Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) akan sular bir türlü durulmuyor. Durulacağa da benzemiyor. Parti içinde biraz sivrilen, palazlanan hemen Genel Başkan olmaya çalışıyor. 24 Haziran sonrası parti üstüne çöken sisli hava artarak devam ediyor. CHP, 60 yıldır iç çekişmeler yüzünden, ne iktidar ne de ana muhalefet görevini yerine getirebildi. Kısacası 50 yıldır Genel Başkanlık mücadelesi yaşayan CHP’de bu süreç ne yazık ki hala devam ediyor... 1960’lı yıllarda o günü yaşayanlar iyi bilir. Rahmetli İsmet İnönü, CHP Genel Başkanıydı. Gazeteci, şair, yazar Bülent Ecevit’le parti içinde uzun yıllar Genel Başkanlık mücadelesi yaptılar. 4 Mayıs 1972 yılında CHP Genel Başkanı oldu. İsmet İnönü’de 1 yıl sonra 25 Aralık 1973 yılında Ankara’da geçirdiği kalp krizi sonunda rahmetli oldu. CHP’de Bülent Ecevit’in genel başkanlığından sonra Deniz Baykal genel başkan oldu. Baykal 5 kez kurultayda güven tazeledi. Baykal, 10 Mayıs 2010 tarihinde internet yoluyla gündeme gelen, kendisi ve Nesrin Baytok’un içinde bulunduğu iddia edilen gizli kamera görüntülerine meydan okumak için, Genel Başkanlık görevinden istifa ettiğini açıkladı. Kemal Kılıçdaroğlu, 33’üncü kurultaydan bugüne kadarda, CHP genel başkanlığını yürütüyor. Girdiği her seçimi kaybetse de o partide her geçen gün güçlendi. Ama CHP de iç mücadele hiç bitmedi. Topyekûn millet için huzur içinde çalışamadı. Parti cadı kazanı gibi hep kaynadı da kaynadı. ** ŞİMDİ DE MUHARREM İNCE… 24 Haziran milletvekili seçimlerinde CHP yüzde 22 oy aldı. Muharrem İnce Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisinin milletvekili seçimlerinde aldığı yüzde 22 oyun üzerinde yüzde 31 oy almayı başardı. Muharrem İnce, partisinden fazla oy alınca her zaman olduğu gibi Genel Başkanlık mücadelesi başlattı. Zaten CHP’de bugüne kadar iktidar mücadelesi değil, partide genel başkanlık mücadelesi yapıldı. İNCE, seçim sonrası Sayın Kılıçdaroğlu’nun karşısına iki kez çıkıp aday oldum. Kendisi buna rağmen beni Cumhurbaşkanı Adayı yaptı. Kendisine karşı minnet ve şükran duygularım var. Asla karşısına çıkıp ta bir daha aday olmam kurultay istemem. Dese de, Partiyi kurultaya gitme konusunda fitili ateşleyen kişi oldu. Kurultayla CHP düğün yapacak derken, partiyi DÜĞÜMLEDİ. ** MUHALEFETSİZ GÜNLER Bana göre Türkiye, bugünlerde ADI OLAN VARLIĞI OLMAYAN ana muhalefetsiz günler geçiriyor. Neden mi? Çünkü CHP yine parti içi sorunlara gömüldü. 7 ay sonra yapılacak yerel seçimleri bile düşünemez, oldu. Ana muhalefet görevini yerine getiremiyor. AK Parti’nin, özellikle Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bile bundan çok rahatsız olduğunu düşünüyorum. Çünkü hükümet çalışmalarında ana muhalefetin denetim mekanizması gibi görevini yapmasını istiyor, bekliyor. Ama ortada ana muhalefet diye bir parti yok. 7 ay sonraki yerel seçimleri dikkate alırsak, CHP’nin yaşadığı bu süreci bir talihsizlik kabul ediyorum. Bu çalkantının sonunda CHP’de faturanın kime veya kimlere kesilecek doğrusu çok merak ediyorum. Eğer kurultay olursa CHP’de değişim mi yoksa bir sancılı doğum mu yaşanır bilmiyorum. Şimdiden görünürde kurultay yok. İnce, belki de CHP’den tamamen diskalifiye olacak. ** MESUT ÖZİL GÜNDEM YARATTI… Almanya’da yaşanan ırkçı ve ayrımcı yaklaşım olayı, sadece Türk asıllı futbolcu Mesut Özil'e yönelik bir tavır olarak kabul etmemek lazım.. Gün geçtikçe Almanya'daki Türklerin yaşamı da zorlaşıyor. Almanya'da yeninden yükselişe geçen ırkçılık, saldıracak yeni hedefler arıyor. Bu anlamda ilk adres Almanya’da, nüfusu 4 milyona yaklaşmakta olan Türkler olduğunu görüyoruz. Bugün gidin Almanya'da şöyle bir hafta dolaşın her şeyi anlarsınız. Türklere karşı nasıl bir baskı ve nefret olduğunu görürsünüz.. Türkiye'deki seçim süreçlerini de bahane ederek Türklerin yaşamını zorlaştırmak için her şey yapılıyor. Türklerin gittikleri devlet kurumlarında kendilerine hangi partiye oy verdiğinin sorulduğunu öğreniyoruz. "Vatandaşlarımız, sen de mi Tayyip Erdoğan'a oy verdin?" diye sıkıştırılıyor. Türklerin kurdukları sivil toplum örgütleri baskı altına alınıyor. Medyada fütursuzca saldırılar yapılıyor. Bütün bunlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ismi son derece merkezi bir konuma oturtulup tutulmaya çalışıyor. Yani Türkiye’de bazı kesimlerin yaptığı gibi Almanya’da Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerinden hareket ediliyor. Uzmanlar yıldızı her geçen gün parlayan Türkiye’nin yaşadığı son seçim sonuçlarının, Almanlardaki Tayyip Erdoğan nefretinin bu baskıya neden olduğu ifade ediliyor. 2024 dünya kupası organizasyonunun Türkiye’ye verileceği endişesi de Türkiye’ye ve Türklere olan nefreti ve öfkeyi körüklüyor. Akıllı ol Türkiye ve milletim diyorum. Dünya senin üzerine oyunlar oynuyor.