Sendeki hava, benim bisikletin tekerinde de var.
(Duvar Yazısı)
Bisikletin var mı?’ deseniz, yanıtım; ‘Hayır!’
Neden?
Çünkü ben bisikleti, spor yapmak veya onunla gezintiye çıkmak için kullanmak isteyen biri değil, günlük yaşamın bir parçası haline dönüştürmeyi hayal eden biriyim.
Bu belki kırsal yerlerde mümkün ancak, şehir yaşamının içine bisiklet nasıl girecek?
Bunun için öncelikle saygıya, ciddi ve uzun vadeli yatırımlara, bir de hayal gücü yüksek proje erbabı yöneticilere ihtiyacımız var.
Ayrıca bisiklet kültürü diye bir şey var, bu kültür hemen üç beş yılda gelişemez, zamana ve arzuya da ihtiyaç vardır.
*
Son günlerde, ülkemizde bisiklet sporu(çoğu gezinti amaçlı) epeyce rağbet görüyor.
Bu spor, bilindiği üzere dünyanın en yaygın spor dallarından birisidir.
Zaman zaman köşe yazılarımda da dile getirdiğim gibi, Türkiye’de bu sporun en yaygın olduğu şehir Konya’dır.
*
Yaklaşık dokuz yıldır çok ilginç ve o kadar da süslü bir etkinliğe şahit oluyoruz.
Her biri bisikletini özenle süsleyip, şık kıyafetler ve rengarenk şapkalarla çıkıyorlar yollara.
Tek amaçları var FARKINDALIK…
Harikulade bir sloganları var
"KADIN SOKAĞA ÇIKARSA DÜNYA DEĞİŞİR"
Süslü kadınlar bisiklet turu 2013 yılında İzmir’de Sema Gür’ün girişimleriyle, bisiklete binen bir grup gönüllü kadının desteğiyle başlamış.
9 yıl içerisinde büyüyen bu etkinlik Türkiye’de ve yurtdışında diğer şehirlerde bisiklete binen diğer kadınlarında dikkatini çekmiş.
Bu sene de geçtiğimiz pazar günü birçok şehirde yurtiçi ve yurtdışında eş zamanlı olarak düzenlendi.
Bu organizasyonun en güzel yanı, herhangi bir kurum veya kuruluşun değil, tamamı gönüllü kadınlar tarafından organize edilmesiydi.
Kendilerine,
‘Neden böyle bir etkinliğe gerek duydunuz?’ diye sorduğumuzda;
‘Çünkü bisiklet kent yaşamının bir parçasıdır, çevreyi kirletmeyen, doğa dostu bir ulaşım aracıdır. Bisiklet; yoğun kent trafiğine çözüm olabilir. Eğer uygun “bisikletli ulaşım politikaları” olursa, işe veya ulaşacağımız yere rahatlıkla bisikletle gidebiliriz. Bizde dünyanın birçok yerindeki hemcinslerimiz gibi günlük kıyafetlerimizle bisiklete binerek ulaşımımızı sağlayabiliriz. Buna dikkat çekebilmek amacıyla süslendik ve bisikletlerimizle yollara çıktık’ diyorlar.
Bu etkinliğin Eylül ayının üçüncü haftasının ilk pazar günü olmasının da bir sebebi varmış.
Çünkü bu hafta, tüm Avrupa’da hareketlilik haftası kapsamında yapılan Dünya otomobilsiz kentler günüymüş.
Dünyanın birçok ülkesinde yapılan etkinlikler zincirine Türkiye adına yıllardır ‘Süslü Kadınlar’ destek veriyormuş.
Süslü.Kadınlar;
‘Bisiklete binen kadınlar olarak motorlu taşıtların olmadığı yollarda bisiklete binmenin ne kadar keyifli olduğunu göstermek için buradayız. Bizler bu yolların sadece motorlu taşıtlara ait olmadığını biliyoruz. Yollarda bisikletlilere saygı istiyoruz. Motorlu araçların hiçe saydığı birçok insanı bisiklet kazalarında günden güne kaybediyoruz.
Ayrıca, kadın ve erkeklerin bu toplumda aynı haklara ve hükümlülüklere sahip olduğunu hatırlanmak istiyoruz.
Eğer kadın – erkek eşitliğinden bahsediyorsak, herkesin aynı fırsatlara sahip olması gerektiğine vurgu yapmak istiyoruz. Kadınız ve görünür olmak istiyoruz, görünür olamayan binlerce kadın var ülkemizde. Kadın toplumda görünür olduğu sürece o toplum nefes alır.
Kadın korkmadan yollarda olmalı, toplumun her alanında var olmalıdır.’ diyorlar.
İyi ki varsınız Süslü Kadınlar.
İyi ki renk kattınız
Ülkemize, dünyamıza…
Bizler, sizlerin farkında olduk.
Umarım yetkililer de farkında olup sizi anlarlar.
Sağlıcakla...
Trend Haberler
Aydın'da acı ölüm: Hız tutkusu sonu oldu
Nazilli’de okul yangını: Gece başlayıp sabaha kadar cayır cayır yandı
Genç mühendis kansere yenildi
Aydın'da feci kaza! 27 yaşında hayatını kaybetti
Aydın’da feci ölüm: Süt sağarken akıma kapılarak can verdi
Kuşadası'nda zamlara karşı çare sobalar oldu