İnsanlık var olduğu günden beri, herkes önce onu istedi. Güç savaş olduğunda da, ticaret olduğunda da en stratejik yerdi o. Her hükümdarın hükmetmek için savaştığı, hükmedemeyenlerin hayallerinde yaşattığı topraklar. Agamemnon için kardeşinin namus davasından öte bir idealdi. Bu sebeple tüm gücünü Truva kıyılarına getirdi. İlk insan bu topraklarda gezdi. İlk tarım burada yapıldı. İlk medeniyet burada kuruldu. Medeniyetin başlangıcı sayılan “YAZI” bu topraklarda icat edildi. İlk para bu topraklarda kullanıldı. Bilimsel çalışmalar burada başladı. Baharat yolunun kilit noktası burasıydı. Tanrı İsrailoğullarına bu toprakları vadetti. Bu vaat uğruna yüzyıllardır savaşlar yapıldı, kan döküldü. İnsanlık medeniyetini de, barbarlığını da bu toprakları elde etmek için kullandı.  1071’de Sultan Alparslan geçerken uğramadı Malazgirt’e. Romen Diyojen hoşgeldin demek için beklemedi O’nu kapıda. Anadolu için savaşıldı, Anadolu için yaşanıldı, Anadolu için ölündü. Kimseye kalmayan dünyanın küçük bir parçası olan Anadolu, dünyanın geri kalan her karışını kıskandıracak kadar arzulandı.  Dünyanın öbür tarafındaki Amerika kendi toprakları için savaştığından fazla savaştı hükmetmek için bu topraklara. Dünyanın geri kalanı asla bana ne Anadoludan ben kendi işime bakarım demedi. Anadoluyu yönetenler zayıf düştüğünde hepsi topyekün geldiler almaya. Dünyanın geri kalanı asla ticaretini kesmedi Anadolu ile. Çünkü dünyanın ticaret merkezi hiç bir zaman ikiz kuleler olmadı. Her zaman merkez burasıydı.  Bu sebepledir ki sıkça dile getirdiğimiz ve şikayet ettiğimiz “DIŞ GÜÇLERİN OYUNU” söylemi bu topraklardan zamanın hiç bir anında eksik olmadı. Bu toprakları yönetenler her zaman hem dış güçlerle hem iç güçlerle mücadele etti. Derler ya bir kızı bin kişi ister bir kişi alır, işte Anadolu’yu bir kişi aldı ama diğer dokuzyüzdoksandokuz kişi sevdasından asla vazgeçmedi. Yuvayı yıkmak için elinden geleni ardına koymadılar, koymayacaklar da. Bu toprakları yönetenler kıyamete kadar bununla mücadele edecek. Düşünün ki Anadolu yaklaşık bin senedir  “YÜCE TÜRK MİLLETİ”nin, ama diğerlerinin sevdası bin senedir azalmadı.  Yani demek istediğim o ki, Trump’a sallamanın, Putin’e sövmenin, İsraile lanet etmenin bir anlamı yok. Onlar kendi ideal ve sevdaları uğruna savaşıyorlar. Biz sadece namusumuzu koruyacağız. Koruyamazsak suçlu Amerika değil, Rusya değil, Çin değil, İsrail değil. Birlikte bu işi başaracağız. Birlik ve beraberlikle ANADOLU’muzu kimseye yar etmeyeceğiz. Devletimizin yanında, milletçe el ele Anadolu’muza sahip çıkacağız. Binlerce yıldır olanlara çeşitli isimler konuldu. Truva’dan Malazgirt’e, Kurtuluş Savaşına ve bugün yaşanan ekonomik savaşa kadar yapılanların tek amacı Anadolu’ya sahip olmak. Ama unutmamak gerekir ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; “Anadolu 7000 yıllık Türk beşiğidir.”