ÖNCE KALBİNİ (SONRA BEYNİNİ VE DAHA SONRA DA BEDENİNİ) DOYUR…(12)
Ömer Hakan Yavaşoğlu
Kuruyemiş imalatçısı Hacı M. Ağabey,Hz.Peygamber soyundan gelen ve zülcenaheyn bir alim olan Sivas’da medfun İsmail Hakkı Toprak Hz.nin talebesi olan Necati Efendi’nin sohbet ve irşadıyla yetişmişti. M.ağabey,çoğu zaman mürşidinin ve Yunus,Hacı Bektaş, Mevlana, Kuddusi vd. gönül erenlerinin şiirlerinden dörtlükler, kısa beyitler okur ve onları şerh ederdi genç hekimle olan sohbetlerinde. O bir vahdet-meşrep Hak dostu idi. Çok nadiren celallenirdi, genelde cemal-meşrep özelliği hep güler yüzlü ve tatlı-dilli vechini asla terketmezdi. Genç hekimin bir türlü terkedemediği aşırı telaşlı, sıkıntılı ve evhamlı halleri, suyun ateşi söndürdüğü gibi ortadan kaldırırdı tatlı sohbetleriyle… Hatta ilk tanıştığı yıllarda ”……”ilçesindeki oto-sanayi de bulunan kuruyemiş imalathanesine uğramıştı bir seferinde. Hep sıkıntılı ve dara düştüğü zaman O’nunla sohbet edince sıkıntılarının hızla bertaraf olduğunu hisseder ve bu yüzden O’na giderek daha çok bağlanmaya başlamış ve O’nu sevmeye başlamıştı…
O zamanlar(doksanlı yılların sonuna doğru)çok celalli ve pür-telaş bir yapısını henüz terked(e)meyen genç hekim, karşısındaki bilge zatın yaşını başını dikkate almadan O’na karşı ara ara çemkirirdi densiz ve kontrolsüzce…Çünkü o zamanlar (b)ilmin sadece akıl yoluyla elde edileceğini zanneden gafil genç adam karşısındaki yetgin zat ın hakikat sohbetlerini tam olarak kavrayamıyordu. O kafasında kurduğu akademik düşünce ve tefekkür sisteminin referanslarını ,birçok zehirlenmiş beyin gibi medeniyetimizin batı kültüründen ezbere aldığı temeller üzerine kurmuştu. Zihinsel geviş getirme ve tefekkür, tefakkuh vb.düşünce jimnastiği/frontal beyin yeteneklerini kullan(a)mıyordu… İşin ilginci bu öfke ve püskürmeleri sürekli Hacı M.ağabeyine sergileyen genç hekim, O bilge zat hayli olgunlukla ve yumuşak /tatlı dil ve güler yüzle karşılardı …
Bunu nasıl becerdiğini bir türlü anlayamazdı karşısındaki tıfıl doktorcuk…yıllar yılı hep benzer muameleler de bulunan ham adam ne zamanki orta yaşı geçip sağlığı bozulmaya başladığında (ikibin yirmili yıllara doğru) yetgin dostuna çok daha dikkatli ve edepli davranmaya başlamıştı. Geçmişte O’na karşı yaptığı bu vb.davranış sözlerden utanmaya başlamıştı. Zaten artık ailece de gelir-gider olmuşlardı Hacı M.ağabey’in evlerine…O aynı zamanda çok tecrübeli bir ticaret erbabı olduğu için(yaklaşık elli yıllık toptan ve parekende kuruyemiş imalatını çekirdek aile olan üç evladıyla birlikte yapıyordu) genç doktorun eşiyle birlikte olduğu zamanlarda mesleğinin inceliklerinden de bahsederdi onlara (DEVAM EDECEK).
Yorumlar