Siyasette olmayacak duaya da âmin denmeye başlandı. Algı yaratmak adet haline geldi. Sayın Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan da geçen hafta Ankara’ya gitmişti Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile çekilmiş bir resmini paylaştı. Başkanın resimdeki asker duruşu, yerel medyayı aştı ve tüm ülke medyasını ayağa kaldırdı. Resim, TBMM’de bile tartışma konusu oldu. TV kanallarında tartışmaya açıldı. Resim için, BU RESİM SANKİ MONTAJ diyenler çıktığı gibi, Soruşturma kararından 2 gün sonra sizin ne işiniz var Ankara’da, Cumhurbaşkanlığında. Yazılanlara çizilenleri görüyorsun değil mi? Yaptığını cahiller yapmaz diyenler de var. Türk Bayrağının, Atatürk ve Sayın Cumhurbaşkanının resminin olmadığı düz bir duvar önünde Sayın Cumhurbaşkanın resmini hiç görmedik diyenlerde var. Resme dikkatli bakarsanız, bu çarpıklıkları sizde sezersiniz. Yanlış işler yapıyorsun Başkan. Bende sayın cumhurbaşkanımızın bir duvar önünde böyle kuru masa başında, resmini hiç görmedim. Bu resim, hala yazılı ve görsel medyada tartışılmaya devam ediyor. Resmin montaj olabileceği söyleniyor. Başkan böyle bir şey düşünür mü, yapar mı? Bilmem. Bakalım bu tartışma nasıl sonuçlanacak? Seçim önü lütfen hizmete odaklan Başkan. Eğer resimde montaj var ise Başkan bunu nasıl ayıklayacak merak ediyorum. Siyasette her gün ortaya atılan iddiaları, akıl mantık alacak gibi değil. Kasım ayı başındaki CHP kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kaybederse, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den istifa edip, AK Parti’den aday olacağını iddia edenler her geçen gün artıyor. Bu durumda CHP’den istifa eden Fatih Atay’ın da CHP’den Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağı konuşuluyor. Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan seçilmesi halinde, CHP’den istifa eden Efeler Belediye Başkanı Atay’ın MHP veya AK Parti’ye geçip, Cumhur İttifakı’ndan Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olacağı da siyasi kulislerde dolaşıyor. Siyaset bu...  Daha neler duyacağız, yaşayacağız bakalım. Kendine verdiğin kadar çevrene de zarar veriyorsun Başkan. ** ÜZÜCÜ, HOŞ OLMADI, YAŞANMAMALIYDI! Herkes önce evinin önünü süpürmeli özlü sözünü hepimiz çok iyi biliriz. Hatırlarsınız, Nazilli bir zamanlar Uzun Yaşam Merkezi olarak anıldı. Bu, basınının ve Nazilli’yi temsil eden mülki amirden her kademede çalışanların başarısıdır. Demek ki yapılan güzel çalışmalar karşılığını buluyor. Nazilli’yi temsil eden kişiler, her konuda dikkat etmeli, çalışmaları ile topluma örnek olmalı. Çalışmalarında hak ve hukuka saygılı, adaletli olmalı. Gelecekte çocuklarımız bu hizmetleri minnetle anmalı Sanayi fakiri Nazilli iyi yönetilmediği için son yıllarda büyük şanssızlıklar yaşıyor. Maalesef Belediye Başkanları milli değerlerimiz dahil, yasalara uymadan çalışmalar yapıyor. Geçen hafta ülkemizde, GAZZE KATLİAMI için 3 günlük yas ilan edildi.  Sayın Belediye Başkanının onay ile bazı muhtarlarla milli yas tutulan bir günde yaptığı içkili gece toplumda büyük tepkiyle karşılandı. Bu olay sayın başkana ve temsil ettiği Nazilli’ye yakışmadı. Milli değerlere saygısı olan hiç bir başkan bunu yapmaz. Nazilli kamuoyu bu olayın şokunu üzerinden atmadan yeni bir skandalla sarsıldı. Görev başındaki Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan ile bir önceki Belediye Başkanı Haluk Alıcık’ın hizmetleri sırasında yasaları çiğneyen kararları ve uygulamaları için İçişleri Bakanımızın soruşturma izni vermesi, kamuoyunda takdirle karşılandı. Sayın İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya bu kararı ile,  AK Parti’nin suç işleyenlerin sığınacağı bir parti olmadığını, her kim olursa olsun, suçlu olanın yargılanacağını gösterdi.  