Ne zaman huzur bulsak (gerçi huzurumuz yok ama), Türkiye’nin huzuru başta Amerika olmak üzere dış güçleri rahatsız ediyor.
Terör odakları harekete geçiyor. İşin en acı tarafı ise siyasi partilerimiz maalesef bunu anlamıyor, görmüyor, görmek istemiyor. Birbirleri ile uğraşıyor.
Milletin ayağına sıkmasına, adeta teşvik ediyorlar. TUSAŞ’a saldırı bunların sonucu.
Biz içerde birbirimizi yerken, terör odakları ve dış güçler de milleti huzursuz etmek, korkutmak için yine kolları sıvadı.
5 Şehidimiz, 22 yaralımız var. 
Bakanlar arka arkaya, başsağlığı ve geçmiş olsun mesajları yayınlıyor. Sanki bunun için göreve gelmişler.
Sayın Bakan milletimizin huzurundan, can ve mal varlığından sorumlu, alınan tedbirler YETERSİZ diyemiyor.
Demeçlerle yönetilen, algı üzerine siyaset yapan bir ülke haline geldiğimiz öne çıkıyor.
Siyaset anlaşılmaz bir noktaya geldi. Millet için değil, menfaat sağlamak için yapılıyor.
Yıllardır hakaret, kin ve öfke üzerine siyaset yapan partiler, aniden gül dağıtan bir parti haline geldi.
Sayın Cumhurbaşkanımız, bu saldırı terörle mücadelemizi perçinledi diyor. 
Şimdiye kadar LAF OLSUN DİYEMİ MÜCADELE EDİYORDUK SAYIN CUMHURBAŞKANIM.
Bırakın, parti menfaatleriniz için birbirinizi yemeyi. Milli menfaatlerde olsun tek yumruk olalım. 
SON PİŞMANLIK FAYDA VERMEZ, BUNU HEPİMİZ BİLİYORUZ. Gün o gün. 
Siyasi partilerimiz geçte olsa halk tabiriyle, “SEV KARDEŞİM SİYASETİ” yapmaya başladı. 
Hangi partinin ne yaptığı, neden yaptığı anlaşılmaz olsa da birden tek yumruk oldular. 
Bunlar milletin kafasını karıştırsa da,
 Terör odakları, bu gelişmelerden rahatsız oldu.
Dış güçlerle beslenen TERÖR yuvaları, biz daha ölmedik der gibi, ne oluyor dediler.
Yine, milletin huzurunu bozmak, panik yaratmak için atağa kalktılar
Ankara TUSAŞ saldırısını gerçekleştirdiler. Terör odakları, Türk milletinin barışından, kaynaşmasından huzursuz oldu.
KÜRT, TÜRK ayrımının ortadan kalkmasından telaşlandılar. İzin vermeyiz diye ayaklandılar.
Ve yeniden, canlı bomba uygulamasına geçtiler.
Bu saldırının arkasında dış güçlerin olduğunu herkes kabul etmeli. Her zaman söylerim TÜRK’ÜN TÜRK’TEN BAŞKA DOSTU YOK.
Türk demokrasisi, siyasi partiler bu saldırıyı iyi analiz etmeli. 
TÜRK’ÜN TÜRK’E DÜŞMESİNİ BEKLEYEN DÜŞMANLARIMIZIN OLDUĞUNU GÖRMELİ. 
SİYASİ ANLAYIŞLARINI VE YENİ YOL HARİTALARINI ONA GÖRE YAPMALI..
**
BU ÇETE, DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIR!
Dünya huzursuzluğun doruğunda. Ortadoğu vahşeti yaşıyor. 
Savaş adım adım tırmanıyor. Üçüncü dünya savaşı feryatları, ağızlarda dolaşıyor. 
Dünya, adeta psikiyatri dönemi yaşıyor. Huzur için tedavi YETER Mİ? Bilmem.
İsrail yüzünden Filistin’de çocuklar ölüyor. Savaşı durdurun çığlıklarını dinleyen yok.
