Sayın Başkan, 30 yıllık gazetecilik mesleğimde 4 kez size yazdığım gibi açık mektup yazdım. Bunlardan ikisi Cumhurbaşkanları, diğeri de birisi Vali, biriside İlçe Milli Eğitim Müdürüydü. Bunları toplum adına gördüğüm lüzum üzerine kaleme almıştım. 5’inci mektubumu da size yazıyorum sayın Başkan. Her şeyden önce, size geçirdiğiniz rahatsızlıktan dolayı geçmiş olsun diyorum. Allah’ım herkese olduğu gibi sizi de eşinizin, çocuklarınızın başından eksik etmesin. Huzurunuz daim olsun. Son yıllarda büyük sıkıntılar çektiniz MHP’den ayrıldınız, İYİ Parti’ye gidip gelmeniz, arkasından AK Parti’ye geçmeniz sizi sizden aldı. Yoruldunuz. Yanlış işler yapmaya başladınız. Çevreniz sizi hep kullanmaya çalıştı. Son zamanlarda bu durumunuz ayyuka çıktı. 3 dönem Nazilli Belediye Başkanlığı yapan, ismi efsane başkana çıkan Esat Ergüler’e bile dil uzattığınız konuşuluyor. “O GİTSİN AHIRLARINI TEMİZLESİN” dediğiniz söyleniyor.
100 milyonluk iş ve yatırım sahibi olan insana bu denir mi? böyle nezaketsizlik olur mu? Belediye Başkanı olarak hizmete odaklanın Başkan.
Bir siyasetçi 10 düşünüp bir konuşmalı. Neden bunları yapmıyorsunuz? ** NAZİLLİ’NİN 5 YILI BOŞ GEÇTİ Son 5 yılı hizmetle değil tartışmalarla geçirdiniz. Hala Esat Ergüder’in, Nazilli’ye bıraktıklarını sata sata bitiremediniz. Bir düşünün siz ne yaptınız? Borçtan başka ne bırakıyorsunuz? Belediyede disiplin kalmadı. Şehir tanınmaz hale geldi. Şehir içi yollar tanınmaz halde. Partinizi düşünün herkes uygulamalarınızın karşında. Sizde bittiğinizi gördünüz son günlerde, esnaf ziyaretlerinde “KUYRUĞUMU KISTIRDIM” diye yardım istediğiniz arkadaşlarınızın. SİZE NE SÖYLEDİĞİNİ LÜTFEN UNUTMAYIN Başkanım. Belediye Başkanı seçilirken, seçim sürecinin son günlerinde size maddi yardım yapanların, paralarını nasıl, nerden ödediğinizi bir düşünün lütfen. Sayın Başkan, birçok şeyi burada paylaşmak istemiyorum. Sizden bir şey rica ediyorum. Mümtaz bir mesleğiniz var. Allah’ım size Nazilli Belediye Başkanlığı yapma fırsatı verdi. Nazilli’ye hizmetleriniz için teşekkür ederim. Nazilli’nin önünü açın. Sağlığınız sarsıldı. Nazilli sizi bağrına bassın. Bu handikaptan sıyrılın. Rahatsızlığınızı da dikkate alıp, tekrar aday olmayın. Şansınızın ne olduğunu sizde biliyorsunuz. Kim aday olursa olsun, onu düşünmeyin. Eşiniz ve çocuklarınızın başında sağlıklı ve mutlu olun. Hiç değilse yanlışın bir noktasından dönmüş olursunuz. Yine de son karar sizin Başkanım. Saygılarımla. ** CHP, ESKİ HAMAM ESKİ TAS CHP’nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Özgür Özel’le bir yere varamayacağı İLK GÜNDEN anlaşıldı. Genel Başkan seçilir seçilmez, kandile ve Selahattin Demirtaş’a selam göndermesi çok büyük gaftı. Millet değerlerine ters düştü. Bunu söylemekle ne kazandı bilmiyorum. Lider altyapısı olmayan Özgür Özel’in lider kalmak için her yanlışa PRİM vermeye göz yummaya başladığını görüyoruz. Anlaşılan, CHP yine iç tartışmalarla uğraşırken, yine milletin umudu olamayacak. 