Sayın Aydın vekillerimiz. Hangi partiden olduğunuz hiç önemli değil.
Millete hizmet vaat ettiğiniz için, halkın GÜVENİNİ KAZANIP ALDIĞINIZ OYLARLA, milletin vekili oldunuz. Kiminiz İktidar, kiminiz Muhalefet partilerinin vekillerisiniz.
Halk sizi, devletin çalışan memuru tayin edin, huzurunu bozun, ticaret yapın, önerge verme şampiyonu olmanız için vekil yapmadı.
Halkın, toplumun sorunlarını çözmek için vekilsiniz. Yaşamınızla, çalışmanızla millete örnek olmak zorundasınız.
Sizlerin, milletin işinde, rızkında, huzurunda, ekmeğinde gözü olamaz. Demokrasi kurallarına, fikir özgürlüklerine saygı duymalısınız.
Halk arasında, tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer KÜRKÇÜ DÜKKANIDIR derler. Unutmayın, Sizin de son geleceğiniz yer, MİLLETİN içidir.
Dokunulmazlığınızın, geçici bir süre için olduğunu, iyi bilin..
Evindeki çocuklarının karnını doyurmaya çalışan, memura işçiye, sizler saygı duyun. Onların, huzuru ve ekmeği ile lütfen oynayamayın.
Sayın vekiller, milletçe zor bir süreç yaşıyoruz.
Dünya devletleri ve ülkemiz baş belası, KORONAVİRÜS salgın hastalığıyla mücadele ediyor, gelecekte tehlikenin boyutu ne getirir, ne götürür bilmiyoruz.
Seversiniz veya sevmezsiniz, devletimizi yönetenler gecesini gündüzünü katarak bu tehlikeden milletini kurtarmaya çalışıyor.
Bu konuda aldığımız tedbirlerle bu hastalıkla mücadelede taktir edilen bir ülke haline geldik.
**
AKLINIZI BAŞINIZI ALIN!
Cumhurbaşkanı ne diyor? “BU İLLETİ, MİLLETCE YENECEĞİZ. YETERKİ, TEDBİRLERİ HARFİYEN UYALIM” demiyor mu?
Zaman ayrışma zamanı değil, birleşme, tek vücut zamanı demiyor mu?
Bunu kendisi ne kadar uyguluyor, bu ayrı bir tartışma konusu.
Hastalık virüsü insana geldiğinde o veya bu partiden, bu yada şu partiden diye ayrım yapmıyor. Ölümcül virüs, insana ulaşayım yeter diyor. Sonrada canavar kesiliyor. Can almaya çalışıyor.
Bu günler, virüsün olduğu kadar milletçe dayanışmamızın da zirve yapması gereken günlerimiz değil mi?
Peki sayın vekiller. Sizler ne yapıyorsunuz? Tanzim satış mağazası açmaya çalışıyorsunuz. Köylünün, kentlinin üretimi nerede? orada ithal mallarımı satacağız.
Aydın yüzde doksanı tarımdan geçinen, bir tarım ili değil mi?
İlimiz de üretim neredeyse durma noktasına geldi. Üretimi canlandırmak için sizlerin projeleri nere de? Devamlı bal yapmaz arı gibi vızıldıyorsunuz.
Kayıkçı kavgasından başka yaptığınız ne var?
Niye el ele verip, üretimi artırmak için çalışmıyorsunuz? Yan yana gelmekten korkuyorsunuz. Millete böylemi örnek olunur? ZOR GÜNLERİ BÖYLE Mİ AŞACAĞIZ?
**
BU REZALETE SON VERİN!
Bırakın ülkemizi, dünya devletleri salgın hastalıkla mücadele ediyor.
Sağlık elamanlarımız görev şehidi oluyor. Böyle hassas bir dönemde sizin yaptığınız rezaletlere bir bakalım.
Ne acıdır ki; çevresindeki 6 ilçede yaşayan 300 bin kişiye sağlık hizmetleri veren Nazilli Devlet Hastanesi’nde 6 yıldır başarı ile görev yapan eski Başhekim Şafak Çalışkan’ı istifa ettirdiniz. Siz liyakat ve başarı düşmanı mısınız?
Bu mu sizin milliyetçiliğiniz? Bu mu sizin vatanseverliğiniz? Sizler böylemi, millete hizmet vereceksiniz. Yakışmıyor size.
