Övülmeyi kim sevmez, takdir ve övgü karşısında kim gevşemez ki? Siyasetçi, gazetelerin haber kaynağıdır. Yaptıkları ile gazetecinin 7 gün 24 saat radarındadır. Katıldığım sayısız gazetecilik seminerinde, gazetecilere devamlı olarak siyasilere karşı mesafeli olunması uyarısı yapılır. Hiçbir gazeteci iğneyi kendine batırmadan, o acıyı almadan, karşısındakine çuvaldız batırmaz, batırmak istemez. Elbette gazetecide yanlış yazabilir, yanıltılabilir. Bunun boyutuna göre düzeltme yolları vardır. Yanlışlarından, eleştirilerden ders almayan siyasetçiden ne köy olur ne kasaba. Bir gazeteci nasıl olurda bir siyasinin geleceğini karartabilir. Herkes önce yaptığını bakacak. Bu dostlukla alışverişin birbirinden ayrı olmasına benzer. Çıkış yolu da HERKESİN KENDİ GÖREVİNİ YAPMASI KADAR BASİTTİR. Sayın Nazilli Belediye başkanımızda bizim, eleştirilerimizi bu ölçülerde değerlendirsin. Biz kendisini severiz. Ancak Nazilli’yi daha çok sevdiğimizi, Muz Cumhuriyetinde yaşamadığımızı, bilmesini isterim. ** ALICIK’IN KARARLI DURUŞU, BU AYIBI BİTİRDİ! Nazilli’de yüzyıla yakın bir süredir şehir içindeki malum ev (genelev) şehrin ortasında kalmıştı. Bu ev, Nazilli’nin karın ağrısı, mide bulantısı haline gelmişti. Çocukluk yıllarımızdan çok iyi bilirim. Çevre sakinleri bahçelerine tarlalarına giderken uğursuzluk ve ayıp kabul ettiğinden bu sokaktan geçmezlerdi. Hayvanlarıyla arka sokaklardan geçerek tarlalarına giderlerdi. Yıllarca Belediye Başkanları şehrin ortasındaki bu evi şehir dışına çıkarmak için çok uğraştılar. Ne var ki muvaffak olamadılar. Zira bu evleri işletenler, yetkilileri her türlü yıldırıcı tavırlarını ortaya koymaktan hatta yetkilileri tehdit etmekten kaçınmadılar. Maalesef bunlar yaşanan gerçeklerdi. NOKTAYI HALUK ALICIK KOYDU! Haluk Alıcık’ın Belediye Başkanlığı dönemindeki en büyük hizmetlerinden birisi genelevin ve gıdı gıdı bitişiğindeki Barlar Sokağının şehir dışına çıkarılmasıydı. Belediye Başkanı Haluk Alıcık’ın bu konuda çok zorluk çektiğini de biliyorum. Onun kararlı tutumu, yapılan tehditlere pabuç bırakmaması, göze göz, başa baş bir tavır koyması, bugünkü başarıyı getirdi. Barlar sokağında her gün silahların hiç susmadığını, cinayet ve yaralama olaylarının aralıksız işlendiğini hepimiz biliriz. Buradan 112 Acil Servis ambulansları hiç eksik olmadı. Sonunda başkanın bastırması bu iki işyerlerinin şehir dışına çıkmasını sağladı. Bu konu, Başkan ALICIK’ın Nazilli’ye yaptığı en büyük hizmetlerden biridir. Hizmet sadece yola taş döşemek, park açmak değil, aynı zamanda şehri tasarımlamakta hizmettir. ** MEYDANLAR, SANDIĞA YANSIMIŞ OLSAYDI! İlk kez bir seçim öncesi, bilgi kirliliği yaşanıyor. Hiçbir kamuoyu anketi birbirlerine yakın sonuç alamıyor. Ortak tarafları önceki seçimlerde sorulan sorulara halkın, yüzde 80-85 oranında cevap veriyordu. Bugün ise bu anket sorularına cevap verenlerin yüzdesinin 25-30’lara indiğini açıklıyor. Öne çıkan, ortaya konan bilgiler bu durumdan, vazife çıkarmaktan başka bir şey değildir. Bu bilgilerden hareket ederek dip dalga geliyor, dip dalga hükümeti alt üst yapacak, meydanlar bunu söylüyor yaklaşımları bana göre yanlış bir değerlendirmedir. Geçmişte yaşanan 3 genel seçim sonuçları bunu gösterdi. Aynı sonuçlar beklendi ne var ki millet farklı sonuçlar verdi. Ben şimdi sayın okurlarıma ilginç bilgiler aktarmak istiyorum. Osman Bölükbaşı, halk arasında "Anadolu Fırtınası" ve "T(I)RT Osman" lakaplarıyla tanınan Türk siyasetçisidir. 1950-1969 yılları arasında 3 dönem Türkiye genel seçimlerinde milletvekili olarak meclise girdi. MİLLETVEKİLİ YEMİNİNİ CEZAEVİNDE YAPTI Ekim 1957 Genel Seçimleri'nde Bölükbaşı, Cumhuriyetçi Millet Partisi'nden seçilen 4 milletvekilinin arasında yer aldı. Seçim günü hapiste olduğu iςin milletvekili yeminini Ankara Merkez Cezaevi 10. koğuşunda mahkûmların önünde yaptı. Bölükbaşı, 1954 genel seçimlerinde bu ilin neredeyse bütün oylarını alarak yeniden Kırşehir milletvekili seçilince, günün Demokrat Parti hükümeti Kırşehir'i ilçe yaptı ve Nevşehir iline bağladı. Bölükbaşı ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi, 1969 yılında Milliyetçi Hareket Partisi adını aldı. Söyleyeceğim şudur; rahmetli Osman bölükbaşı Türk siyaset tarihinin en iyi ve etkili konuşan lider bir ismiydi. Bölükbaşı’nın mitinglerine meydanlar almazdı. Ne yazık ki meydanları almayan kalabalık Bölükbaşı’nı dinler meydanları doldurur ama Bölükbaşı’na oy vermezdi. Ben buradan hareketle kalabalıklar kimseyi aldatmasın. Hiç kimse milletin iradesine sandık başında etkileyemez. Meydanlar farklı, sandık başı çok daha farklıdır. Sonuçları, sakalın AK mı KARA mı olduğunu sandıklar açılıp sonuçlar belli olunca göreceğiz!