60 yıldır böyle geçmedi mi? Sayın Özel, illerde parti dengelerini bozmayacağız sözü ile genç beyinlerin önünü kesti. Farkında değil. Anlaşılan, döneminde CHP’de her şey eski hamam eski tas gidecek. Özgür Özel’in, Aydın’da “ ÖZLEM ÇERÇİOĞLU İLE MİLLETVEKİLİ BÜLENT TEZCAN arasındaki dengeleri koruyacağız” sözü de bir sıkıntı ve skandaldır. Siz parti tabanını dikkate almayacaksanız, siz böyle diyorsanız. O zaman, parti genel başkanına, parti merkez karar yönetimine ne gerek var. CHP’de yetişen genç beyinlerin önünü böylemi açacaksınız. Parti tabanınıza sırtınızı dönerseniz liderliğiniz ne kadar devam eder. Yılların milletvekillerine, Belediye Başkan Adayı yapmakla, gençlere sırtınızı dönmekle, CHP’nin önünü açamazsınız. Anlaşılan, sizde; “İŞLERİMİZ BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDECEK” diyorsunuz. İktidarı eleştiriyorsunuz. Onların bile yapmadığı yanlışları yapıyorsunuz. Sayın Özgür Özel’in genel başkanlığı yerel seçim sonrası, sanırım masaya yatırılır. Ve tartışılır. Atatürk’ün partisinde, siyaseti tıkıyorsunuz. Düne gelinceye kadar CHP, Atatürk çizgisinden çıkmıştır diyen, 2 yıl önce CHP’den ayrılan Memleket Partisi’ni kuran Muharrem İnce’ye nasıl güvenip, Büyükşehir Belediye Başkanı yapacaksınız. Milletvekili seçimlerindeki aynı kadrolarla halkın karşısına çıkıyorsunuz. Parti içi beyinlerin öne çıkmasını neden önlüyorsunuz. CHP yeni Genel Başkanı ve yönetimi ile eskiyi de arayacağa benziyor. Eski Hamam Eski Tas görüntüsü ile halkın umudu olamaz. ** TÜRK İSLAM DEVLETLERİ NEREDE? Türkiye, Orta Doğu’da huzuru bozulamayan iç savaşa sürüklenemeyen tek ülke. Türkiye, bugüne kadar dış siyasette üzerimize oynanan oyunlardan hep uzaklaşmayı başardı. Son olarak, Kıbrıs Türklerini yolundan döndürmeye çalışan Güney Kıbrıs’a bağlamaya çalışanlar, Kafkaslarda yeni oyunlar peşinde koşuyor. Milli Savunma Bakanımız sayın Hakan Fidan, yapmayın büyük kriz doğar diye dünyaya seslendi. Milli silahlarımız güçlendikçe, geliştikçe, sesimizde gür çıkmaya başladı. Devletlerarası ilişkiler kuşku üzerinden kurtulamadı. Her ülke sessiz ve endişeli. Hep izlemeyi yeğliyor. Çünkü güçlü ülkelerin menfaatleri için yapmayacağı yok. Durum bu kadar karışık iken, Ülkemizde neden öfke ve ayrışma üzerine siyaset yapıyoruz. Neden milleti bu kadar geriyoruz. Allah aşkına bunun kime faydası var. Geçen hafta eşimle birlikte bir tur organizasyonuyla İstanbul’a gitmiştim. Ne İstiklal Caddesinde ne Eminönü’nde nede Topkapı’da çoğunluğu Türkçe konuşanları göremedim. Her taraf yabancılarla dolu. Afganlı, Suriyeli ve Moğol ve Japonlar yoğunlukta. Ülkem yabancı cenneti olmuş. Türkler ekonomik nedenlerde evlerinden çıkamıyor. İlginç bir dönem yaşıyoruz. Dünyanın mülteci cenneti Türkiye olmuş. Sanırım dünyada en çok sığınmacı barındıran 2. ülkeyiz. İstanbul Eminönü, Mısır çarşına girerken tur yöneticileri arka arkaya uyanık olun uyarıları yaptı. Çantalarınıza ve ceplerinize sahip olun dediler. Ortalık cepçi ve gaspçılarla dolmuş… Cepçilerin, gaspçıların hepsi de mülteci ve sığınmacılar. Ülke huzurumuzu sığınmacıları içimizde barındırmakla, kendimiz tehlikeye attığımızı bir kez daha inandım. Afganistan’da, Suriye’de, Irak’ta amacına ulaşan ülkelerin, hedefinde Türkiye var. Huzurumuzu bozmaya çalışıyorlar. Bunu hepimiz bilelim. Sebep olarak ta Kuzey Kıbrıs’ı gösteriyorlar. Bizi işgalci olarak görüyorlar. 200’e yakın dünya ülkelerinden, KIBRIS TÜRK DEVLETİ’Nİ tanıyan ülke yok. Birleşmiş Milletler de tanımıyor. Biz nasıl Müslüman ülkelerin lideriyiz? Müslüman ve Türk Devletleri neden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımıyor?
Bu nasıl başarılı dış politika? Unutmayalım… KUZEY KIBRIS’I ÜLKEMİZİN KANAYAN BİR YARASI.
BUNU BİLELİM HUZURUMUZU BOZMAYALIM.