Bu satırlarımı okuduğunuzda tüm Türkiye yeni belediye başkanlarını seçmiş olacak. Yazımı seçimden 1 gün önce, Cumartesi günü gazeteye vermiştim.

Herkes birbirinin görüş ve düşüncesine öncelikle saygı duyacak. İnanın siyasi yorumlar yapmaktan ÜZÜNTÜ duyuyorum.

Çünkü birbirimize acımasızca saldırıyoruz. Bilgi kirliliği çok ama çok fazlalaştı.

Onur, haysiyet kırılacakmış aldıran yok. Herkes birbirine ağır itham ve iftiralar yağdırdı.

Her parti, Türkiye’nin bekası dedi, kendisi bekasının altını oydu. Böyle iç huzur sağlanmaz. Yazık oluyor Türkiye’me.

Zor günlerin eşiğindeyiz. Dünyanın en pahalı ülkesi olduk enflasyonu hep birlikte durdurmalıyız.

Sarrafa giden herkes panik halinde artırımını döviz ve altına bağlama pesinde.

Birbirimize iftira atmakla enflasyon durmaz. Sen ben kavgası bitmeli,

Ortak akıl öne çıkmalı. Son 30 yılda Nazilli’yi nerden nereye getirdik. Görüyorsunuz. Yaşanmaz bir şehir yaptık. Kaldırımlarında yürünmez hale getirdik.

Seçilen belediye başkanı personelin maaşını nasıl ödeyecek merak ediyorum.

Artık 4 yıl seçim yok. Millet olarak orijinal ayarlarımıza dönelim. Huzur içinde yaşayan bir millet olalım.

143 dünya ülkesi arasında huzur ve güven içinde yaşayan ülkeler arasında 98 inci sıradayız.

MİLLET OLARAK HUZURA İHTİYACIMIZ VAR. İKTİDARDA BUNDAN BÖYLE MİLLET İÇİN LAF DEĞİL, HİZMET ÜRETSİN…

**

DÜNYAYI BEKLEYEN 3 TEHLİKE: AÇLIK, SALGIN, TEHDİT!

Günümüzde DÜNYA NÜFUSU 10 milyara yaklaştı. İnsanoğlu ne yapacağını şaşırdı.

Son 5 yılda, geri kalmış ülkelerden, gelişmiş ülkelere gitmek isteyen 10 binlere aç insanlar, denizlerde köpekbalıklarına yem oldu.

Olmaya da devam ediyor. Her Ülkede, Sığınmacılar bir ayrı sorun oldu. Durdurulamıyor.

Yüz bin göçmen ölse de ölse de.. 10 milyonu istediği ülkeye gidiyor.

Artık dünya üzerinde yaşayan insanların ihtiyacını karşılayamaz bir durma geldi.

Açlık çoktan başladı. Her geçen günde artacak. Afrika’da yırtıcılar insanları yemeye başlayacak.

Dünyanın en iyi ikliminde bulunan, imrenerek bakılan Türkiye bile, iklim krizine girdi yarınlarımızın ne olacağını bilmiyorum.

Şu an dünyada yaşayan insanoğlunu dünyanın en şanslı nesli. Açlık görmedi, savaş görmedi, felaket yaşamadı.

Peki ya gelecek nesil bizim kadar şanslımı olacak? Kesinlikle, Hayır diyorum.

Açlık kapıda, iki süper devletin elinde olan atom ve hidrojen bombaları, şimdi 10 ülkenin elinde.

8 milyon nüfuslu İsrail’e, kimse müdahale edemiyor. Neden?

Çünkü elinde, ABD babasının verdiği atom bumbaları varda ondan.

Tüm ülkelere İsrail’e karşı yaptırım çağrısı yapan Türkiye, ne acıdır ki el altından İsrail’le en büyük ticareti yapıyor.

İsrail, Gazze’de 35 bin Müslüman öldürdü. Öldürmeye de devam ediyor. Herkes kınamakla geçiyor. Hiçbir ülke, Müdahale etmeyi düşünmüyor.

