Yaklaşık 1 milyar 200 milyonluk nüfusu bulunan Hindistan'da Müslüman nüfus oranı yüzde 14'ün bir hayli üzerindedir.
Bakmayın siz resmi rakamların yüzde 14 dediğine...
Yani Hindistan'da yaklaşık 200 milyon Müslüman yaşıyor.
Sayı, Endonezya dışında dünyada Müslüman nüfusa sahip en büyük ülke anlamına da geliyor.
Bu kadar Müslüman barındıran soykırım destekçisi Hindistan kendi halkına karşı adil ve adaletli mi davranıyor?
Elbette değil.
İkiyüzlü ve ırkçı bir devlet olan Hindistan hâlâ İngiltere’nin sömürgesi olmaktan kurtulamamış.
Sözde bağımsız…
Özde değil.
Öyle olsaydı kendi aslî vatandaşı olan Müslümanlara karşı şedid olup zulmeder miydi?
Hindistan’da Müslümanlara yönelik ırkçı ve çirkin uygulamaların sürdüğü bilenler için malum; bilmeyenler için meçhuldür.
Doğrudan Başbakan Narendra Modi hükümeti tarafından desteklenen ve teşvik edilen Hindu anarşistlerin Müslümanlara yönelik saldırıları her geçen gün artarak devam ettiğine şahit olmaktayız.
Son zulmü ise oldubittiye getirdikleri bir kanun maddesi ile Müslüman vakıflarını tamamen bertaraf ederek ele geçirme teşebbüsüdür.
Bu durum, Hükümet’in Müslümanlara ait vakıf mallarını gasp etmesi anlamına gelmektedir
Gelen haberler zulmün boyutu göstermesi açısından endişe vericidir.
Kurtuluş Savaşı’nda maddi manevi yanımızda yer alan Hindli Müslümanların derdi Türk milletinin de derdidir. Bu anlamda gündemde tutulması ve imkân ölçüsünde destek verilmesi asli vazifemizdir.
Oldubittiye getirilmek istenen kanun, Müslüman Vakıfları Yasası'ndaki değişikliktir.
Bu değişiklikle ilgili olarak İslam düşmanı Hindistan hükümetine engel olunmadığı takdirde ülkedeki Müslüman vakıflarının tamamı Hindularca ele geçirileceği ifade edilmektedir.
Irkçı ve faşist Hindistan Hükümeti’nin oldubittiye getirmeye çalıştığı kanunda neler var?
Hindistan Hükümeti, Müslüman vakıflarında ne gibi bir değişiklik yapmak istiyor? Amaçları nedir? Özetleyelim:
1995 Vakıf Kanunu'nun temelini oluşturan 1923 Müslüman Vakıf Kanunu tamamen yürürlükten kaldırılacaktır.
Hükümet zulüm için, kadınları kullanmaktadır.
Nasıl kullanmaktadır?
Vakıflarda kadın başkan yok bahanesine sığınarak…
Ama öyle bir şey yok.
Şu anda Jammu ve Keşmir Vakıf Kurulu'nun başkanı bir kadındır.
Kadınlar birçok eyalette vakıf kurullarını devraldığı bilinmektedir.
Dahası Delhi'de vakıf kuruluna bir kadın başkanlık etmektedir.
Ancak mesele başka…
Hindli Müslümanların temsilcileri şunu ifade etmektedir: “Hükümet gerçekten dürüstse ve Müslümanların refahını istiyorsa, öncelikle hukuka aykırı olarak işgal ettiği vakıf mülklerini Müslümanlara iade etmelidir.”
Hâlbuki Merkezi Vakıf Konseyi'nden 20 Temmuz 2020'de RTI (Hindistan'da uygulanan ve hükümete soru sorulabilen bir yasa) uyarınca ülkede 18259 vakıf mülkü ile birlikte binlerce dönüm arazi hukuka aykırı olarak işgal edilmiş.
Yine aynı Merkezi Vakıf Konseyi'ne göre, Temmuz 2020 itibarıyla 1.342 mülk ve 31.594 dönüm arazi devlet dairelerinin veya kurumlarının mülkiyetindedir.
Ancak bu rakamlara Gujarat, Telangana ve Uttar Pradesh Şii Merkezi Vakıf Kurulu'nun rakamları dâhil değil.
Hindistan hükümetinin Müslümanların vakıflarını işgal sebebi ise tam bir kara mizah örneği.
Yani akarsuyun üstünde sulanan kurdun altında sulayan kuzuya ”neden suyumu bulandırıyorsun” demesi gibi bir şey.
Kara propaganda şöyle:
2014'ten sonra ülkedeki Hindutvawadi örgütünün adamları Hindistan'da, "Hindistan Müslümanları 'kara cihadı' yapıyor" şeklinde yalana dayalı kışkırtıcılık yapmalarına dayanmaktadır.
Vakıf Kurulu hükümlerinin yanlış tanıtılmasıyla ülkedeki sıradan Hinduların yanıltıldığı da bir vakıadır.
Aynı zamanda bu 'toprak cihadına' cevap olarak Hindistan'da, nerede Müslüman veya vakıf arazisi bulunursa bulunsun, ırkçı hükümetin Vakıf Kanunu’nu kaldıracağı yönünde bir kampanya yürüttüğü gelen bilgiler arasında.
Hindistan'daki vakıf mülklerinin yaklaşık yüzde 60 ila 70'i işgal altında.
Birçok vakıf camii buldozerlerle yıkılıyor.
Mezarlıklar yok ediliyor.
Yani mesele Vakıf değil; Hindli Müslümanlar.
Soykırım destekçisi Hindistan Hükümetine her ortamda gerekli tepkiler verilmeli.
Ki Hindli Müslümanların yalnız olmadıklarını bütün dünya görsün.
Yoksa Gazzeli Müslümanların…
Doğu Türkistan Türklüğünün başına gelenler Hindli Müslümanlara da reva görülecektir.
Zaten Hind derin devletinin anarşistleri bunu yıllardır planlı bir şekilde yapmaktadır.
(Kaynakça:https://www.milligazete.com.tr/roportaj/21373177/musluman-vakiflarini-tamamen-ele-gecirecekler)