Türkiye bir süredir boğuştuğu ekonomik savaşın gölgesinde iyice yerel seçim heyecanını yaşamaya başladı. Belkide bu heyecan ekonomik sıkıntıyı unutmanın bir yolu olabilir. Ne olursa olsun aday adayları tek tek ortaya çıktıkça bu heyecan da her isimle beraber artıyor. Her ne olursa olsun nefes kesen bir yarış olacağı kuşkusuz. Zira partiler arası rekabetten önce parti içi savaş başlamış durumda. Savaş tabiri çok irite edici olsa da Efeler’de bu sürecin rekabetten çok savaş şeklinde geçtiğine tanık oluyorum. Her aday kendi deneyimi ve karakteri gereği farklı stratejilerle adaylık sürecini yürütürken, amacı önce ülkesine, sonra bölgesine hizmet etmek olan insanların aynı çatı altında birlik içinde olması beklenirken bazı isimlerin diğerlerine üstü kapalı sataşmaları, mensubu bulundukları partiye zarar veriyor diye düşünüyorum. Belki de adaylar açıklandıktan sonra bu kişiler sataştıkları ve adaylık için yetersiz gördüklerini söyledikleri kişi için halktan oy isteyecekler. İş bu duruma geldiğinde halk bu kişilerin samimiyetine ne kadar güvenebilecek? ** Naçizane olarak adaylara ve partililere önerim şudur ki, aynı amaca hizmet eden insanlar olarak yarın halkın önüne çıkacaksınız. Kol kola gezip birlik beraberlik mesajları verecek ve partinizin seçimlerde başarılı olması için oy isteyeceksiniz. Bugün rant veya bilmediğimiz başka sebeplerle fütursuzca salladığınız isimler yarın adayınız olabilir. İşte o gün halkın karşısında küçük düşmemek ve inandırıcı olmak için, bugün pişman olacağınız söylemlerden kaçının. Bugün yediğiniz hurmalar yarın bir yerlerinizi tırmalamasın.  Ülke olarak zaten yeteri kadar sıkıntılı bir süreçten geçmekteyiz. Birde cahilce ve çocukça yaklaşımlarla aynı partiye hizmet ettiğiniz isimleri itibarsızlaştırma yarışına girerek gerilimi tırmandırmayın. Zaten bu durum, en çok bu cahilliğe kapılanlara zarar verir. Biz halk olarak hepinizin birlik ve beraberlik içinde ülkemize ve şehrimize hizmet etmenizi bekliyoruz. Oturun proje üretin. Şehrin sorunlarına çözüm yolları arayın. Eğer bunu da beceremiyorsanız ricamız şudur ki; “Gölge etmeyin başka ihsan istemez.”