Kış ayları çok farklı duyguların tetikçisidir. Sonbaharla birlikte başlayan melankolik ruh yapısını, kasvetli bir hale sokar. Pek çok insan bu durumu derinlemesine ister düşünsün ister düşünmesin bu ruh haline bürünür. Pek çok insan için hem soğuk hem kapalı ve kasvetli havadan dolayı kış ayı sevilmez. Ama aslında insanın kendini dinlemeye en çok vakit ayırabildiği zamanlar kış günlerinde mevcuttur. Günlerin kısa gecelerinse uzun olması, ve hava koşullarındaki melankolik atmosfer kendinizle başlasa kalmaya iter sizi.Kara kış diye tabir eder büyükler. Garibanın kabus zamanlarıdır çünkü. Isınma maliyetleri artar. Evde geçirilen zaman uzar buda masraflara direk etki eder. Halkbuki yaz aylarında gezmeye ve tatile harcadığımız para çok daha fazladır. Ama insan gözü eğlenceye verdiklerini görmüyor. Kış günlerindeki kendine ayırdığın zaman eğlenceli gelmiyor pek çok kişiye.Ben kışı severim. Bazen arabesk bazen çok sanat müziğidir kış geceleri. Kendine ayırdığın zaman diye başlayan gece eski şarkıların alıp götürdüğü bir zaman makinasına dönüşür. Maziyi özlemektir birazda kış geceleri. Yazın koşuşturması arasında unuttuklarımızı, yada hatırlamaya vakit bulamadıklarımızı yad eder.Sizi siz yapan değerlerin üzerine düşünmenizi sağlar. İşten güçten vakit ayıramadığınız bir kitabı okumak için size zaman tanır. Kendinize kattığınız değerleri çoğaltır kış geceleri.Ve melankolik geçen bir gece bittiğinde, işlerinizle meşgul olurken bile, çalışmanızı ve çalışırken hissettiğiniz duygularınıza sirayet eder. Onları kontrol eder. Kara kış sizin en doğal halinizdir aslında. Yalanlarınız azalır, riyalar en aza indirgenir, sizi olduğunuz gibi gösterir. İçinizdeki aynayı dışınıza yansıtır.Ben kışı severim. Düşünmediklerimi, hatırlamadıklarımı ve öğrenmediklerimi bana kazandırır. Her şey bittiğinde baharı karşılarken duygularınız kozasından çıkan bir kelebek gibidir. Yeniden şekillenmiş, yeniden doğmuş gibi. İçinizdeki güzelliğin dışa çıkması için geçirdiğiniz koza evresidir birazda.