Yaş itibarıyla olsa gerek benim aklıma Disney deyince, miki fare geliyor. Başlıkta yazdığım gibi İngilizce haliyle yazınca daha afili görünüyor olabilir ama O bizim için sadece ve sadece Miki Fare. Tabi o zamanlar şimdiki gibi film platformları, internet vs. yok. Televizyon var abi, oda sadece tek kanal. Hatırlıyorum da ülkenin ilk televizyon kanalı olan Magic Box kurulduğunda antenlerimizin ayarıyla oynamaktan bir hal olmuştuk. Şimdiki gibi değil oğlum işler ne yadırgıyorsun? Anteni TRT’ye ayarlasan Magic Box bozuluyor, Magic Box’a ayarlasan TRT gidiyor. Çocuğuz daha o yıllarda, hani gençliğe ilk adımları atacağız da, anasından yeni doğmuş tay gibiyiz ayakta duramıyoruz. Bu sebeple işimiz çizgi film. Dedim ya biz TRT çocuğuyuz, hayatımız Disney’in çizgi filmleriyle geçmiş. Ama ben Miki Fare’yi sevmezdim. Donuld Duck daha sevimliydi. Magic Box’ı izleyebilmek için verdiğim mücadelenin altındaki en büyük sebep ise Ninja Kaplumbağalar. O zamanlar RÜTÜK yok tabi ama TRT’nin çocukların ruhsal ve zihinsel gelişimini olumsuz etkilememe prensibi işliyor. TRT’de yayınlanan bir sürü çizgi film var ama hep Disney işi ve daha çok miniklere hitap ediyor. Dedim ya biz o zaman gençliğe geçiş aşamasındayız. Haa bu arada RÜTÜK yok TRT’nin politikası var dedim ama, Clementine diye bir çizgi film vardı, benim psikolojimi çok bozdu. Bugünkü sıkıntılı ruh halimin temelinde o yatıyor olabilir. O çizgi filmi hatırlayıpta izlerken korkmadım diyen çocuk yoktur. Neyse biz Magic Box ile Disney’in minik dünyasından çıkıp, Ninja Kaplumbağalar gibi daha gençliğe geçiş aşamasına uygun çizgi filmler izlemeye başladık. Yani ilk alternatifi bulur bulmaz Disney’i terk ettik. Hem de sadece zevk-i sefamız için. Bugün şartlar çok ama çok değişti. Her an daha çok gelişen ve ilerleyen teknoloji, internetin gücünü de arkasına alıp televizyonların hakimiyetini bitirme noktasına geldi. Dünya’da ki büyük firmalar bu alana giriş yaptı ve kendi platformlarını oluşturarak izleyiciyi yakalayacak farklı projeleri, izleyicilerine bu platformlarda sunmaya başladı. 35 sene önce imkanlar kısıtlıydı hacı abi. TRT’de sürekli takip ettiğin diziyi kaçırırsan gitti. Öyle zırt pırt tekrar yayını yok. Ama şimdi sen milyonlarca dolarlık yatırım yapıp kurduğun platforma, yine milyonlarca dolar harcayıp yaptırdığın içerikleri anında korsana düşüyor. Yani eskiden elin güçlüydü, şimdi senin geliştirdiğin teknoloji senin en büyük düşmanın. O sebeple biz vakti zamanında zevk-i sefamız için bir kalemde terkettiğimiz Disney’e şimdi diz mi çökeriz. Her ne kadar şartlar değişmiş gibi görünse de bu milletin değişmeyecek hassasiyetleri var. Siz yönettiğinizi sandığınız algılarınızın esiri olmayı seçmiş olabilirsiniz. Haaa bu boykot size dokunmuyor mu? Bizim için sıkıntı yok, bizim boykotumuz size dokunmamış bile olsa bizim alev alan yerlerimiz soğudu bu bize yeter. Şimdi eğilin de üfleyin bakalım.