Bu güzide şehrin, güzide insanları diye başlamak istemiyorum yazıma. Öyle düşünmediğim için değil elbette. Bu şehrin insanlarına hizmet verme noktasında olan çavuşlar öyle davranmadığı için bu tanımı kullanmak istemiyorum. Çünkü yıllardır kendi kendimizi yağlarken, bu çavuşların eziyetini de hep biz çekiyoruz. Bu çavuşlar bizi güzide görmeden biz refahı göremeyeceğiz. Bir hafta on gündür iş arkadaşım Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nin online randevu sisteminden randevu almaya çalışıyor. Buraya kadar her şey güzel ve normal. Anormallik şurada başlıyor, bu sistemden randevu alabilmek için saat tam 18:00’da sisteme girip randevu oluşturmalısınız. Ancak sadece 3 kişilik randevu kontenjanı açıldığı için bu limit yaklaşık sıfır nokta beş saniyede doluyor ve siz şansınızı denemek için yirmidört saat daha beklemek zorunda kalıyorsunuz. Tabi yirmidört saatlik bekleyişin ardından yine tam 18:00’da açılan üç kişilik kontenjanda yer bulabilmeniz için Kadir Gecesi falan doğmanız gerekiyor. Bu dahiyane sistemin yaratıcısı ve düzenleyicisi çavuşları gönülden tebrik ediyor ve Güzide görmedikleri Aydın halkının selamlarını iletiyorum. Bu fakülteden randevu almak için çabalayan insanlar sizler her 18:00’da saygı ve sevgiyle yad ediyorlar.

KIRMIZI, SARI, YEŞİL

Bu renkler bu ülkede bir araya geldiklerinde çileye dönüşen yegane renkler. Malum bu kendimize güzide şehrin nüfusu sürekli artmakta. Artan nüfusa paralel yoğunlaşan trafik sorunu bu kentin yıllardır en büyük çilelerinden biri. Çözüm noktasında geliştirdiğimiz en büyük çözüm ise her elli, yüz metreye koyulan ışıklar. Bu ışıklar trafiği düzenli bir hale sokma amaçlı olsalar da aralarındaki mesafe kısaldıkça trafiğin akışını durdurup yoğunluğu daha da arttırdıkları bir gerçek. Biz bu güzide şehrin güzide insanları bu çileye her gün daha büyüyerek katlanmak zorundayız. Dünyadaki örneklerine bakılarak yepyeni mühendisliklerle oluşturulan çözümlere gözlerini kapatmış, belkide trafik tarihinin ilk icatlarından biri olan bu sarı, kırmızı ve yeşil ışıkları zırt pırt her kavşağa yerleştirerek çözümsüz çözüm üreten çavuşlara da buradan bol bol selam gönderiyorum.

KIRMIZI, MAVİ, SARI

Bu anlatacaklarım sadece bu şehrin değil bu ülkenin güzide insanlarının çektiği sıkıntı. Ama olmazsa olmazımız elbette bu çilenin bu şehirde katlanarak büyümüş olması. Birbuçuk milyona yaklaşan nüfusuyla bir büyükşehir olan Aydın’ımızda daha fiber internete ulaşabilen mahalle sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Okuduğum bir haberden aklımda kaldığı kadarıyla, Japonya’da internet hızı 1.02 petabit, yani bir milyar megabit hızına ulaşmışken bizim mahallede 16 megabit internet hızını ballandıra ballandıra kol gibi fiyatlara veren Kırmızı, Mavi ve Sarı renkli servis sağlayıcılarının hem ulusalda hemde yereldeki çavuşlarına da bu şehrin güzide görmediğiniz halkı olarak selamlarımızı iletiyoruz. Kulaklarınız çıklarmı bilmiyorum ama yakın akrabalarınıza sorarsanız onlarınki bol bol çınlıyorlardır emin olun.