Ortadoğu’da savaşı başlatan HAMAS bin pişman olsa da, Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. 
Ölen çocuk ve insan sayısı 42 bini aştı. 
Sayın Cumhurbaşkanımız dünya 5’ten büyük şarkısı söylese de, İsrail’in bile dünyadan büyük olduğu bir dönem yaşanıyor.
Dünyada bunlar olurken, ülkemizde uyuşturucu baronları atağa geçti. 
Yapılan operasyonlar bile uyuşturucu baronlarını durduramıyor. Gençliğimiz her geçen gün zehirleniyor.
Kadınlara taciz caddelere taştı. Öldürülen kadınlarımız yüreğimizi yakıyor.
Devletin ilk görevi insanının mal ve can güvenliğini korumaktır. Bunu bile yerine getiremez hale daha doğrusu yetişemez hale geldik. 
Çocuklarımız ölmesin diye ayaklanan dünya, ÜLKEMİZDE yaşananlar karşısında ne yapacak bilmiyorum. 
Çocuk ölümlerinin üzerine limon sıkan, bir vahşet ortaya çıktı. BEBEK ÖLDÜREN ÇETE… 
Dünya zenginlerini yaşatmak için öldürülen bebeklerden alınan, hasta zenginlere nakledilen kök hücre. 
Yaşamaya bile fırsat verilmeyip doğumdan sonra öldürülen BEBEKLER KİM BİLİR Türkiye’den başka kaç ülkede yapılıyor?
Hak, hukuk ve adaletin çivisi çıktı. Tekrar yerine gelir mi? Bilmem!
Dünya zengin ve güçlülerin yaşadığı bir hale geldi. SONU NE OLUR BİLMEM!
**
BAL GİBİ “TÖRE” CİNAYETİ
Bu satırları Narin’in cesedinin bulunduğu gün ve saatlerde kaleme aldım. 
Çok büyük ihtimalle, NARİN neyle suçlandıysa! AİLE KARARI İLE öldürüldüğüne inanıyorum.
Böyle olmasaydı, anne baba kardeş ve aile çevresi gözaltına alınmazdı. 
Biz buna TÖRE VE CEHALET CİNAYETİ de diyebiliriz. MALESEF BU VAHŞET BİZDE YAŞANIYOR.
Gözaltına alınan 21 aile yakını ağzını kilitler, hiç açıklama yapmazlar. 
Onlarda TÖRE ANLAYIŞLARI, din anlayışlarının bile üstündedir.
Gazeteci olarak bundan 25 yıl önce Nazilli’de, böyle bir töre cinayeti yaşanmıştı. Bunu, ULUSAL GAZETELERE haber yapmıştım. 
Olay aynen şuydu;
Diyarbakırlı 18 yaşındaki bir kızımız, evli bir erkekle kaçmış, Nazilli’ye bir yakınlarının yanına gelmişti. 
Kızın aile çevresi toplanmış, töreleri gereği bu kızları için ölüm kararı almıştı.
Kızlarını öldürmek içinde, kızın 16 yaşındaki bir erkek kardeşine infaz görevi verdi. (az ceza alması için reşit olmayan yaşta birisi seçilmişti.)
Kızın Nazilli Cumhuriyet mahallesindeki kaldığı ev bir şekilde, tespit edilmişti. 
İnfaz yapacak kardeş, ablası ile konuşup evden kaçmak istediğini yanına gelmeyi arzu ettiğini söyleyip ablasından yardım ister, ablasının güveninin kazanır.
Ablası da ona adresini vermiş, erkek kardeş Nazilli’ye gelmişti. 
Ablası ve eniştesine kahve yapmak isteyen kardeş, kahveyi yapmış. Salonda oturan enişte ve ablasına kahveyi verdi 
Onlar salonda divan üzerinde kahvelerini içerken, 
16 yaşındaki erkek kardeş silahını almış gelmiş, her ikisini de mermi yağdırmış, kahve içerken öldürmüştü.
Doğu Anadolu’da, töre uygulamaları, acımasız olarak uygulanır. Bunlar cehaletin bir örneğidir. 
