Son günlerde evimin mutfağına oturup radyo dinler oldum.
Ya televizyon izlemeyi sevmediğimden ya da yaşlanıyorum.
Ne dersiniz?
Eşim ve evlatlar salonda BAHAR dizisi izlerken,
Ben de Nazilli'mizin ve bölgenin en güçlü sesi Radyo Özden dinliyorum.

"Dilimden düşmüyor, kolaysa gel de al içimden söküp aşkını,
Çektiysen kahrımı, helal et hakkını zordur sevdan hoşça kal" diyor Niran Ünsal...

Teşekkürler Metin Özden.
Yıllardır bu toprakların sesi, neşesi ve zaman zaman sa efkarı oldun.
İyi ki varsın RADYO ÖZDEN...
*
Bugün günlerden nostalji.
Yaşanmışlıkların deyime dönüştüğü bir hikâye bu.
Toplumumuzda çok kullanılan sözlerden biridir.
"Kaç paralık adam ki"
Sanki adamlığın ölçü birimi paraymış gibi.
Parası olana beyefendi denir.
Parası olmayan adam bile değildir.
Yaşlılar daha iyi bilir.
Eskiden öğrenciler de parayla değerlendirildi.
"40 paralık adamlar" denilirdi.
Eylem yapan, hakkını arayan öğrencinin genel adıydı bu.
"40 paralık adamlar"
Peki, neden 10, 20, 30 değil de 40 paralık adamdı öğrenciler?

Tarih; 1924 yılının Kasım ayı.
Bundan tam 96 yıl önce.
İstanbul'da tramvay şehir ulaşımı Konstantinopol isimli bir Belçika şirketine aitti.
Cumhuriyet kurulduktan sonra yabancı şirketlerle masaya oturulmuş ve sözleşmeye bazı şartlar konmuştu.
Bu şartlardan birine göre öğrenciler kimliklerini göstermek şartıyla yarı fiyatına tramvaya binecekti.
Belçika şirketi Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm şartlarını kabul etti.
O zamanlar birim olarak lira yerine para kullanılıyor.
Tramvayda tam bilet 80 para, öğrenci 40 paraydı.
Ancak Osmanlı döneminde her istediği yapılan Belçika şirketi sorun çıkarıyordu.
Öğrencilerden de tam bilet parası, yani 80 para istiyordu.
15 Kasım 1924'te Tıp Fakültesi öğrencileri örgütlendi.
İstanbul'un tüm duraklarında tramvaya binecekler ve 40 para ödeyeceklerdi.
Harbiye durağından binen bir grup öğrenci 40 para verince biletçi kabul etmedi ve tramvayda olaylar çıktı.
Kavganın büyümesi üzerine vatman tramvayı durdurdu.
Olay yerine yetişen şirket işçileri ile öğrenciler arasında arbede yaşandı.
Yoldan geçen bazı vatandaşlar da hakkını arayan öğrencilere tepki gösteriyordu.
"Ne olacak, bunlar 40 paralık adamlar"
Bir anda iki el silah sesi duyuldu ve iki öğrenci vurularak yaralandı.
Silahı ateşleyen polis Harbiye karakoluna sığınarak linçten zor kurtuldu.

Ertesi gün İstanbul'daki tüm üniversite öğrencileri ayaklanmıştı.

Belçika şirketinin Beyoğlu'ndaki Metrohan'da bulunan merkezini basıp her şeyi talan ettiler.
Şirket yetkilileri canlarını zor kurtarıp Sirkeci'de bulunan Sansaryanhan'daki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne sığındı.
Polisin ve şirket yetkililerinin tüm girişimlerine ve sözlerine rağmen olaylar 3-4 gün yatışmadı.

Sonunda 21 Kasım 1924'te, yani 94 yıl önce bugün Konstantinopol şirketi pes etti.
Artık öğrenciler her yerde tramvaya 40 paraya binecekti.

Bu, Cumhuriyetin ilk toplu öğrenci eylemiydi ve başarıyla sonuçlanmıştı.
İki öğrenciyi yaralayan polis memuru Hüseyin Efendi ise, "Silahım kendiliğinden ateş aldı" deyince, hapisten kurtuldu ama meslekten el çektirildi.

Bugün öğrenciler toplu ulaşım araçlarına yarım biletle biniyorsa, bu 1924 yılındaki o "40 Paralık adamlar "sayesindedir...
Eskilerin öğrencilere "40 paralık adamlar" demesinin nedeni de budur...

Sağlıcakla...