ÖDÜL
Şenol Babacan
Bu makalenin en önemli özelliği sonuç vermesidir.
DÜŞMEZ KALKMAZ BİR ALLAH(YAKUP)
(Aydın Gazeteciler Cemiyeti Geleneksel Basın Ödülleri YILIN KÖŞE YAZISI)
‘Geçmiş olsun kardeşim’ dediğimde,
‘Düşmez kalkmaz bir ALLAH’ dedi…
Gözlerim doldu, yutkundum, bir müddet konuşamadım.
03 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde öğrendim Yakup’un engelli olduğunu.
*
Gençlik yıllarında Didim Altınkum’da yıllarca birlikte çalışmıştık Yakup’la.
Adana’lı dört çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu Yakup.
1977 doğumlu…
Neredeyse ayda bir telefonla görüşmemize rağmen iki yıldır göz göze gelemedik kardeşim Yakup’la.
*
Didim Akbük’te bir ilköğretim okulunda geçici işçi olarak çalışıyordu Yakup.
Öğrenciler o kadar çok severdi ki Yakup amcalarını,
Yakup’un telefon rehberinin çoğu velilerin numaralarıyla doluydu, çünkü evlatlarını merak eden velilerin tek adresiydi O’nun telefonu.
Okulda unutulan her eşyanın yerini de, hangi çocuğun hangi adrese gideceğini de bilirdi O.
Birlikte çalışırken de aynıydı, temizlik yaparken şarkı söyler, saçını tararken hep dans ederdi Yakup.
Çalışkandı.
O’nun ve iş arkadaşı Filiz Hanım’ın temizlediği okul,
2015 yılında Aydın ilinin en temiz üç okulundan biri seçildi.
Bu onur,o iki çalışkan kişinindi.
Okuldaki algılama güçlüğü çeken engelli çocuklarınçok iyi arkadaşıydı. Onlara hep yardımcı olurdu.
Nerden bilebilirdi ki onlarla bir gün kaderdaş olacağını.
*
Bir Cumartesi günü göremediğini hissetti Yakup.
Hemen müdür yardımcısına bildirdi durumu.
Müdür Yrd. Murat ÖZPINAR ve Okul Müdürü İbrahim KARAMANLIOĞLU acilen hastaneye götürdüler çalışkan adamı.
Aydın Göz Hastanesi doktorları sol gözünde tümör tespit ettiler. Tümör o kadar büyümüştü ki tedavisi mümkün görünmüyordu.
Acilen Ankara Numune Hastanesi’ne sevk ettiler.
Bu süre zarfında okulda geçici işçi olduğu için sigortası kesilmişti Yakup’un.
Başka sosyal güvencesi olmadığından o haliyle bir market sahibi kendisini sigortalı olarak acilen işe aldı.
Tedavi edilmeliydi Yakup, o göz kurtulmalıydı.
Okuldaki öğretmenler maddi durumu iyi olmayan çalışkan adam için kendi aralarında para toplayıp Ankara Numune Göz Hastanesi’ne gönderdiler.
Prof Dr. Murat TUNÇ :‘ Tümör o kadar sinsi büyümüş ki, eğer biz bu gözü operasyon ile almazsak tüm vücudu saracaktır’ dedi.
Islık çala çala çalışırken birdenbire kararan bir sol taraf ve kaybedilen bir göz.
Hani hep deriz ya,
Her insan bir engelli adayıdır.
Daha birkaç ay önce okuluna gelen Kızılay’a sadece kan bağışlamadı.
Gözleri dahil bütün organlarını bağışladı.
Nerden bilebilirdi ki kaderin böyle tecelli edeceğini.
*
Bugün kendisiyle yine konuştum.
Morali çok kötü değildi Yakup’un.
‘Aslan gibi delikanlıyım, taşı sıksam suyunu çıkarırım’ diyor.
Şükrediyor.
Kaderde bu da varmış Şenol’um diyor.
Zaten yılbaşından sonra protez bir göz takılacakmış kendisine.
*
O’nun tek özlemi okulu ve çocuklar.
Sabah okula gelen minik çocuklara, ‘Kuzucuklarım hoş geldiniz’ dediğinde ‘Meeee’ diyen evlatları,
Öğretmenlere çay götürmeyi,
Kuzucukları üşümesin diye sabahları yaktığı kaloriferin tutuşma anındaki çıra kokusunu özlüyor Yakup.
Şimdi Adana’ya ailesinin yanına gitmiş Yakup.
Her ne kadar iyiyim dese de kendini kapatmış bir odaya.
Protezi bekliyor.
Eminim protez göz takıldıktan sonra aldığı parayı son kuruşuna kadar hak ettiği eski iş yerine dönecektir Yakup.
Bu konuda yetkililerin duyarlı davranacağını tahmin ediyorum.
Yakup kardeşim, hayatında yepyeni bir sayfa açılıyor artık.
Kendini her zamanki gibi diri tutmaya devam.
Tüm öğrenciler seni okulda dört gözle bekliyor.
Çünkü o giden göz, gülümsemene ve kuzucuklarının ‘meee’ demelerine engel değildir.
Geçmiş olsun canım kardeşim…
***
Bu yazımızdan sonra,
Aydın Göz Hastanesi yetkilileri bize ulaşıp Yakup’a ömür boyu sağlık sponsoru olup protez göz taktılar.
Yakup ayrıca Adana’da ailesinin yanında bir devlet kurumunda işe başladı.
Ailesi ile mutlu bir yaşam sürmekte…
Yakup’a daha mutlu hayata,
Bizlere de AGCYılın Köşe Yazarı ödülüne layık görenlere çok teşekkür ediyorum.
Yorumlar