Bu kararlar bugüne kadar Nazilli’yi kimlerin nasıl yönettiğini milletimizde görmüş oldu. Bir yerel seçim önü dönem yaşıyoruz. Parti Genel Merkezleri adaylar konusunda titiz olmalı. Partilerini şemsiye gibi görenlere dikkat etmeli. Özellikle son yıllara hizmet olarak, taş taş üzerine konmamış Nazilli için bu konu çok önemlidir. İşçisinin ücretini ödeyemez duruma gelen Nazilli Belediyesine, tecrübeli, liyakatli neyi neden yaptığını, nasıl yapacağını bilen bir Başkana ihtiyaç var. Seçilecek adayın partisine bakmadan, hizmet üretecek, verecek kişiye destek ve oy vererek bu sıkıntıyı aşabilir. ** AMAN HA TÜRKİYEM, SAKIN HA! Gazze’de yaşanan bu katliamdan sonra dünyada hak, hukuk, adalet nasıl kurulur, nasıl işler? 190’ı aşkın ülkenin üye olduğu Birleşmiş Milletler nasıl çalışır? Ne kadar hükmü kalır bilemiyorum… Başta Orta Doğu devletleri olmak üzere, Dünya Devletleri kınıyor, lanetliyor, mitingler yapıyor ama hiçbiri müdahale etmiyor. Çünkü İsrail’in elinde Nükleer Silahlar var, kimse yanaşmıyor İran, “müdahale ederim” dedi, İsrail: “nükleer silahla karşılık veririm” Dedi. İran kabuğuna çekildi, sesi çıkmıyor. Orta Doğu’nun petrol zengini devleti Suudi Arabistan petrolümü keserim diyemiyor. Dünya Bankalarındaki dolarlarımı çekerim, DURDURUN BU KATLİAMI DİYEMİYOR. Herkes sadece konuşuyor. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın havasında izliyor. Ah vah diyor, o kadar. Türkiye’yi Orta Doğu’nun, Müslümanların jandarması gibi görenler, Türkiye’yi bu bataklığa çekmeye çalışıyor. Neymiş, Türkiye’nin iki milyon askeri varmış. İsrail’e müdahale ederse, İsrail KIYAMETİ YAŞARMIŞ. Türkiye, dünya Sünni Müslümanlarının lideriymiş. İsrail’i durdurmak Türkiye’ye yakışıyormuş. Vah akıl fakirleri vah.. Siz Türkiye’ye gaz vereceğinize Türkiye’den ders alın. Birleşmiş Milletler dâhil, dünya ülkeleri arasında güven zafiyeti yaşanıyor. Değişik bir dünya yapısına doğru gidiyoruz. Yeni bir dünya kurulmaya çalışılıyor. Ülkemizi yönetenler bunun farkında İsrail, Filistinlileri Gazze’den çıkarmakta kararlı görünüyor. Adeta “YA GİDECEKSİNİZ YA ÖLECEKSİNİZ” diyor. Milyonlarca insan ölüme terkedilmiş durumda buradan devletime ülkeme, AMAN HA TÜRKİYEM, SAKIN HA TÜRKİYEM, SEN NE YAPACAĞINI ÇOK İYİ BİLİRSİN. ** HAMAS, KENDİ ETTİ, KENDİ BULDU! Dünyanın beşten büyük olmadığını şuan bir kez daha görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bunu iyi niyet le söylese de bir kez daha yanılmış. Rusya Ukrayna’da, İsrail Amerika şemsiyesi altında Filistin’de, sivil katliamı yapıyor. Kim durdurabiliyor? 190 dünya ülkesi ne yapabiliyor? Hani dünya beşten büyüktü? Elinde 50-60 nükleer başlık olan İsrail kimi dinliyor? Dünyanın gözü önünde elini kolunu sallaya sallaya, resmen sivil katliamı yapıyor, vahşet yaşatıyor, savaş suçları işliyor... Ortadoğu’da 250 milyon Müslüman, 7 milyonluk İsrail’in karşısında çaresiz duruyor. Aynı durum 1967 yılında 6 gün savaşlarında yaşanmadı mı? Savaşı kim başlattı Hamas. Ben Hamas’ın kendi iradesi ile bu savaşı başlattığına da inanmıyorum Hamas’a egemen güçler emir verdi. Projeleri gereği başlattı. Hastane bombalanması 500 sivilin ölmesi, sonucunun çok ağır olacağı ortaya çıktı. Hamas bir yerde kendi etti kendi buldu. İsrail’in acımasızlığını 6 gün savaşlarında görmüştü. Kıssadan hisse çıkarmamış. Bu katliama dünyanın seyretmesi de çok ilginç. Devletler “BANA BULAŞMAYAN BİN YAŞASIN” anlayışında hareket ediyor. Çünkü İsrail’in elinde nükleer silah var. Devletler, kınama mesajları, gösteriler, yapılan bildiriler, maalesef bu vahşeti durduramıyor. Küresel güçler bile sessiz kaldı. İsrail, Amerika desteğinde, KİMSEYİ DİNLEMİYORUM, KİMSE BENİ DURDURAMAZ anlayışında hareket ediyor. Resmen dünyanın terörist efe devletiyim diyor. Dünya, Covid salgınından, ekonomik sıkıntının arkasından en zorlu bir süreci yaşıyor. Bu vahşet durdurulmazsa, DÜNYADA NELER OLUR, DÜNYA NEREYE GİDER BİLMİYORUM…