Gazeteci Murat Gürkan’ın Ali Ertürk ile yaptığı mülakatın ardından Yalçın Yıldırım’ın kaleme aldığı
Nazilli Devlet Hastanesi ile ilgili
“SİZ NE İŞ YAPARSINIZ?” başlıklı yazısı, kamuoyunda olumlu ses getirdi. Oldukça yankı yaptı.
Bende aynı konuyu 3 ay önce bu satırlarımda enine boyuna işlemiştim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Başkanlık sistemiyle birlikte yok hükmüne geldiği iddialarından sonra, milletvekillerinin de varlığı yokluğunun tartışılır duruma gelmeye başladığı iddiaları, demokrasimiz adına kaygı verici bir durumdur.
Hizmeti memurun görev yeri değiştirmek olarak algılayan milletvekilleri, nasıl olacakta millete hizmet verecek.
Bunlar küçük işlerdir. Karşılığı olmayan çalışmalardır. Tarımın öldüğü ülkemizde. Tarım ili
Aydın’da sayın vekillerin yapacak işimi yok.
Nazilli Devlet Hastanesi başhekiminin suçu neydi? Neden görevden alındı?
Sayın Şafak Çalışkan’ı giyimi kuşamımı eksikti, suç mu işlemişti, neden görevden aldınız?
Sayın Çalışkan, madem böyle bir görevi yapamayacaktı da,
Neden Aydın Doğum Hastanesine Başhekim olarak atamak istediniz.
Ben bir kez daha buradan Şafak beyi kutluyorum. Aydın’da kendisine teklif edilen görevini kabul etmedi. Ne dedi?
”BEN BİR DEĞERSEM BU İŞİ İYİ YAPIYORSAM, NAZİLLİ’DE GÖREVİME DEVAM EDERİM” dedi bir duruş gösterdi.
Kadın doğum uzmanı olan Şafak Çalışkan, polikliniğe döndü.
**
SORUMLUSU KİM OLACAK?
İnsan sağlığı ile ilgili böyle önemli bir görevde başarılı bir Başhekim.. keyfi uygulamalarla nasıl görevden alınır? Bunu yapanlar kamuoyuna açıklama yapsınlar.
Şimdi dünya bir salgın hastalıkla mücadele ediyor. Ölü sayısı 60 bine yaklaştı.
Ülkemizde hepimiz diken üstündeyiz. Millet olarak sağlık çalışanlarının fedakarlıklarını görüyoruz onları, alkışlıyoruz.
Bir hayat kurtarmak için canları pahasına çalışıyorlar. Halkımıza hizmet veriyorlar. Hatta görev şehidi oluyorlar.
Biz Aydın’da 300 bin gibi bir nüfusa hizmet veren Nazilli Devlet Hastanesi’nin başhekimini sebebi belli olmayan bir neden için görevden alıyoruz.
AK Parti Nazilli Belediye meclis üyesi Ali Ertürk’ü halkın çoğunluğunun sesi olup, böyle önemli bir konuyu dillendirdiği için kutluyorum.
Ertürk’ün söylediği gibi KORONAVİRÜS Nazilli’ye gelirse, başhekimi olmayan Nazilli Devlet Hastanesi’nde ölümler yaşanırsa, bunun sorumlusu kim veya kimler olacak..
Bunun sorumluları devletin temsilcisi, Aydın Valisi mi? Aydın İl Sağlık Müdürü mü?
Yoksa.. siyasi iradenin temsilcileri olan vekiller mi sorumlu olacak?
Bana göre bu yanlışın sorumluları, siyasi irade temsilcileri olacaktır.
1970’lerin siyasi kafası ile bu millete hizmet veremezsiniz. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu uygulamadan haberi olsa, mutlaka bunun hesabını sorar.
Sayın vekillere buradan sesleniyorum..
Bu yaptığınız hizmet değil hizmete köstektir. Sağlık teşkilatımızla oynamayın.
**
NAZİLLİ’DE İYİ PARTİ-CHP GERİLİYOR MU?
