Hemen hemen herkesin bildiği gibi, Değeri kaybedilince anlaşılan en önemli şey SAĞLIKTIR. Çağ değiştikçe hastalıklar mı artıyor, yoksa önceden var olup ta keşfedilmeyen hastalıklar yeni isimlerle mi çıkıyor karşımıza? Son bir iki yılda da şu Covid19 ve varyantları musallat oldu dünyamıza. Önceleri ilaçlar da pek yoktu, günümüzdeki kötü hastalıklar da. Çünkü kimyasal ürünler pek girmemişti hayatımıza, radyasyon da yoktu, küresel ısınma da. * Eskiler bilir. Yeniler de duymuştur elbet. Önceden daha küçük evlerde yaşardı insanlar. Aileler genişti, gülerdi herkes. Aynı tencereye kaşık sallardı aile fertleri. Mutluydular. Önceden iletişim kapı tokmaklarının tıkırtısıydı. Pencereden seslenmelerdi. Samimiydi insanlar, yüz yüzeydiler. ‘Akşama biz geliyoruz’ dendi mi çocukların çığlığı yükselirdi minicik evlerden. Şimdi ise kocaman evlerde herkes odasına çekiliyor yarım yamalak yenen akşam yemeklerinden sonra. Kocaman beton yığınlarına dönüşen yaşam alanlarında mutluluk mumla aranır oldu. Tabi ki istisnalar hariç… * Mutluluk çığlıklarının yerini, bilgisayar oyunlarından çıkan korku çığlıkları ve cep telefonlarına gelen samimiyetsiz mesaj ıslıkları aldı. * Yeryüzünde dert de var derman da, cefa da var sefa da, hastalık ta var şifa da. Dünyanın en büyük sermayelerinden biri olan ilaç fabrikaları, ürettikleri bu ilaçların ham maddesini uzaydan getirmiyorlar ya. Doğada bulunan bitkilerden ve diğer canlılardan üretiyorlar. Gelelim şimdi işin ciddi boyutuna, İlaç tedavisindeki en önemli nokta hekimin DOZAJ belirlemesidir. Örneğin, Bizim ege bölgesinde bolca bulunan ‘pıtırak’ bitkisi kurutulup içildiğinde, kalp ve damar hastalıklarına iyi geliyor diye bir söylenti var. Bu söylenti doğru bile olsa bunun dozajı belli mi? Bunun dozajını belirleyecek bir resmi kurum var mı? Fazla kullanıldığında ölümlere sebep olmayacağını ya da vücutta var ise diğer hastalıkları tetiklemeyeceğini kim garanti eder? Ayrıca bu bitkiler transdermal yolla mı kullanılacak, yoksa oral yolla mı? Yani vücuda mı sürülecek, yoksa içilecek mi? * Arkadaş, Sağlık bu, yaz-boz tahtası değil! Başınız ağrı mı, bir tane ağrı kesici ilaç iç geçer, ama beş on tane için bakalım ne oluyor? Araba benzinle çalışır ve yürür ama benzini arabanın üstüne dökmeyiz. Küçük bir kıvılcımla alev alacağını biliriz. Değil malımızdan, her şeyden daha önemli olan sağlık konusunda çok dikkatli olmalıyız. Bir rahatsızlığımız varsa eğer, Kendimizi ülkemizin saygın hekimlerine emanet etmeliyiz. Genel olarak doğal besinlerin vücuda sağladığı yararları araştırıp o besinleri tüketmeliyiz. Alternatif tıpta da, bildik bitkilerin dışına pek çıkmamak, onlarda bile aşırıya kaçmamak gerek. Ne demiş atalarımız, Azı karar, çoğu zarar. Sağlıcakla…