Milliyetçilik
Hüseyin Barış Özsoy
Tamamen kavram kargaşasına mahkum edilmiş bir ideoloji. Hem savunan hem reddeden tarafından tam karşılığı konulamamış bir görüş. Milliyetçilik akımının dünya üzerindeki geçmişine baktığımız zaman çok net gördüğümüz bir tablo vardır. Dünya’nın egemen güçleri bir şeyleri değiştirmek istediğinde, dünyayı yeniden dizayn etmek istediğinde birden bire rüzgarlar milletçilik kokmaya başlar. Vatan, millet sevgisi o kadar kaşınabilir ve kullanılabilir düşüncelerdir ki gidilen asıl hedefi gizlemek istiyorsanız arkanıza milliyetçilik rüzgarını alırsınız. Kitleler bu rüzgarla beraber savrulur ve önünüze set olur. Böylece etrafınızda savrulanlar da, o rüzgarı arkadan seyredenlerde öndeki hedefi net ve doğru olarak göremez.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed SAV. “Kişi kavmini sevmekle kınanamaz” der. Bu öyle anlamlı bir tanımdır ki milliyetçilik için. Zira bu ideolojinin karşıtları, milliyetçi kişileri Hitler gibi, Stalin gibi faşistlerle bir tutma gafletine düşerler. Faşizm ile milliyetçilik en yılmaz Atatürkçüler için bile bir çıkmaz sokaktır. Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin altı okundan biridir milliyetçilik. Ancak bugünün tatlı su Atatürkçüleri hiç hoşlanmaz bu oktan. Yekten karşı çıkamasalar da asla dillerine almaz, milliyetçilik okunun zıttına Atatürkçülük yaparlar.
Gelelim, kendini benim gibi milliyetçi diye tanımlayanlara. Milliyetçiliğin birinci koşulu milletini sevmektir. Ancak bugünün tatlı su milliyetçileri “Vatan, Millet, Sakarya” nağralarının arkasında kendi menfaatlerinin esareti altındalar. Bizim gibi saf milliyetçiler ise Vatan için ölürüz inancıyla birlikte Allah Allah çığlıklarıyla koşarız arkalarından. Bu özellikle Türk milleti için hep böyle olmuştur. Orta Asya’dan dünyaya yayılmaya başladığımızda Türk’ün evladı mehmet hep savaşa Vatan için ölmeye koşmuştur. Mehmet ölmüş Vatan almış, ama o vatanın sefasını içimizdeki devşirmeler sürmüştür. Mehmet hep ölürken, onlar yaşamıştır. Bu güne kadar kimse çıkıp da Vatan için yaşamak gerek dememiştir Mehmet’e. Savaş kaçınılmaz olduğunda elbette Vatan için gerekirse ölünür. Ancak savaş bittiğinde kalan Mehmetler yaşatılmalıdır. Ama devşirmeler mehmetin ölerek kazandığı Vatan’da paşa olurken, kalan mehmetlere hep vergi ödeyen amelelik rolü kalmıştır.
14 Mayıs’ta yapılan seçimlerde sandıktan milliyetçilik çıkmıştır. Son dönemde dünyada da milliyetçilik akımı yükselmeye başladı. Bu akıma ülkemizin de kayıtsız kalmadığını seçim sonuçları gösteriyor. Bu elbette benim gibi milliyetçi birini memnun etmektedir. Ancak unutmamak gerekiyor ki milliyetçiliği körükleyenler yeniden bir değişime hazırlanmakta. Bu değişimin askerleri biz, paşaları onlar olmasın. Tarih bu sefer değişsin. Biz bu sefer Vatan için ölmeyi değil, Vatan için yaşamayı seçelim. Unutmamak gerekiyor ki Jitem’in kilit isimlerinden biri olan ve faili meçhul(?) bir cinayete kurban giden Ahmet Cem Ersever’in kitap gibi bir sözü vardır. “Vatanını en çok sevene, en pis işi yaptırırlar.” Milliyetçiler çok uyanık olmak zorundalar. Çünkü bu sefer uyanık olmazsak, ihale yine bize kalacak.
Yorumlar
Trend Haberler
Nazilli’de okul yangını: Gece başlayıp sabaha kadar cayır cayır yandı
Genç mühendis kansere yenildi
Aydın'da feci kaza! 27 yaşında hayatını kaybetti
Aydın'da acı ölüm: Hız tutkusu sonu oldu
Aydın’da feci ölüm: Süt sağarken akıma kapılarak can verdi
Kuşadası'nda zamlara karşı çare sobalar oldu