AK PARTİ’den ayrılan isimlerin kuracağı 2 yeni partiden, bu hafta sonuna birisinin kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na vereceği, diğerinin de gelecek hafta vermesi bekleniyor.
Bu konuda İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu’dan randevu talep ettiklerini biliyoruz.
Bu partilerin İYİ PARTİ kadar kolay kurulacağını, palazlanacağını düşünmüyorum. Kurulurken, Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından suçlamalara hedef olmaları da çok ilginç.
Çünkü halkın ihtiyacından, siyaset boşluğundan dolayı kurulan partiler değil.
Toplumda AK PARTİ içinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kızdıkları için TRENDEN inenlerin kurduğu partiler olarak algı yarattılar.
İşin ilginç tarafı, daha partiler kurulmadan sayın Cumhurbaşkanı bu dava arkadaşlarını hasım ilan etmesi, çeşitli suçlamalarda bulunması.
Yani, 20 yıllık dostluk bitti. Kavga ile yeni işe başladılar.
Zaten hep öyle olmuyor mu? Ben İHTİYAÇYAN doğmayan, İHTİRASTAN doğan bu iki partinin tabela partisi olacağını inanıyorum.
YÖNLERİ FARKLI İDDİASI
Sayın Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı parti Avrupa’ya sırtını dönmüş, İslam’a yüzü dönük bir ideoloji parti olarak doğuyor.
Ali Babacan’ın kuracağı parti de yüzü Avrupa’ya dönük, daha ılımlı, İslam’ı kötü uygulayan kişilerdir. Biz bunun doğrusunu ve eksiksiz olanı uygulayacağız iddiası ile yola çıkıyor.
Bu konularda siyasi boşluk var mı?
Bana göre yok. Bu değerlerde siyasi partilerimiz var.
O zaman bu partilerin kurulması talihsiz bir vakadır diyorum.
Hele hele şimdiye kadar hedeflerinin iktidar olduğunu duymadığımız, toplumda sadece AK PARTİ’nin oy kaybetmesi için kuruluyor imajı veren bu iki partinin, AK Partilileri bir yerde Reisleri etrafında kenetleyeceği de konuşuluyor.
Çok tuhaf olan da yıllarca aynı partide siyaset yapıp, partilerinden ayrılan AHMET Davutoğlu ile ALİ Babacan’ın birleşme çabalarını reddedip, iki ayrı parti kurmakta ısrar etmeleridir.
Bunun nedenlerini de ileri günlerde ayrıntıları ile birlikte göreceğiz.
**
ANKETLER, CUMHUR İTTİFAKI DİYOR!
Hükümetten kurtulmak isteyenler, anketlere umut bağlasalar da.. Anketler bir türlü istedikleri sonuçları vermiyor.
Araştırma şirketi ORC, "Kasım 2019 Gündem Araştırması" anket sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.
30 bin kişi üzerinde yapıldığı açıklanan ankette vatandaşa “Yargıya güveniyor musunuz?” "Bu pazar milletvekilliği seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz?" soruları sorulmuş.
ORC'nin paylaştığı sonuçlara göre iki parti (İYİ PARTİ VE HDP) az farkla baraj altında kalıyor.
"Bu pazar milletvekili genel seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz?" sorusuna verilen cevaplar şöyle
AK PARTİ; yüzde 32,7, CHP; yüzde 25,9, MHP; yüzde 15,4, HDP; yüzde 8,5, İYİ PARTİ; yüzde 7,5, SAADET PARTİSİ; yüzde 1,3, KARARSIZLAR; yüzde 7,8 oranını göstermiş.
Sonuçları beğenirsiniz beğenmezsiniz. O sizin taktiriniz. ORC şirketinin yaptığı anket bu sonuçları vermiş.
Aynı araştırmada YARGIYA GÜVENİYOR MUSUNUZ? sorusuna vatandaşın verdiği cevap çok ilginç.
Halkın yüzde 11,7’si yargıya güveniyorum derken, yüzde 23’ü kısmen güveniyorum. Yüzde 68’i de güvenmiyorum demiş.
Kararsız oyların dağılımı da partilerin aldığı oylara göre yapıldığında, Cumhur İttifakı’nın oy oranı yüzde 53’leri bulduğunu görüyoruz.. GENAR ANKET şirketinde ise CUMHUR İTTİFAKI’NIN yüzde 51,7 ile çoğunluğu alırken MİLLET İTTİFAKI yüzde 47,6’da kalıyor.
**
TARAFSIZ OLMAK, BERTARAF OLMAKTIR!
Tarafsızlık edebiyatı insanın kendisini aldatmasından başka bir şey değildir.
Bir anlamının da suya sabuna dokunmamak anlamı taşıdığı iddia edilir. Siyasetin içinde olanların taraf olma zorunluluğu vardır. CHP içindeki delege seçimlerinde MERT ÖREROĞLU elbette taraf olacaktır.
Kendisinin siyasi bir kimliği vardır. Bu kimliğini parti içinde kullanmak zorundadır.
Hani derler ya dostluk başka alışveriş başka diye işte öyle bir şey. Taşıdığı makam ayrı parti çalışmaları ayrıdır. Türkiye’nin her köşesinde uygulanan yöntem de budur.
Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan’ın bu işlerden uzak durduğunu biliyorum. Nasıl mı?
Nazilli’ye gelen İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, İYİ Parti teşkilatı ile yaptığı toplantı da CHP ile ayrı partı olduklarını belirtip, onların iç çekişmelerinden uzak durun uyarısı yapmıştı.
Sayın Belediye Başkanı Özcan; “Benim işim hizmet siyaset değil” demiş kendisini bu işin dışına atmıştır.
Sayın Öreroğlu, bir CHP’lidir. Babası rahmetli Aydın Öreroğlu da yıllarca CHP Nazilli ilçe Başkanlığı yapmıştır.
Sayın Mert Öreroğlu’da makamını kullanmadan parti içi çalışmalarda bulunup ağırlığını elbette koyacaktır.
Yoksa tarafsız olmanın, yolunun BERTARAF OLMAKTAN GEÇTİĞİNİ bizler gibi sayın Öreroğlu’da iyi bilir.