadaki rolü ve insan yaşamındaki önemi göz ardı edilemez.

Bu bilgiler benim uydurmalarım değil. Herkesin çok kolay ulaşabileceği, karbon ayak izi martavalından bağımsız olarak karbonun önemini araştırdığınızda karşınıza çıkacak olan bilimsel veriler.

Şimdi bundan sonrasını algılayabilmek için Allah’ın bahşettiği zekayı kullanmak gerekiyor. İnsanlığa savaş açan elit küreselcilerin açtığı savaş karbona karşı mı, yoksa insanlığın yaşamına karşı mı? Dünya nüfusunun 8 milyar olmasını gelecek açısından bir tehlike gören ve bu nüfusun azaltılması gerektiğini ve bunu yapmanın en iyi yolunun aşılar olduğunu açık ve net bir şekilde konferanslarda yıllardır dile getirenler, şimdi sizi düşündükleri için karbon ayak izi masalını uydurdular, Corona ve aşı zokasını kılçıksız yutanlara yeni masallar anlatılmaya devam ediliyor. Ne zaman akledeceksiniz?