Nazilli Devlet Hastanesi’nde 130’a yakın doktor hizmet veriyor. Ne yazık ki 4 aydır, hastanenin başhekimliği vekaleten yürütülüyor.
Buna sebepte keyfi uygulamanız.
Yarınlarda salgın hastalıktan dolayı, hastaneye gelen hastalarımız olurda, bunlardan onlarcası ölürse, BUNUN HESABINI KİM VERECEK? Bunların sorumlusu hastanenin huzurunu bozan sizler değil misiniz?
Sonra bakın bu hastanede neler oluyor?
İstifa eden, başhekimin önderliğinde yapılan çalışmalar ile koronavirüse karşı hastanede düzenlemeler yapılıyor. Yani tedbirler alınıyor.
65 kişilik yoğun bakım ünitesi hazır hale getiriliyor. Doktorlar istifa eden başhekimlerinin göreve dönmesini sağlamak için imza toplamaya başlıyor. Bu yolda mesafe alınıyor.
Sayın vekiller, gelin bu hastanemizin birliğine, kaynaşmasına sizde katkıda bulunun.
Kendilerini yönetmesi için imza topladıkları eski Başhekim ŞAFAK ÇALIŞKAN’ın görevi kabul etmesini sağlayın. Bu sorunu acilen çözmüş olun.
SİZLER, KENDİNİZİ AŞMIŞ MİLLETE HİZMETE SOYUNAN VEKİLLERSENİZ BUNU SAĞLAYIN. MİLLETTE SİZİ ALKIŞLASIN. Aydın’ın her köşesindeki sorunlara milli birlik ve huzur getirmek için tek yumruk olun. O zaman güçlü AYDIN’ı ortaya çıkarırsınız.
**
“DÜNYANIN GÖZÜ” ONUN ÜZERİNDE!
Öncelikle, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı veya Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, Türkiye'de yaşayan halkın sağlığının korunması amacıyla temel laboratuvar hizmetleri yürütmek için kuruldu.
Ankara'da bulunan bir ulusal referans laboratuvarıdır. Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir kurumdur. İkinci dünya savaşı döneminde, Türkiye tifodan vebadan çiçekten koleradan sıtmadan çok sıkıntı çekti. Atatürk’ün sağlığında 27 Mayıs 1928 tarihinde, REFİK SAYDAM HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ OLARAK KURULMUŞTUR.
Dünya Sağlık Örgütü de bu Araştırma Kurumuna büyük önem verir.
Bugün bu kurulda hizmet veren Türk sağlık uzmanları, bilim adamlarımız dünyada çalışmalarıyla ilk sıralarda bulunuyor. Bilim Kurulu üyelerinin çoğu bu kurulda görev yapmışlardır.
**
SOSYAL YAŞAMIN, ÖNEMİNİ KAVRADIK!
Bir aya yakın zamandır, “EVDE KAL HAYATTA KAL” parolası ile yaşıyoruz.
Alışmaya çalışıyoruz. Kahveye gitmenin dolaşmanın, ziyaretlerin ne kadar önemli olduğunu gördük.
Sosyal yaşamın önemini kavradık. Bunların kıymetleri ortaya çıktı. BUNLARI ÖZLEDİK. Herhalde bundan böyle bu değerlerimize bakışımız değişik olacaktır.
“Bir musibet bin nasihatten iyidir” derler ya işte o dönemi yaşıyoruz.
Evde yalnız kalmakla, psikolojik olarak kafamızı dinlemenin önemini ve huzurunu da yaşadık. Buda elbette kazancımız oldu.
Virüsle adeta köşe kapmaca oynuyoruz. Biz kaçıyor, o bizi kovalıyor.
İnsanoğlunun şansı virüsün havada kalamaması. En büyük tedbir elimizin ağzımıza gitmemesi.
Ne var ki, insan olarak elimiz yüzümüzden ayrılmıyor. Ve var ki bu, insanoğluna anadan doğma bir alışkanlık. Hepimiz biliyoruz, anne karnında bile doğmayan çocuğun eli yüzünde durur.
Bu boğazdan direk akciğerlerimize inmesi ile öne çıktı. Sigara içenlerin akciğerleri sağlıklı bir insana göre yüzde yetmiş daha zayıf olması bu kişilerde tehlikeli oluyor.
BU GÜNLER MİLLETÇE DAYANIŞMA GÜNLERİ HAPİNİZ BUNU GÖZÖNÜNE ALARAK ÇALIŞIN. AYDIN’IN SAYIN VEKİLLERİ…