Siyasette gerilim, vites yükseltmeye devam ediyor. Ülkemizi dünya önünde temsil eden liderlerin ağzından dökülen lanlı ulanlı, alay edercesine, birbirlerini küçük düşürücü, kin öfke dolu seviyesiz o konuşmaları inanın çocuklarımız söylemez. Muhalefet partilerini gözünüzün önüne getirin. Demokrasi kuruyoruz diye, sanki kanserin çaresini bulmuş gibi, birbirlerinin kucaklarına nasıl atladıklarını gördük. Plansız programsız, yüzeysel, derinliği olmayan hababam usulü birbirlerine nasıl koştular. El sıkıştılar, öpüştüler bir orada, bir burada toplandılar. Bizde bunları dizi izler gibi izledik. Eski Cumhurbaşkanını sayın Abdullah Gül’ü kurtarıcı gördüler. Hiç Cumhurbaşkanı seçimlerinde yaşanan sayın Ekmeleddin İhsanoğlu olayından ders almamış gibi hareket ettiler. Kendi partilerinden aday çıkarmaktan kaçınan bir tutum ve sorumsuzluk içine girdiler. SONUÇ OLARAK Geriye baktığımızda dağın fare doğurduğunu gördük. Bugüne kadar ki bu süreçte; Abdullah Gül’ün; “Değirmen taşlarının altına öğütülmek için atıldığını yaşadık” Meral Akşener’in; “Kırarım ellerini, Dünyayı başlarına yıkarım” sözleriyle Cumhurbaşkanı’nın; “Muhalefetin çalışmasını, internetten de hızlı çalıştılar” sözüyle Kılıçdaroğlu’nu, “Alaylı bir tebessümleseni seviyorum, Recep Tayyip Erdoğan bey kardeşim sözüyle” hep hatırlayacağız. Bu süreçte arayıp da bulamadığımız “HOŞGÖRÜ, SEVİYE, SAYGI SEVGİ İLE EN ÖNEMLİSİ OLAYLARDAN DERS ALINAN ORTAYA KONMASI BEKLENEN TECRÜBEYDİ.” Ne yapalım bize yakışan bunlar… ** ÜLKEMİZDE, BÖYLE SEÇİMLER DE YAŞANDI! Araştırmacı yazar Sinan Meydan’ın yüzyılın kitabını okuduktan sonra ülkemde sadece ölünün dirilemeyeceğini, onun dışında her şeyin yaşanabileceğine inandım. Türkiye 1957 yılı 27 Ekim’indeerken seçim yaşadı. Demokrat Parti seçimi 7 ay öne çekmiş, erken seçime gitmişti. Oy verme süresi devam ederken, saat 14.00’de devletin tek radyosu DEMOKRAT PARTİ’nin seçimleri kazandığını açıklıyor. Muhalefet lideri İSMET İNÖNÜ günün Devlet Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’yu arayıp bu suçun engellenmesini istiyor. Zorlu, durumu başbakan Rahmetli Adnan Menderes’e iletiyor. Menderes de “Kızıp radyo açıklamaya devam etsin” diyor. Sonuçta devlet radyosuna saat 14.00’te seçimleri D.P. seçimi kazanmış diye anons yapınca, CHP’LİLER SANDIĞA OY KULLANMAYA GİTMİYOR. Ve seçimi DP kazanıyor. İtirazlar yapılsa da kasıtlı olmayan bir hata denip, konu kapatılıyor. ** ADLİYE KUNDAKLANDI! Ayni seçimde, mükerrer oy kullanımı rekor olacak düzeye ulaşıyor. Kütüklerden CHP’liler siliniyor. Mükerrer oy kullanılacak kişilerin ismi yazılıyor. Ayni seçimde Gaziantep’te seçimi CHP’nin 700 oy farkıyla kazandığı açıklanıyor. D.P. köylerden gelmeyen sayılmayan oylar var diye seçime itiraz ediyor. Oylar tekrar sayılıyor Demokrat Parti’nin seçimi 1000 oy farkla kazandığı açıklanıyor. CHP sonucu il seçim kuruluna itiraz ediyor. Aynı günün gecesi sandık tutanakları, oylar, gerekli belgeler, Adliyeye sayım için götürülüyor. O gece Gaziantep Adliyesi kundaklanıyor ve yanıyor. Adliyedeki tüm evraklarda yanıyor. Ve seçimi ilk gelen sonuçlara göre D.P. kazanıyor. Bütün bunlar Türkiye’de sadece ölünün dirilemediğini gösteriyor.