Liglerin bitimine 6 hafta kala Bandırmaspor maçı sonrası yaşanılan olaylar Nazilli Belediyespor’a yakışmadığı gibi Nazilli sporuna prestij kaybettirdi. Nazillili biri olarak yaşananları kabul etmek mümkün değil. Yaşanılan bu olaylar Nazilli’nin, centilmenlik anlayışına, imajına zarar veriyor. Nazilli’de Nazilli Belediyespor menşeli terör maalesef fren yapmadan tırmanıyor. Bunlar yetkililerin olaylara hep göz yummalarından ve görmek islemediklerinden kaynaklanıyor. Bunu da cümle alem biliyor, görüyor. Emniyet niye pasif görev anlayışıyla çalışıyor? Onu da anlamıyorum. Niye daha etkin tedbirler almıyor. Alınmış olsa bu olaylar devam eder mi? Topluma örnek olması gereken kişiler ne yazık ki kendilerini şiddetin içinden kurtaramıyorlar. Olayların hep içinde oluyor. Aynı zamanda bu tahrik unsuru oluyor. Bu yüzden Nazilli şehir stadında şiddet eksik olmuyor. 90 dakika boyunca gazetecilere küfür edenlere kimler göz yumdu? Gazetecinin arabasının camlarını kıranlar bu gücü kimlerden alıyor? Niye bu olayların failleri bulunmadı? Bu örnekleri çoğaltmak istemiyorum. ** SPOR TERÖRÜNÜ LANETLİYORUM! Nazilli’de sporda terör estirmeye çalışan gurupların artarak çoğaldığını görüyoruz. Sporda şiddeti besleyen bu şer odakları kimler? Nazilli Belediyespor 1-0 galipken kendi futbolcusuna, başkanına yönetimine küfür edenler taraftar olur mu? Niçin bunlara sessiz kalınıyor? Bunları kim besliyor? Kimden güç alıyor. Son olarak Bandırmaspor maçı sonrası şeref tribününde eşiyle beraber oturan Bandırmaspor başkanına hakaret etmek, insanım diyen bir kişiye yakışır mı? Bu ahlaksızlık değil mi? Eşiyle birlikte oturan Bandırmaspor başkanı niye küfür etsin? Takımı 3-0 galip durumda bunu söylemek bile iftiranın en büyüğü. Nazilli’de kimsenin sporterörü yaratmaya gücü yetmez. Kim ne yaparsa kendine yapar. Kimse başarısızlıklarını başkalarını suçlayarak, olay çıkararak kapatamaz. Nazilli Belediyespor olarak son yıllarda hep hasım takımlar yaratıyoruz. Sayın Belediye Başkanı Haluk Alıcık maç sonunda seyirciye dönüp sahaya yabancı madde atmayın diyor. Sonrada sahaya girip olay çıkarıyor. Nazilli’yi temsil eden Şehr-i Emin denilen Belediye başkanı bunu bize bir açıklasın.. Son olarak, Bandırmaspor otobüslerinin taşlanması, camlarının kırılması Nazilli’deki şiddet yanlılarının bir marifetidir. Asıl üzücü olan bir otobüsü bile Nazilli’den salimen çıkarmayı başaramayan emniyetimizin acizliğidir. Daha öncede yine Sultanhisar’da benzer olay meydana gelmişti. Ben bu konuyu önümüzdeki yazılarımda değerlendirip, bunları tartışmaya açacağım. Şiddeti korumak sahip çıkmak yerine hep birlikte karşı koymalıyız. ** BU ACILAR UNUTULMAZ! Ülkemizde 40 yıldır terör örgütlerinin şehit ettiği evlatlarımızın acısını çekiyoruz.,. Bu acılar topyekûn hepimizin, milletimizin acısı değil mi? Afrin de bizim ne işimiz var demek kimin haddine? Türkiye’nin Afrin sorunu yok, bizim Afrin de ne işimiz var demek, PKK’nın PYD’nin 40 yıldır milletimize çektirdiği acıları görmezden gelmek değil midir? Milletin ferdine yakışır mı? Söze gelince hepimiz birbirimizin kardeşiyiz diyoruz. Sevinçlerimizi üzüntülerimizi birlikte paylaşmaktan kaçıyoruz. Milletin vekilleri de farklı görüntü vermiyor. Millete iyi örnek olmuyorlar. Liderler dahil hepsi de milletin alışık olmadığı, duymadığı hakaret ve küfürleri kullanmaktan kaçınmıyor. Millete kötü örnek oluyorlar. Ülkemizde barış ve huzurun ortamının tesisi için geç kalınıyor.. Siyasette puan almak kin ve öfke yaratarak yapılmamalı. Bu görev milletten önce milleti temsil eden liderlere ve vekillere düşüyor. Buda unutulmasın.