Milletçe hassas bir süreçten geçiyoruz. Yarının ne olacağını kimse kestiremez. İktidara kızarsınız, kızmazsınız... Seversiniz, sevmezsiniz... Başarılıdır, başarısızdır. Gün, bunları aramızda tartışacak zaman değil. PKK, PYD gibi kullanılan düşmanlarla, Dış güçler, Türkiye’yi bölmek için elinden geleni yapıyor. Bunu hep birlikte görüyoruz.

 BİZ MİLLET OLARAK BÖYLE ZAMANLARDA TEK YUMRUK OLMAYACAĞIZ DA NE ZAMAN OLACAĞIZ?

İstiklal savaşından, İSTİKLAL VE BAĞIMSIZLIK UĞRUNA yüzbinlerce şehit vererek çıktık. Millet ve devlet olarak ayakta duracak halimiz yoktu. Bu şartlarda LOZAN Anlaşması için, MASAYA OTURDUK. Her şeyden önce o günün şartlarında Cumhuriyetimize kavuştuk, ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ DEVLET olduk. Yetmez mi? 12 adaları görmemişiz, Niye YUNANLILARA bırakmışız. Tartışmaları art niyet ifadesidir. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatır. Biz iç siyasette bunları tartışırsak YUNANİSTAN’da bunları yapar. Günümüzde iç ve dış güçler yine hortladı. Düşmanlarımız GÜÇLÜ TÜRK DEVLETİ İstemiyor. Güçlendikçe de hazmedemiyor. **

KENDİNE GEL, TÜRKİYEM!

Bir düşünün, Ordumuz, FETÖ terör örgütünden temizlenmeseydi bugünkü gücüne gelebilir miydi? Bakın, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bile Türkiye’yi yıpratmak için her yolu deniyor. İNCİRİN İÇİNDEN KURTLANDIĞI gibi Türkiye’yi içerden yıkmaya çalışıyor? Ne yapıyor? Türkçe twitler yazıp atıyor. Bu bizi uyandırmalı, onlar da biliyor. Bu millet (Türk Milleti) yıkılırsa içeriden yıkılır. 12 adalar bugün mü silahlanıyor? 60 yıldır silahlanıyor. Bugün Türkiye olarak bir duruş sergiliyoruz. Hepimiz bundan gurur duymalıyız. 60 yıldır gasp edilen haklarımızı geri almaya çalışıyoruz. Böyle günlerde, kişi üzerinden siyaset yapılmaz. DÜŞMANA KARŞI Milletimizin birliği, beraberliği üzerinden siyaset yapılır. İçimizdeki siyaseti, buzluğa kaldıralım. Türk milletinin birliği beraberliğini, nasıl tek vücut olduğunu dosta, düşmana gösterelim. BİZE YAKIŞANDA BUDUR.

UNUTMAYALIM BAŞKA TÜRKİYE YOK. BU TÜRKİYE DE HEPİMİZİN VATANI…

**

MİLLET, BU SİYASET ANLAYIŞINDAN KAÇIYOR!

Son günlerdeki siyasi açıklamalara dikkat edin. Ne diyorlar son bir yılda İstanbul’da, şu partinin 41 bin üyesi istifa etti. Ülkemizin genelinde, çeşitli partilerden istifalar, hızlanarak devam ettiği yazılıyor, çiziliyor. Elbette bunun sebepleri olmalı. Bu millet siyaseti SORUNLARIN ÇÖZÜM SANATI olarak yaşadı. Öyle bildi. Peki bugün siyaset böylemi yapılıyor. Başta liderler olmak üzere, milleti açık açık ayrıştırıyorlar. Yakışmayan üslupta küfür hakaret yaparak siyaset yapıyor. Bu yapılanların bölücü dış güçlerden ne farkı kalıyor? Millet her geçen gün ÖFKE KÜPÜNE döndü. Vatandaş, kendisi gibi düşünmeyene öfke yağdırıyor. TAHAMMÜLSÜZLÜK had safhada, Siyaset ülke menfaati için kullanılmaktan çıktı. Kişi menfaati, çalışması haline geldiğine inanıyor. Bu anlayışta neden vatandaş partiye üye olsun? Hak hukuk çiğneniyor, ayaklar altında. Böyle giderse yakın gelecekte siyasi partiler üyede bulamayacak.