Soğuk savaş bile yapmaya fırsat bulamayacaklar. O atom bombaları patlamaya başlarsa, dünya ne olur siz düşünün.

Bu gidişle o felakette çok uzakta değil. Bizler görmesek te yakın gelecekte çocuklarımız görebilecek diye düşünüyorum ve üzülüyorum. .

Geleceğimizi düşünmüyoruz. Günümüzü yaşıyoruz. Sonrada ne mutlu türküm diyoruz. Dünyayı bu hale getiren biz insanoğluyuz.

3 yıl önce korona diye bir salgın yaşadık. Dünya ne hale düştü gördük. 2 milyona yakın insanımız öldü.

Her şey allak bullak oldu. Kıblemizi şaşırdık. Salgın geçer diye İnsan ilişkileri durma noktasına geldi.

Yarınlarda, nasıl bir salgın çıkacak kim biliyor?

Şimdiden çeşitli ülkelerden bu salgının ismi duyulmaya başladı bile.

Ülkemizde, 6000 çeşit var olan ilacın 1000’e yakın çeşidi Eczanelerimizde, bulunmaz oldu. Yarın bu rakam nereye varır kim biliyor?

Öz cümle insanoğlu tarihinin en sıkıntılı dönemini yaşıyor. İnsanlığın geleceği tartışılır duruma geldi.

Biz yine de, Birbirimize saygı ve sevgiyi kaybetmeyelim. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayalım. Her an ölecekmiş gibi hazır olalım. NE YAZIKKİ DÜNYAYI BU HALE BİZ GETİRDİK.

**

6-1 YAKIŞMADI MONTELLA!

Milli takımda bahar havası kısa sürdü. Milli takım balonu maalesef elimizde patladı.

Kısa sürede Montella’yı da kendimize benzettik. Onu, aldığı başarılardan sonra göklere çıkardık. İki mağlubiyetten sonra istifasını isteyecek duruma geldik.

Tam bir TÜRK işi. Her zamanki halimiz. Herkes bu işin profesörü.

Dilin kemiği yok konuşan konuşuyor işte.

Spor otoriteleri bile birbirinden 180 derece farklı görüş içinde Montella’yı eleştirdi.

Bizim Avrupa şampiyonalarında ağırlığı ne kadar hiç bakmıyoruz.

Şampiyon kulüplerde, Avrupa kupasında tek bir takımımız yok. Açıkçası “ADIMIZ HIDIR GÜCÜMÜZ BUDUR” sözünü, hiç düşünmüyorlar.

Haziran ayında Avrupa şampiyonasında Türkiye’nin şampiyon olmasını bekliyoruz.

Bu isteğimiz, “AYRANI YOK İÇMEYE, TAHTIREVANLA GİDER İŞEM..” sözüne benziyor.

Montella’ya yapılan eleştiride, 9 oyuncu değiştirip takımı 4-6-0 taktiği ile oynamasına yapılan eleştirmelerine yürekten katılıyorum.

Neymiş efendim oyunu geriden kurmayı denemiş. Ya hocam sistem değişikliği bir iki maçla olmaz.

Bizim otoriteleri mutlu kılmak için böyle yanlışlar yapma. Dirayetini kaybetme LÜTFEN.

Sana yapılan eleştirileri değerlendir ama bildiğinden şaşma. Yoksa bildiklerini unutursun.

6-1’lik bir hezimet Türk Milli Takımı’na yakışmadı.

Türk sporu bu sonuçla itibar kaybetti. Ben hocanın yaşananlardan ders alacağını inanıyor, MİLLİ TAKIMIMIZA AVRUPA ŞAMPİYONASINDA BAŞARILAR DİLİYORUM.

**

SEÇİMİN GÖBEĞİNİ EMEKLİ KESMİŞ

AK Parti için son 22 yılın en kritik seçimi söylemine inanmıyorum. Muhalefetinde son seçim olur algısını kabul etmiyorum. Bunlar hep safsata şeyler.

