Sana da bazen oluyor mu?
Her şey çok güzelken "tamam bu sefer oldu ya, başardım!" dediğin anda, her şeyin aslında bomboş olması...Sonunu getiremeyeceğin şeylere kalkışmak. Biter diye değil, hiç bitmesin diye başlamak istediğin ilişkiler. Beklemek, değeceğini görene kadar beklemek ve o arada giderse de gider diyebilmek. Hiç umrunda olmaması etrafın ne dediği. Kimse için değil, kendin için nefes alıp vermek. Kimseye göstermek için değil, iyi hissetmek için yeni güne merhaba demek. Sorumluluklardan kaçmamak. Her şeyi bir şekilde yoluna sokacakabileceğini bilmek.
Dibine kadar gurur yaparak.
Evet.
Yaşadıkların için pişman olma. Yaşadığın, geçti gitti. Elininde değildi, ama oldu bitti...Hataların için de pişmanlık duyma.
Hepimiz yapıyoruz işte ne yapalım.. Üzüldüğün her neyse bir tarafa bırak, mümkünse kaldırıp at. Seni üzüp hayal kırıklığına uğratanları da aklından çıkar...Yanında olmayanı aklında taşıyıp da boş yere hamallık yapma...
Haksız mıyım? Bence haklıyım!
Tadını çıkar hayatın!
BÜYÜK İSKENDER’İN VASİYETİ…
Büyük İskender bir gün vezirlerini toplamış ve onlara; “Ben öldüğümde cenaze merasimimi söylediğim gibi yapın” demiş. “Ülkemin dört bir yanından tebaamdan olan insanları çağırın. Cenazemin önünden askerlerim yürüsünler silahlarıyla, cenazemin sağından alimler yürüsünler kitaplarıyla, cenazemin solundan zenginler yürüsünler mallarıyla, cenazemin arkasından ise fakirler ve garipler yürüsünler gözyaşı ve dualarıyla…
Sağ elime bir Altın küre verin, sol elimi ise boş bırakın taa ki Mezara dek…” demiş.
Vezirler Büyük İskender’in bu söyledikleri karşısında şaşırmışlar ve “Bunu bilse bilse Büyük İskender’in hocası Diyojen bilebilir” demişler ve Diyojen’e sormaya karar vermişler. Vezirleri dinleyen Diyojen demiş ki; ”İskender’in ne kadar büyük olduğunu bir kez daha anladım” ve ilave etmiş : “İskender’in bunları talep ederek, ‘Cenazenin önünden yürüyen askerler ölümüme silahlarıyla dahi engel olamadılar, Cenazenin sağından yürüyen alimler ölümüme kitaplarıyla dahi engel olamadılar. Cenazenin solundan yürüyen zenginler ölümüme mallarıyla dahi engel olamadılar ve cenazenin arkasından yürüyen fakirler ve garipler ölümüme gözyaşı ve dualarıyla dahi engel olamadılar… Sağ elindeki altın küre ise bu dünyada sahip olabileceği her şeye sahip olduğunu, sol elinin boş olması ise bu dünyadan ELİ BOŞ geldim ELİ BOŞ gidiyorum…’ demekmiş…
Kağıtla kalın, kalemle kalın, insanlığınızla kalın...