“Karanlıkta arkadaşınla yürümek, aydınlıkta yalnız yürümekten iyidir.” (Helen Keller)
İşim ve hobilerim gereği sıkça seyahat eden biriyim.
Yıllar önce Antalya'da yapılan uluslararası bir spor organizasyonunda hakem olarak ülkemi temsil ederken tanımıştım Nahir ve Mariana Kavakçıoğlu'nu.
Yıllar sürecek çıkarsız dostluğumuz akdenizin sıcacık ikliminde başlamıştı.
Bir kış günü kendilerini daha yakından tanımak için yola koyuldum.
Göteborg’a indiğimde yıllar önce bir otelde tanışıp arkadaş olduğumuz, uzun yıllar birbirimizi hiç unutmadığımız İsveçli iş adamı Nahir Kavakçıoğlu karşıladı beni.
Bağlama ile çalınan Anadolu ezgileri eşliğinde yarım saatlik araba yolculuğu sonunda yaşadıkları şehir Jönköping’e ulaştık.
Göl manzaralı evlerine bıraktım valizimi, doğruca Nahir’in sahibi olduğu CIRO Restaurant’a gidip karnımızı doyurduk. Oldukça leziz pizza ziyafetinden sonra diğer işletmeleri By GEORGE‘a uğrayıp şehri dolaştık arkadaşımla.
Akşama doğru eşi Marianna’yı iş yerinden oğulları William’ı okuldan, tombiş Adele’i de kreşten aldık. Göl manzaralı evlerinde muhteşem bir sofra hazırladılar.
Nahir’in babaları Yılmaz Kavakçıoğlu da hem beni görmek hem de torunlarını özlediği için Stockholm’den gelmişti Jönköping’e.
Yılmaz Amca,
İsveç birinci liginde mücadele eden Assyriska Futbol Kulübü’nün yöneticisi ve aynı zamanda eski kalecisidir.
Kendisi Ney çalıyor, özellikle Türk Sanat Musikisi konusunda bir duayen.
Arkadaşlarımın can dostu, kendilerini tanıdıktan sonra benim de can dostum olan görme engelli Daniel de katıldı aramıza.
İnanamayacaksınız ama ortamda sadece ben ve Yılmaz Amca haricinde hiç kimde Türkçe bilmiyor ama gerek Nahir’in arabasında gerekse evlerde Türkçe müzikler dışında müzik dinlenmiyor. Sibel Can, Erdal Erzincan, Zeki Müren ve özellikle bağlama temalı Anadolu türküleri ailenin vazgeçilmezleri.
Nahir’in tüm ailesi Mardin-Midyat Süryanilerinden.
Üç-dört kuşak önce göç etmişler İsveç’e. Ekmeklerini bu topraklarda kazanıyorlar bu dürüst insanlar. Dilimizi hiç öğrenememiş olsalar da Mezopotamya kültürüyle yaşamaya ve Anadolu müziğini yaşatmaya çalışıyorlar ellerinden geldiğince...
İskadinav topraklarındaki bu Anadolu kokan temiz yürekli evlatlar, öyle güzel işler yapmışlar ki burada, üç kardeş birlik olup büyük restoranların işletmenin sahibi olmuşlar. Ekmeklerini hamurdan kazanıyorlar yani.
Birbirlerini hiç kırmıyorlar, birlik ve beraberlikleri örnek alınacak nitelikte.
Soğuk toprakları tertemiz yürekleriyle ısıtıp yüzün üzerinde işçi çalıştırıyorlar işletmelerinde. Hem de öyle asgari ücretle falan değil. Her birine ortalama 2.500-3.000 Euro üzerinde maaş veriyorlar.
Arkadaş gibi davranıyorlar onlara, el üstünde tutuyorlar. "Onlar varsa biz o zaman varız" diyorlar hep.
Yıllar önce bu topraklarda yoğrulmuş insanların başarı hikayeleriyle hep mutlu olmuşumdur.
Sizleri iyi ki tanıdım dost insanlar...
Misafirperverliğiniz için çok teşekkürler Kavakçıoğlu ailesi.
İyi ki tanıdım sizi,
İyi ki varsınız,
İyi ki hayatımdasınız.
Bilinmelidir ki dostluklar, unutulmayacak kadar güzel, ender insanlarla yaşanacak kadar özeldir.
Sağlıcakla...