Türkiye Cumhuriyeti tırışkadan teyyare bir ülke değil. Sonuçta yapılan bir YEREL SEÇİM.

Biliyorsunuz. Son milletvekili seçimlerinde muhalefet, eğer hükümeti bu seçimlerde yıkamazsak, kazanmazsak bu seçim Cumhuriyet tarihimizin son seçimimiz olur demişti.

Alışmışız, hep felaket tellallığı yapmaya, hep bulanık suda dolaşmak istiyoruz. Puslu havada yaşamayı arzuluyoruz.

Partiler, bu yerel seçimlere de Genel Seçim havasında girdi. Daha seçime girmeden, seçim sonuçları görülmeden, erken seçim iddiaları ortaya atılmaya başladı. Pes doğrusu.

Millet müneccim olmuş. Geleceği okumaya başlamış, haberimiz yok. Partiden ziyade adayın değerlendirildiği bir seçim. Böyle görmek işimize geliyor.

Ne yaptığını, ne söylediğini bilmez bir toplum haline geldik. Seçimde değişen bir şeyimiz yok, gürültü üzerinden propaganda yapmaktan bile kurtulamamışız.

2019’dan kalma ALGIYI YARAT SEÇİMİ AL DÖNEMİ YAŞIYORUZ..

Hakaret, nefret demeçlerin her yerde. İftira ve iddiaların bir dayanağı yok. Dili olan konuşuyor işte.

Şimdide, seçimlerin sonucunu emekliler tayin etti deniyor. Her seçimde bir SEBEP muhalefetin umudu oldu.

NİYE EMEKLİLERİN SEÇİMİ olsun? Emeklinin çektiği sıkıntıyı köylü, esnaf, çiftçi memur herkes çekmiyor mu?

Önce ülkede huzuru koruyalım. Kendi içimizde huzuru tesis edelim. Siyasetin ne hale geldiğini gördük. Yılların partilileri adaylığı elinden alınınca neler yaptıklarını birlikte izliyoruz.

Partilerde, kişi menfaatleri, parti menfaatlerinin önüne çıktı. Herkesin partisine PAMUK İPLİĞİ ile bağlı olduğunu gördük.

50 yıldır çizgisini belirleyememiş, merkezdeki boşluğu göremeyen CHP, bu çizgide nasıl iktidar olacak. Kendisine bir ittifak ortağı zor bulur.

CHP, milletimizin okuma yazma seviyesini değerlendiremeden, milletine değişimin ne olduğunu anlatamadan kendi aralarında mücadele ile ömrünü geçirir. Bugüne kadar böyle olmadı mı?

İktidarda, milletvekili yaptığı, TBMM’ne getirdiği, devletin her kapısını açtığı, milletin evladı olan DEM Partililer üzerinden, ayrım siyaseti yapmaya devam ediyor. Artık bitmeli bu oyun.

Yazık oluyor CHP’ye, yakında sayın Özgür Özel’in genel başkanlığı da tartışılır.

CHP’de herkesin kraldan çok kralcı olduğunu gördük. Herkes, partide General olduğuna inanıyor. Parti disiplini yok denecek düzeye geldi. Partililer başına buyruk hareket ediyor.

CHP’nin DEM PARTİ ilişkileri ülkenin her kesiminde farklı şekilde uygulanıyor. Bu da CHP’ye zarar veriyor. Yaygın olan DEM PARTİ terör partisidir anlayışından millet ürküyor.

CHP’yi öcü gibi görüyor, gösteriyor. CHP, ortak akılla bu sıkıntıdan kurtulmalı.

Millet değerlerine saygılı parti haline gelmeli. İç kavgaları son bulmalı. CHP genelde sahaya inmiyor. Masa başı muhabbetleri ile seçim çalışması yapıyor.

BÖYLE SEÇİM KAZANILMAZ. BU GERÇEKLERİ BİLİN ARTIK. DEM PARTİSİ DE BİZ TERÖRE KARŞIYIZ DEMEDEN DEM Parti ile dans eden her parti kaybetmeye mahkumdur.