Narin olayın da, aile her ne sebeptense, Narin için bir töre kararı ile öldürülmesi, kararının alındığını inanıyorum. 
Böyle olmasa aile yakınları konuşurdu. Bu canilerin gücü, maalesef, böyle masum melek çocuklara yetiyor. 
NARİN’İN aile çevresinden bu kadar insan gözaltına alınması onun için infaz yapılması kararı alındığını gösteriyor. 
Bana göre NARİN olayının, KARA KUTUSU Narin’in annesidir. Çelişkili ifadesi ile bu duruma düşmüştür. Onu en küçük kardeşinin öldürdüğüne inanıyorum.
Cesedin bulunduğu gün benim düşünce ve yorumlarım budur.
Narin olayında öldürülen sadece NARİM değil, onunla birlikte, İnsanlığımızın da öldüğünü gördük. 
Bu vahşet olay, ÜZÜNTÜ VERMENİN ötesinde, milletimiz tarafından LANETLENMİŞTİR.
**
CHP’DE YİNE EGO KRİZLEERİ YAŞANIYOR!
CHP’de sular durulmuyor. Ne zaman duruldu ki?
64 yıldır CHP’liler, partilerinin iktidar olmasını bekliyor.
Parti zirvesinde, menfaat guruplarının, menfaatleri için, oyundan oyuna geçişi, 
Partililerin gözü önünde devam ediyor.
64 yıldır CHP iç çekişmelerden kurtulup, millet için çalışma fırsatı bulamadı. 
Hep parti içi didişmeler öne çıktı. Partililer parti disiplinine uymadı. Çoğu kendini partide general gibi hissediyor.
Bu partililer, partisi için değil menfaatleri için çalışıyor. Her partili kendini, partinin genel başkanı gibi görüyor. 
Bu yüzden partide hizipçilik en üst düzeyde yaşanıyor.
Son zamanlarda, menfaat gurupları bir oldular. Birlikte oldular. Önce Kemal Kılıçdaroğlu’nu genel başkanlıktan indirdiler. 
Kılıçdaroğlu bu ihanet çeteleri yüzünden, son TÜZÜK kurultayına ve partinin kuruluş yıldönümü kutlamalarına bile katılmadı. 
Genel Başkan Özgür Özel, parti içi tarafsızlığını koruyamadı. Genel başkan ağırlığını hissettiremiyor.
TÜZÜK KURULTAYINDA partide güçlü gördüğü, Ekrem İmamoğlu’na 3 gün önceden konuşma hakkı verildi. 
Aynı jesti Mansur Yavaş’a yapamadı. Bu partide huzursuzluğu başlattı.
Özgür Özel, CHP’de adeta iç ayrışmayı ateşleyen lider oldu. Söylemleri ile eylemleri birbirini tutmuyor.
Bunları dış güçler mi yapıyor, parti kendi içinden incir gibi kurtlanıyor, çürüyor. 
EGOSU YÜKSELEN, makam için çalışan partililer maalesef CHP’de bunu yaşatıyor.
Bu menfaat gurupları, adeta partililerin ve milletin aklı ile oynadıklarını unutuyor.
Bu anlayıştaki CHP, nasıl iktidar olabilir?
Milletin gıpta ile baktığı, çalışmaları ile Ankaralıların gönlünde taht kuran Mansur Yavaş’a bile, MHP kökenli diye hor bakan bir CHP zihniyeti, Türkiye’de nasıl iktidar olabilir? 
CHP’liler Türk seçmeninin en az yüzde 65 inin mutaassıp sağ ve demokrat yapıda bir grup olduğunu unutmamalı. Bu insanların değerlerine saygı duymalı.
Şu anda CHP’de yeni genel başkanına rağmen, en büyük sorun partide zapt edilemeyen, İMAMOĞLU çıkışlarıdır. 
İleri günlerde bu durum istifalara neden olur mu? Göreceğiz. 
İMAMOĞLU, BU EGOSU İLE CHP’Yİ KARIŞTIRACAK TEK İSİMDİR.