Gün geçmiyor ki haberlerde, köpek saldırısına maruz kalmamış insan olmasın. Özellikle çocuklar, mağdurların başında gelmektedir. Bazı saldırıların ölümle sonuçlandığı da görülmektedir. Hatta öyle durumlarla karşılaşılıyor ki, köpekten kaçarken arabanın altına kalarak can veren vatandaşlar oluyor. Meselâ, İstanbul'un Büyükçekmece ilçesinde kaldırımda yürüyen bir kişi yerde yatan sokak köpeğinin yanında havlamasıyla telaşlanıp yola atlaması bir oluyor. Maalesef o sırada yoldan geçen kamyon çarpmasıyla hayatını kaybediyor. Başka bir ilimizde bir köpek, küçücük çocuğa saldırıp kafa derisini koparıyor. En çok konuşulanlardan biri de Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde, başıboş köpeklerin ısırması sonucu kuduz teşhisiyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden 11 yaşındaki çocuktur. Bu, elîm bir olaydır.
Bu ve benzeri haberler gündemimizde ne kadar yer aldı?
Koca bir hiç..!
Ya çocukların maruz kaldığı sarsıntı?
Konya'nın Ereğli ilçesinde 23 Ağustos'ta sahipsiz köpeklerin saldırısı sonucu 24 gün hastanede tedavi gören çocuğun annesinin “Çocuğum gözünün önünde ama okula gidiyor. 'Yine bir şey olur mu?' diye korkuyorum. Köpek havlayınca, ambulans sesi duyunca, tedirgin oluyorum. Köpekler toplansın istiyorum. Bugün banaysa yarın başkasına. Sahipsiz köpekler sokaklarda geziyor" ifadelerinde ortaya çıkan korkusu ne olacak? Ama bir de şu habere bakar mısınız? Konya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi'nde bir görevlinin elindeki kürekle bir köpeğe vurarak öldürdüğü olayda 2 kişi tutuklandı. Hadise bütün haber kanallarında ve sosyal medyada günlerce işlendi. Aslında bu konu, Star gazetesi yazarlarından Serpil Eraslan tarafından ayrıntısıyla dile getirilmişti. Katılmamak mümkün değil. Şöyle diyor:
“ İnsanın bu çarpıtılmış medya salvolarıyla, dijital kampanyalarla, algı operasyonlarıyla baş edebilmesi, aklını kaybetmeden sağ salim kalabilmesi neredeyse imkansız gibi! Bir köpeğin kürekle dövülerek öldürülmesi sahnesi, nasıl ki; berbat ve şeytani bir durumsa, Bir çocuğun hezeyanlar ve acılar içinde kıvranarak kuduzdan vefat etmesi, onunla kıyaslanmayacak çapta, fevkalade büyük bir acı ve toplumsal bir vebal... Sahipsiz köpeklerle ilgili sorumluluklarımız var, ivedilikle yapılması gerekenler var elbette! Niçin alınması gereken tedbirler konuşulmuyor da, vahşi şekilde köpek itlaf eden adamlar üzerinden yürütülüyor tartışma? Avrupa'da sokaklarda bir tane başıboş köpek ya da kedi yokken, bizde gün geçmiyor ki, köpek sürülerinin saldırdığı, yaraladığı veya öldürdüğü insanlarla ilgili haberleri işitmeyelim... Bir yandan kısırlaştırılma, bir yandan bakım ve denetim, bir hıfzıssıhha politikası eşliğinde mahalli idarelerce ve bakanlıklara bağlı müdürlüklerin koordinasyonuyla, yürütülmeli değil mi? Köpeklere, kedilere "can' diyerek, onlarla çektirdiğimiz bir fotoğrafı sosyal medyada paylaşınca, her şey bitiyor zannediyor birileri. Oysa ne kuduz, ne de kürek vakalarına çözümdür bu yapış yapış şovmenlik... Ama hayır, biz bunu konuşamıyoruz. Takım tutar gibi, ya köpeklerden, ya çocuklardan yana olmak zorundaymışız havasında, sisli, puslu bir ikileme hapsediliyoruz. Müsaadenizle "bu çirkef dil" diyeceğim, bu çirkef dil nereden çıktı, ne zaman türedi, bu kadar ahmakça, insanlığından kopmuş, akıldan uzaklaşmış bu bakış, nasıl peydah oldu? Başıboş köpeklerin saldırıp ağır yaraladığı hatta öldürdüğü çocuklar, yetişkin insanlar ortadayken, bu sorun sanki hiç yokmuşçasına, hayvan haklarından bahseden sekter bir dil hâkim sosyal medyaya. Sokaklara, meydanlara köpek maması dağıtarak her sorunu çözeceğine inanan, güya çevre dostu ama her nasılsa insandan hazzetmeyen, örgütlü lobiler var... Sahipsiz ve kontrolsüz köpeklerin saldırarak öldürdüğü çocuklar kadar, sahipli ve güya kontrollü köpeklerin, sahiplerinin gözetiminde işlediği saldırılar da var... Bu nasıl bir sevgisizlik? Bu nasıl bir bencillik? Oysa hayvanları sevmek, hayvanlarla dost olmak, büyük bir empati, merhamet gücü bağışlamalıydı bize? Hem hayvan dostuyum, ben çevreciyim diyeceksiniz, hem hayvan haklarından bahsedeceksiniz, hem de paradoksal biçimde saldırganlığa davetiye çıkartacaksınız, nasıl bir saçmalığın tezahürüdür bu? "Çocuklar, çeteleşmiş, sahipsiz, kontrolsüz köpeklerin saldırısından korunmalılar' diyen herkesi, elinde kürekle köpek öldüren sadistlerin hanesine kaydeden bir linç dili hakim sosyal medyaya...” İnsan merkezli bir hayvanseverlik olmazsa burada büyük sıkıntı var demektir. Siz, köpeklerin insana saldırmalarına burun kıvırıp köpeklerin safına geçerseniz; burada, hakiki anlamda hayvanseverlikten bahsetmek mümkün değildir. Böylesi tercihler, hümanist! yaklaşımı bile dışlamakta, izahı zor bir davranış şekline dönüşmektedir. Bu, insanı değersizleştirmektir. Bunu kim söylüyor? Evinde kedi ve kuş besleyen biri olarak; bendeniz. Vesselam.