BUNLAR ÖNCELİKLE DEVLETİ, PARTİLERİ YÖNETENLERİ DÜŞÜNDÜRMELİ.

**

CÜBBELİ HOCANIN AÇIKLAMALARI, ÜRPERTİCİ!

İsmailağa Cemaatinin “EKRAN YÜZÜ” ve sözcüsü konumunda olan “Cübbeli Hoca” olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, yazılı ve görsel basında tüyler ürperten iddialarda bulundu. Yaklaşık bir yıl önce Haber Türk TV'de Didem Arslan Yılmaz'ın, bu ay içinde de CNN Türk'de Ahmet Hakan'ın programında yurt genelinde 2 bin civarında selefi yanlısı derneğin silahlandığını öne sürmüştü. Araştırmaları sonunda silahlanan 150 cemaati, savcılık çağırırsa bir bir belgeleri ile açıklayacağım demişti.  Ünlü, SÖZCÜ'ye “Cumhuriyet Savcısı'nın çağırması halinde, bu derneklerden en az 150'sini isim isim kendilerine söyleyeceğim. Bazı yerlerde de yasak olmasına rağmen mescitler açtıklarını öğrendim” dedi. Cübbeli hocanın bu iddiaları ne kadar ciddiye alınacak? Neler yapılacak birlikte göreceğiz. Her iktidarın gölgesinde beslenen, amaçları güçlendikleri zaman devleti ele geçirmek olan bu cemaatlerin yok edilmesi CUMHURİYETİMİZİN geleceği açısından çok önemlidir. Cübbeli hocanın, bu cemaatlerin dinden çıktı diye, kendi müritlerini de öldürdüklerini isim vererek ifşa etmesi işin vahametini gösteriyor. Bakalım. Cübbeli Hocanın bu iddiaları için inşallah, DAĞ FARE DOĞURDU kabul edilmez. Gerekenler yapılır. **

ÖPMEYE KOKMAYA GELMEZMİŞ!

Belediyeler son yılların en zor dönemlerini yaşıyor. Hele hele, Nazilli Belediyesi gibi önceki Belediye Başkanı borç enkazı bırakmışsa vay o şehrin haline, vay o belediye başkanının haline. Birde, göreve yeni başlayan Belediye Başkanı isen. Tecrüben yoksa o başkana ne denir bilmiyorum. Bir şehrin temizliği dört dörtlükse, yolları kaldırımları eksiksiz ise, suyu akıyorsa çöpleri zamanında toplanıyorsa başka ne beklenir o başkandan. Geçen gün Nazilli’de bir arkadaş çarşı içinde, Hocam “BU BAŞKAN ÖPMEYE, KOKMAYA GELMEZ, BUNDAN BİR CACIK OLMAZ” dedi. Gülümsedim “TURŞU OLUR O ZAMAN” dedim. Gülümsedik geçtik. Sayın Başkan. Siz söylenenlere kulak tıkayın. Ancak şehir merkezinde gördüğünüz göze batan yanlışları da görün, düzeltin. Örneğin 23 Nisan parkının köşesindeki 3-4 arabalık nakliye aracının getirdiği görüntü kirliliğini lütfen GÖRÜN ARTIK.. Bu araçlarının Atatürk Parkı’nın arkasındaki belediye işçilerinin şantiyesinin yanına alınamaz mı? Yine Ordu Caddesinde BAYMAK önündeki yola konan taşların cadde görüntüsünü ne kadar bozduğunu, kirlettiğini Allah aşkına bir görün. Belediye Zabıtamız açama şehrimizi görmüyor mu yada gördüğünü unutuyor mu? Bunlar size niye iletilmiyor? Neden gereği yapılmıyor. Belki de vatandaş size bunun için öpmeye kokmaya gelmez diyor.