İYİ Parti ile CHP’nin Aydın’daki dostlukları, çevre illere örnek gösterilse de her iki partinin Genel Başkanının, yönetimlerinin tüzüklerinin ayrı ayrı olduğunu unutmamak lazım.
Bir parti gibi görürseniz, hata üzerine hata yaparsınız.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Özlem Çerçioğlu’nun Nazilli İYİ Parti kongresine gelmeyişi dikkatimi çekmişti. Hiç yorumda bulunmadım. Beklemekte hayır var dedim.
Sayın Çerçioğlu, Nazilli’de İYİ Parti ile ilişkilerine çok önem veriyordu. Gelmeyişinin önemli sebebi de olabilir.
Seçim öncesi Nazilli Belediye Başkanı sayın
Kürşat Engin Özcan’ın hem de CHP’nin işsiz partililerine ‘İş Sözü’ verdiğini biliyoruz.
Başkan seçilince kadro şişkinliği var, ATM’den göreve gitmeden aylık alanlar var.
Bunlar sırtımıza kambur diye 50-60 işçiyi işten çıkardılar.
Bu işçilerin çoğu MHP kökenliydi.
NEDEN GÖREVE DÖNDÜLER?
Başkan Av. Kürşat Engin Özcan o zamanlar, MHP ilçe başkanıydı.
Nazilli Belediyesi’nin o dönemki Belediye Başkanı şimdi de MHP Aydın İl Başkanı olan Haluk Alıcık’la birlikte bu gençlerin çoğunu işe almışlardı.
MHP’den büyük tepki geldi. Ne hikmetse Çıkış işlemi yapılan bu işçiler görevlerine geri döndüler.
CHP ve İYİ Parti’nin söz verdiği işsizler ordusu ise işe alınmadı. Her iki partide hayal kırıklığı yaşandı.
Bu uygulamadan dolayı, bir huzursuzluk başladı.
Bugünlere kadar mesafe alarak geldi. (Bunu, aklımızda tutalım.) gelecek yazılarımda başka konuları da ele alacağım.
Her geçen gün İYİ Parti ile CHP arasındaki gerginliğin tırmandığı bu ayrışmalar her iki partide konuşulmaya başladı.
Özellikle CHP’de seçimde Kürşat Engin Özcan’a tam destek veren CHP’liler Belediye Başkanına acımasız eleştirilerde bulunuyor. Sayın başkan bu sancıyı nasıl durduracak bilmiyorum.
CHP’nin Nazilli Belediyesinde arkasında durduğu kişi olan Başkan Yardımcısı Mert Öreroğlu’nun ismi her geçen gün öne çıkmaya başladı.
BAŞKAN ÖZCAN, YÖNETİM İPLERİNİ ELİNDE TUTAMAZSA, SANIRIM NAZİLLİ BELEDİYESİ ZAMAN İÇİNDE AĞIR SANCILAR YAŞAYACAKTIR.
**
ARA YOLLAR.. ARA YOLLAR!
Dünya ülkeleri virüsün ölümcüllüğü karşısında şaşkın..
Ülkelerinden tedbir almalarını istiyor.
Devletlerinin zengin olmasının para etmediğini gördü. On binlerce vatandaşlarını kaybetmenin acısını yaşıyor.
Ülkemizde erken tedbir alması sayesinde, korona virüsle mücadelede ilk ayımızı doldurmak üzereyiz.
Biz, bizi beğenmesek te ölü sayımız henüz 500’lerde. Belki de bu mücadelenin siyasete alet edildiği tek ülkeyiz.
Yapılacak yardımlar bile, DEVLET İÇİNDE DEVLET tartışması yarattı. Her şeyi hükümet yaparsa sevap, muhalefet yaparsa devlet içinde devlet olmaz. Bu yardım günah.
Olur mu böyle şey. Bu nasıl anlayış. Bu dil bize yakışıyor mu?
Tedbir milletle birlikte alınacak diyorlar. Ayrışmayalım el ele bu acıyı atlatalım diyorlar. Yaptıkları bunların hangisine uyuyor.
Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan alırmış derler. Milletimiz bu kargaşada ana yollarda alınan tedbirleri, maalesef ARA YOLLARI KULLANARAK deliyor. İşte biz buyuz.