The Daily Telegraph’ın bir nüshasında çıkan haberde “Sahipsiz bebekler gençlik iksirine mi feda ediliyor?” sorusunun cevabını verir nitelikte… Çocuk kanı ve beyin omurilik sıvısının kullanılmasıyla ilgili iddialar; bu haberle iddia olmaktan öte hakikat olduğu ispatlanmıştır. Habere göre genç farelerin beyin omurilik sıvısı, yaşlı farelere aşılanması sonucunda beyin fonksiyonlarının iyileştiği görülmüştür. Bu durumda batılı kodamanların gençlik iksiriyle hayatlarını devam ettirdikleri de doğrulanmaktadır. Pekiyi, gençlik iksiri kimlerden temin ediliyor? Bunun cevabı malumu ilandan ibaret: Sahipsiz çocuklar… Fakir aileler… Göçmenler, gençlik iksirinin potansiyel kaynaklarıdır. Her ne kadar hümanist! batıcılar bunu inkar etseler de… Hakikat budur. Meselâ… 2019 yılında Silikon Vadisi dolar milyarderlerine, litresi 8 bin dolardan genç kanı plazması satan ABD’li bir şirket, yaptığı iş açığa çıkınca tepkiler üzerine kapanmak mecburiyetinde kalmıştır. Çocuk kanı ve omurilik sıvısı kullanımı ispatlanınca vahşi emicilerin emrindeki sağlık örgütleri, kendilerini açık etmiş oluyorlar. Aşikâr olmaları bir işe mi yarıyor? Tabi ki hayır. Zira batılı beyazların sağlığı için masumları denek olarak kullanmaktan çekinmeyen vahşi bir uygarlıktan bahsediyoruz. Bunu hangi gerekçeyle yapıyorlar? Modern tıp bilimine katkı için…! Bu amaçla “öldürmelik” insanları kullanıyorlar. Öldürmelik insanlar olarak nitelendirilen denekler kimler olduğunu zannediyorsunuz? Sahipsiz insanlar, fakir bölgelerdeki gençler ve çocukların bu amaç için feda edildiğini görmemek safdillik olur. İnsanlık dışı bu tatbikatları Batı tarihinde çok rahat görebilirsiniz: Meselâ… Bir iktibas: “ Auschwitz kampında doktor, Nazi SS tugaylarında komutan ve IG Farben bünyesindeki Bayer grubunda yönetici olan Helmuth Vetter, toplama kampındaki mahkumlar üzerinde (Önemli not: Bu katma sadece iddia edildiği gibi Yahudiler öldürülmedi. Türkler, Ruslar, Çingeneler gibi halklardan da vardı) tıbbi deneyler yapıyordu. Bir anestezi çalışmasında şirket toplama kampından alınan 150 kadın mahkum için Nazilere kişi başı 170 Mark ödeme yaptı. Fakat 150 kadın üzerinde yaptıkları deneyler istedikleri gibi gitmedi ve Auschwitz toplama kampı komutanı Rudolf Höss’e şöyle bir mektup gönderildi:’ 150 kadının nakliyesinde sorun yaşanmadı. Kadınlar iyi durumda geldi. Fakat deneyler sırasında öldükleri için kesin bir sonuç alamadık. Aynı sayıda ve aynı fiyata başka bir grup kadın göndermeniz hususunda ricamızla…”( Kaynak: Gerçek Hayat dergisi, Ağustos 2022. S.45) Unutulmamalıdır ki, modern tıp, ilaç şirketleri için “sömürge biliminin” adıdır ifadesi iddia olmaktan öte hakikatin tam kendisidir. *** Bu yüzden değil mi ki dünyaca ünlü bir Kapitalist, 101 yaşında öldüğünde çok gençmiş! Yani erken yaşta gözlerini yummuş! Ünlü Kapitalist, 100 yaşına geldiğinde “200. yaş günümü kutlamak istiyorum” demişti de… Aslında 200 yaşına kadar yaşaması gerekliymiş! Bu yüzden bütün cihan üzüntüye gark olmuş! Modern dünya, ne yapacağını şaşırmış vaziyetteydi! Şimdiye kadar 3 böbrek nakli… 6 Kalp nakli… 2 ciğer… Modern Batı Dünyası soruyor: “Neden 6 böbrek… 12 kalp… 4 karaciğer bulunamadı da böylesi muhteşem bir insan erken yaşta dünyadan göç etti!? *** Dolayısıyla gittikçe yaşlanan dolar milyarderlerinin rahat yaşamaları için… Şatafatlı ömürlerine ömür katmak için… Masumların hayatları feda ediliyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Çıkmasına da izin verilmiyor. Bu sebeple bir takım planlar devreye sokulmuyor mu? Bütün olaylar zincirin bir parçası değil mi? Dahası… 101’inde genç yaşta toprağa girmek istemeyen zenginler var..! Bunlara da ne lazım..? Çocuk kanı ve beyin omurilik sıvısı… Bu taze insanları nereden bulacaklar? Zorla göçe zorladıkları masumlardan… Kim bunlar? Afganlı... Suriyeli… Iraklı… Afrikalı … Ve diğer masumlar. *** Pekiyi… Muhtelif yollarla batıya giden bu kadar insan nerede? Artık batılılar da bunu kabulleniyor. İtiraf ediyor. Ama… Timsah gözyaşı ile… Bilinen bir gerçek var ki: O da batıya giden göçmenlerin tazecik çocukları bir bir buhar oluyor en uygar! Batı şehirlerinde… Âkibeti bilinmiyor. Aslında belli: Bütün masum ve mazlumların kanını eme eme bitiremeyen vampirlerin vücutlarında hayatlarını devam ettiriyorlar..! Ancak kendini Müslüman kabul eden ülkelerden “tık” yok. Daha önceki makalelerimize temas etmiştik: “ Paramparça olmuş İslam dünyasından bir cacık olmaz.” Çok doğru demişiz. Az bile ifade etmişiz. Hele hele “96 yaşında” ölen Kraliçe’nin Peygamber soyundan geldiğini ispatlamak için kıçlarını yırtan “akılsızlar” oldukça bizler daha çok sömürülürüz. Batı karşısında el pençe divan da durarak; “yal” kaplarına kemik atmalarını bekleriz. Vesselâm.