Söylemezsem olmaz
Hüseyin Barış Özsoy
Eylül ayında 2023-2024 eğitim yılı başladıktan sonra Aydın trafiğinde bir artış olduğu hepimizce malum. Bu sokaklar, bu yolların şehrin ihtiyacı karşısında yetersiz kaldığını herkes biliyor. Bu durumu düzeltmek adına şehrin ara sokakları bile trafik ışıklarıyla donatılıyor sürekli. Elbette bu trafik ışıklarının gerekliliğini sorgulamıyorum. Ancak trafiği düzene sokmanın tek yolu trafik ışığı mıdır? Bu ışıklar bazı zamanlarda trafiği düzenlemekten çok, daha çok kargaşaya sebep oluyor. Aydın trafiği günün her anında rutin bir akış sergilemiyor. İnsanlar gidecekleri yerlere hep aynı yoldan gitmiyorlar, bu sebeple ışık bulunan kavşaklarda hangi yönün daha yoğun olacağı gün içinde değişiklik gösteriyor. Bu durumda akış hızını arttıracak bir sinyalizasyon sağlamak daha da zorlaşıyor. Sonuç olarak ışıklar trafik çilesini çözmekten çok tetikleyen bir duruma geliyor.
Ekim ayıyla beraber üniversitelerde açıldı. Adnan Menderes Üniversitesi hem eski hem yeni öğrencileriyle eğitime başladı. Öğrenciler, bu şehrin ekonomisi için çok büyük bir nimet. Ancak bu nimeti, istismara çevirmemek gerek. Hayatın doğal akışıyla birlikte, ülkenin her yerinden gelen öğrenciler zaten ekonomik katkıyı sağlayacaklar. Ama bunu öğrenci potansiyelini rant kapısına döndürmek bu şehre yakışmıyor. Ülkece yaşadığımız ekonomik buhranla birlikte herkesin yaşadığı ev kirası sorunu, dışarıdan gelen öğrencileri en çok zorlayan etmenlerin başında geliyor. Kulağımıza gelen rakamlar artık ipin ucunun kaçtığının göstergesi. Ev sahiplerinin öğrenci tarifesi oluşturması ve bunu çeşitli bahanelerle savunması kabul edilebilir bir şey değil bana göre. Bu çocuklar bu şehre okumaya geldiklerinde bu şehrin misafiri değil, bir parçası oluyor bunu kabul etmemiz lazım.
Devlet okullarında ise kitap meselesi bir türlü aşılamıyor. Devletimiz okullarda ek kaynak adı altında kitap istenmesini yasaklamış, ama bu yasağa uyan tek bir okul bile yok. İnsanlar çocuklarını okutabilmek adına çok büyük mücadeleler veriyor. Geçim sıkıntısı almış başını gitmiş. Evladını okutmak için çırpınan ebeveynler, eylül ayı geldiğinde eyvah diyorlarsa en büyük sebeplerinden biri de bu kitap meselesi. Baskı maliyetleri arttı diye afaki kitap bedellerini bu halkın sırtına yüklemek insafsızlık. Ayrıca ben hala eğitilsin, öğretilsin diye gönderdiğim okuldaki eğitimin yarım kalmasını ve evde benim “EV ÖDEVİ” adı altında ebeveynlerle tamamlanmaya çalışılmasını anlayamıyorum. Sizin okulda beceremediğinizi biz evde nasıl becereceğiz.
Her sistem içinde kolay yolu barındırmak zorunda mı? Bu sistemin çarpıklığına o kadar güzel kılıflar da uyduruyorlar ki, doğruları söylediğin için kötü adam sen oluyorsun. Ama kusura bakmayın. Eğer siz okul saatleri için bir çocuğu yeterli düzeyde eğitmeyi başaramıyorsanız, bırakın okullar zorunlu olmasın. Sizin eksik bıraktıklarınızı özel hocayla kapatmaya çalışmak herkesin harcı değil. 1 saatlik özel ders 500 TL iken bu paraları her kes veremez, bu şartlar altında eğitim gören milyonlarca çocuk, eşit şartlar altında okuyamaz. Hiiiiç boşuna modern yalanlarla bu saçmalığı örtmeye kalkmasın kimse, 7-8 yaşında bir çocuk eve gelip ödev yapmam lazım diyorsa, ve oyun oynamayı değil, ödev yapmayı seçiyorsa bu normal bir şey değildir. Normal olan çocuk, akşama kadar okulda eğitim görüp, akşamda evde ödev yapmak zorunda bırakılmaya isyan eden çocuktur. Ev ödevi denen melanet şey 1900’lü yılların başında ceza yöntemi olarak bulunmuş ve çocuklar okuldan nefret etsin diye sisteme dahil edilmiş bir saçmalıktan başka bir şey değildir.
Yorumlar
Trend Haberler
Karacasu'da feci kaza: 2’si ağır 3 çocuk yaralı
Ne yaptın sen Cemre! Nazilli’de 15 yaşındaki genç kız veda mektubu bırakarak yaşamına son verdi
Forum Aydın satıldı
Dualar Karacasu'da yaralanan çocuklar için
Karacasu'daki olayda ilginç gelişme: 4 saatte önce her şey normal diye tutanak tutulmuş
Başkan Gençay'dan ikametgah çağrısı