Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık, Esenköy Mahallesindeki düğün salonu açılışında, kendisi gibi seçilmiş “MUHTARLARA GÖZDAĞI VERDİ” haberlerini gülümsemenin ötesinde üzüntü ile okudum. Alıcık, anlaşılıyor ki kendisine, cirit atacağı dikensiz gül bahçesi yaratmak istiyor. Yok böyle şey. Mümkün değil sayın Haluk Alıcık. Sayın Haluk Başkan, siz hangi düşünce ile muhtarlara gözdağı veriyorsunuz? O imajı yaratmaya çalışıyorsunuz? ŞİKÂYETİN vatandaşın anayasal hakkı olduğunu bilmiyor musunuz? Yeter ki bilgi ve belgeler doğru olsun, şikâyette iftira, art niyet olmasın. Hakkında şikayetler yoksa, SİZ ÖPMEYE KOKMAYA GELMEZ birisiniz demektir. Daha doğrusu bal yapmaz bir arısınız. Hepimiz gibi sizde bilirsiniz ki, meyvesiz ağaç taşlanmaz Başkan. Muhtar veya vatandaş konuşacak, iddia edecek ki sizde doğruları izah edeceksiniz. O günler geçti Başkan, bu dönemde kimse yanlışa pirim vermez, göz yummaz. Bırakın millet anayasal şikayet etme hakkını kullansın. Baskı altına almaya kalkmayın. Muhtarlara gözdağı vermek onları sindirmez daha da kamçılar. Yeter ki doğrular ortaya çıksın. ** BELEDİYE BORÇLARI! Geçmişi bir hatırlayın. Belediye Başkanı olduğunuzda sizden önceki belediye başkanından 800 BİN LİRA BORÇ DEVRALDIM diye feveran ettiniz. Arka arkaya basın açıklamaları yaptınız. Biz o günleri unutmadık hepsi de kayıtlardadır. Bende, geçenlerde sizinle ilgili bir eleştiride bulunmuştum. Nazilli Belediyemizin borcunun bu kadar köy (mahalle) arazileri satmasına rağmen, 50 milyonu aştığını, belediyemizin borç batağında olduğunu yazmıştım. Sayın Alıcık, bana sert tepki verdi. “Siyasi geleceğimle oynuyorsun” dedi. Ben böyle bir şeyi nasıl düşünebilirim. Beğenmediğiniz işinize gelmeyen her şeyi TÜ KAKA demenizde size yakışmaz Başkan. Oysa “Böyle borcum yok, varsa buyurun açıklayın” diyebilirdiniz. Bende Belediyemizin, İller bankasına, Özel bankalara olan borçlarını, kefaletlerini, kurum ve kuruluşlara borcunu açıklardım. Sayın Başkan bu baskı metodunu lütfen bırakın muhtarlarında sizin gibi bir seçilmiş insan olduklarını, sorumlulukları gereği konuştuklarını unutmayın ** ÖZÜRÜ, KABAHATİNDEN BÜYÜK! Adnan Oktar operasyonu, Türkiye’de kimsenin dokunulmaz olmadığını gösterdi. Operasyondan kaçamayan Oktar, emniyet mensuplarına bir dakika bir yanlışlık var. Biz zararlı insanlar değiliz. AK Parti’yi destekliyoruz gibi tepesi delik laflar ediyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı seven biriyim sözleri özrü kabahatinden büyük sözü gibi bir şey. Ulen be adam, suç makinesi haline gelen edepsiz herif, senin AK Partili olman suç işlemene yol mu açıyor? İzin mi veriyor? Bu ne biçim algı? Ayni gün sabahı saat 06.38 de Gazeteci Ahmet Hakan’ı da telefondan arayan bu zat Ahmet Hakan’dan yardım isteyip, “Recep Tayyip Erdoğan beni tanır, sanırım onun haberi yok, bana ve arkadaşlarımıza operasyon yapıyorlar. PKK dururken bize operasyon yapılır mı? Sana bilgi vereyim istedim diye ikinci kez kabahatinden büyük özür işliyor. Artık bu yanlış imaj yıkılmıştır, bitmiştir. AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanının arkasına saklanarak yanlış yapanların er veya geç devlet güçleri tarafından kapısı çalınacağının, gerekenin yapılacağının, bilinmesi gerekiyor. ** DÜNYANIN BAŞ BELASI TRUMP! Amerika Başkanı Donald Trump, son zamanlardaki davranışları ile kimi örnek alıyorsa, dünya kabadayısı gibi hareket etmeye devam ediyor. Son G7 zirvesinde Avrupa Birliği üyeleri ile tartışan Turump, daha sonraki Bürüksel zirvesinde ABD’nin NATO’dan çıkabileceğini ifade etti. İran ve ABD arasındaki gerilimde tırmanıyor, Trump twitlerinde "Bir daha asla ama asla ABD'yi tehdit etme, yoksatarihte çok az kişinin gördüğü sonuçlara katlanırsın. Artık şiddet ve ölüme dair kaçık ifadelerinizi sineye çekecek bir ülke değiliz. Dikkat et” diyerek tehdidin daniskasını yaptı. İran liderlerini mafyaya benzetti. ** TÜRKİYE ÇETİN CEVİZ ÇIKTI! Avrupa Birliği ile ipleri koparma, noktasına getiren Çin’e karşı ekonomik savaş başlatan Trump, şimdide Türkiye’yi kafasına taktı. “Her fırsatta Türkiye bizim müttefikimiz ve stratejik ortağımız” diyen Trump, Türkiye’de FETÖ ve PKK için casusluk yapma suçlarından tutuklu yargılanan Amerikalı rahip Brunson’un bırakılmasını istedi. Türk mahkemesinin verdiği ev hapsi kararının beğenmedi. Türkiye’ye “yaptırımlar uygularım” tehditleri savurdu. Ülkemizin her kesiminden bu açıklamaya sert tepkilerin yükselmesi milletimizi elbette mutlu kıldı. Ancak kafama takılan, çözemediğim bir soru var. Brunson, çıkarıldığı son duruşmasında tutukluluk halinin devamını isteyen mahkeme heyeti, ne oldu da bir hafta sonra Trump’un gürlemesi ile Bronson’un tutukluluk halini neden ev hapsine çevirdi. Bunu da hala anlamış değilim.