“Kürtler büyük bir millettir, siyasi bağımsızlığa sahip olmayan milletlerden biridir. Onlar bizim doğal müttefikimizdir. (Kürtlere) Ulaşmalı ve bağlarımızı güçlendirmeliyiz. Bunun hem siyasi hem de güvenlik yönleri var. Bölgedeki azınlıkların birleşmesi gerekiyor. Kürtler, İran ve Türkiye’nin zulmünün kurbanıdır. İsrail’in onlarla iletişim kurması ve ilişkilerini güçlendirmesi gerekiyor. Biz bölgede bir azınlığız, bu nedenle doğal olarak diğer azınlıklar müttefikimizdir.” (Siyonist Dışişleri Bakanlığına atanan Gideon Sa’ar)
“Türkiye tarihsel olarak Kürtleri bastırmış, hatta varlıklarını inkâr etmeye, dillerini yasaklamaya ve Kürtçe coğrafi isimleri kaldırmaya çalışmıştır. Sa’ar, Ortadoğu’daki Kürtlerin bugün nasıl dört ülkeye bölündüğünü anlattı. Türkiye, Irak, Suriye ve İran’daki Kürt bölgeleri sırasıyla Bakur, Basur, Rojava ve Rojhilat olarak adlandırılıyor.” (“İsrail’in yeni Dışişleri Bakanı neden Kürt halkını kucakladı?” başlıklı analiz yazısı, Jerusalem Post gazetesi/ 10.11.2024).
***
Bu alıntıları niçin yaptık?
Modern ırkçılığın kurucu babaları Siyonist Yahudilerin nasıl aşama aşama Kürtleri seküler bir projenin içine dâhil ettiklerini anlatmak için…
***
Şu anda Kürtlere dayatılan, ulusçuluk ambalajına sarılmış, seküler bir emperyalist projedir.
Proje şöyle işliyor:
Alt bileşenlerde kesif bir şekilde İslâm düşmanlığı yapılmaktadır.
Dikkat buyurulsun…!
Kürtleri ve Kürt siyasetini temsil noktasında…
Gerek politika arenasına boy gösterenlerin…
Gerekse politika dışındaki gerçek kişilerin yaşantısı, dindar tabanla irtibatı kopmuştur.
Ya da kopma noktasına gelmiştir.
Hatta o tabanın değerlerine açıktan tezatlık ihtiva eden faaliyetlerde bulunduklarını söylemek mümkündür.
“Modern hayat tarzı” adı altında Kürtlere sunulan yeni kültürel formlar, bu kadîm halkın mayasını bozmaya yönelik projenin piyonları, son sürat görevlerini yerine getirmenin çabası içindedirler.
Daha dikkat çekici olan husus ise tarihi gerçeklerden uzaklaşılmasıdır.
Kürtlerin tarihî, hakikatlerden koparılmakta…
Dolayısıyla çarpıtılmaktadır.
Bu amaca matuf olarak Kürtlerin geçmişine ve kültürüne aykırı ne kadar unsur varsa, “Kürt ulusalcılığı” adına kitleye pompalanmaktadır.
Yeni yetme bir Kürt tarihi oluşturulmaktadır.
Tarihte Kürtlerin yaşadığı mıntıkalar kâğıt üzerinde sürekli genişletilmekte…
Pek çok tarihî şahsiyet “Kürt” ilân edilmektedir.
-Bu tarihî şahsiyetlerin Kürt olup olmaması onların değerinden bir şey kaybettirmiyor. Çünkü bu şahsiyetlerin İslam ile ruhları şereflenmiş, hayata bakışları İslam merkezli olmuştur.-
Uydurulmuş Kürt tarihî, Kürtlere hakaret olduğu kadar büyük bir haksızlıktır.
Demografik denge ve rakamlarla oynanarak sanal bir âlem tesis edilmeye çalışılmaktadır.
Batılı -sözüm ona araştırmacıların- bu tarz hakikatten kopuk…
Bilim dışı verileri olgu olarak sunup…
Algı oluşturmaları şaşılacak bir durum değildir.
Onların görevi zaten şeytana hizmet etmektir.
Ancak, önemli olan husus şudur: Hakikate aykırı bu algılar, Kürtleri gerçeklikten koparmaktadır.
Netice ne oluyor?
Kürtleri tarihin ve coğrafyanın içinde köksüz hale getiriyor.
Modern Kürt ırkçılığı, aynı jön Türk ırkçılığı gibi vazife görmektedir.
İslâm’dan soyutlanmış ve bu şekilde istikametini yitirmiş bir Türk ırkçılığı nasıl ki geçmişte büyük yıkımlara sebep oldu ise…
Modern Kürt ırkçılığı da coğrafyamızın tam kalbine döşenmiş mayınlardan biridir.
Kürtlerin asıl yoğunlaşması gereken nokta burasıdır.
Coğrafyamızda yaşananlara bu noktadan bakmazlarsa…
Emperyalist dayatma ve tuzaklara odaklanmazlarsa kangrene dönüşmüş sorunlarla baş başa kalacaklardır.
Dolayısıyla modern ırkçılığın yıkıcılık olduğunu göz önünde bulundurması gereken Kürtler, tıpkı bu coğrafyanın diğer halkları gibi yol ayrımında olduğuna vakıf olmalıdırlar.
Emperyalizmin tuzağına düşmemelidirler.
Son söz…
Modern ırkçılığın yıkıma sebep olduğunu unutmamak…
Her daim hatırda tutma gerekmektedir.
Aksi bir durum sonu hüsranla sonuçlanacaktır.