Çocuğunuzu pedofilik, sapık, ırzdüşmanı ve kötü niyetli bireylerden korumanız dileğiyle... Aileler çocuklarını pedofilik bireylerden nasıl koruyabilir sorusuna cevap aradım günlerce. Alınabilecek önlemler: Çocuklarınızın kimlerle vakit geçirdiğini takip edin. Çevrenize yeni taşınan bir komşu varsa ve çocuğunuzla çok ilgiliyse, o komşu hakkında biraz bilgi toplayın. Çocuğunuzun internete ulaşımını kontrol edin. Ev dışında internete ulaşımı var mı kontrol edin ve bilgi edinin. Çocuğunuzun arkadaşlarıyla iletişim içinde olun ve son zamanlarda garip davranışları var mı arkadaşlarından öğrenin. Çocuğunuzun yakınındaki kişilere karşı dikkatli olun. Çocuğunuzla iletişim içinde olun. Çocuğunuzla iletişiminiz bozuksa profesyonel destekle iletişiminizi geliştirin. Çocuklarınızın davranışlarını gözlemleyin. Bir şeyden şüphe ederseniz doğru şekilde konuşmaya çalışın. Bu konu üzerine yazarken çok düşündüm, nasıl yazmalıyım kimler okur, neye dikkat etmeliyim diye. Bir konunun hakkında takılıp tekrar o konuya geri döndüğümün farkındayım okurken fark edeceksiniz. Anne – Babaların anlaması için gerekliydi. Kalbimden geçenleri yazdım, yazarken yüzüm kızardı, akşam uyuyamadım. Bir gün benim de bir uçan balonum olsa diye hayaller kurarak uykulara dalan “hüzünlü” çocuklardık biz... ne oldu bize? diye mırıldandım bütün gece ne oldu gerçekten bize? Odanın içinde defalarca volta attım. İnsan oğlu nereye gidiyor sorusunu kendime defalarca sordum. Geçmişin tüm temiz, masum duygularını gelecek nesillere taşıyabilirsek, geleceğin büyük hayallerinin temellerini daha güçlü atabiliriz diyordum kendime. Kesme şekeri ilk gördüğümüzde, buna nasıl şekil vermişler de böyle olmuş diye “heyecanlanan” çocuklardık biz... ne oldu bize? Ufak şeylerle mutlu olmayı bilirsek ileride çok ama çok mutlu oluruz. Şimdiki nesillere insan bazen bakıyor. Açıkçası bazen içi burkuluyor insanın.Ahizeli telefonlara kimin aradığını bilmeden, herkesten önce ilk ALO’yu diyebilmek için koşan “telaşlı” çocuklardık biz... En iyi arkadaşının, içinde her tür kötülüğü de barındırabilecek cep telefonu olduğu bir nesile artık laf anlatmak da zor. Karnemize zayıf düşürdüğümüzde, ailemize bunu nasıl izah edeceğiz diye “yüzü kızaran” çocuklardık biz... ne oldu bize? Hepimizin çocuğu var... Kaldı ki bu konuda hassasiyet duymanız için bizzat anne-baba olmanız da gerekmez. İnsan olmanız yeterli... Çocuklar en çok güvendikleri insanlara karşı savunmasızdırlar!.. “Cinsel istismar” suçlularının mağdurları ile evlenmeleri halinde cezasızlık öngören yasa teklifi ile birlikte pedofili tartışması da gündeme defalarca geldiğini unutmamalıyız. İlk önce genelleme yapıp “Cinsel istismar nedir? Kısaca yazmaya çalışayım. Çocuğun cinsel istismarı, rıza yaşının altında bulunan bir çocuğun, cinsel açıdan olgun bir yetişkinin cinsel doyumuna yol açacak bir eylem içerisinde yer alması ya da bu duruma göz yumulması olarak tanımlanmaktadır. Çocuğun cinsel istismarı sözel istismar, açık saçık telefon konuşmaları, çocuklara cinsel organlarını gösterme, çocukları soyma ve seyretme, cinsel ilişkiye tanık edilme veya çocuğun yanında mastürbasyon yapma, cinsel organını sürtme , bedenine cinsel amaçla dokunma, okşama, müstehcen yayınlara konu etme ve yazmak istemediğim bir çok sapıklık daha. Son günlerde medyada pedofili vakası çok sık yansıdı. Çocuklar cinsel istismara en çok pedofilik bireyler tarafından maruz kalmaktadır. Çocuklar pedofilik bireylere karşı savunmasız durumdalar. Pedofili hastası olan bireyler çocukları tuzaklarına çocukların güvenlerini kazanarak düşürüyor. Güvendiği kişi tarafından yapılan şeyin olumsuz bir şey olduğunu anlayamazlar, çocuk onlar. Bazen onları korumak için sessiz kalırlar. Kurbanın olay anındaki tepkileri, korku (özellikle şiddete maruz kalındıysa), şaşkınlık veya pasif haz olabilir. Cinsel ilişki, özellikle şiddete maruz kaldıysa, çocukta çok ciddi travmalara neden olabilir. Bazı durumlarda kurban, cinsel ilişkiden çok, ebeveyninin uyarılarını dinlemediğini düşünerek suçluluk duyar ve sıkıntı çeker. Cinsel saldırıya uğrayan çocuklar sıklıkla sorunlu bir yetişkinlik dönemi yaşarlar. Çalışmalar, çocukluğunda cinsel saldırıya uğramış erkeklerin yetişkinliklerinde cinsel suç işleme olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir. Çocukluğunda cinsel saldırıya uğramış kadınlar ise daha çok uyuşturucu bağımlılığı veya seks işçiliği gibi kendini yıkıma götüren davranışlara eğilimli olurlar. Son günlerde üst üste yaşanan üzücü olaylardan dolayı bu yazıyı yazarak anne babaları “pedofili” hastalığı, halk diliyle “sübyancılık” hakkında bilgilendirmek istedim. Günümüzde özellikle internetin yaygınlaşmasıyla birlikte çocuk istismarı çok sık yaşanır oldu. Çocuk istismarının birçok boyutu var; fiziksel istismar, duygusal istismar, ihmal ve cinsel istismar. Bu istismar çeşitlerinden en zor anlaşılan cinsel istismardır. Bunun nedeni kurbanın bunu çeşitli nedenlerden dolayı gizli tutması veya cinsel istismara uğradığını anlayacak yaşta olmamasından kaynaklanıyor. Birçok insan; pedofilleri, çirkin, yaşlı, izbe yerlerde saklanan ve sokaklardan geçen çocukları seyreden adamlar olarak düşünür. Ancak acı gerçek şu ki; pedofiller, bazen komşularımız, bazen güvendiğimiz arkadaşlarımız, bazen bir din adamı, bazen çocuk bakıcıları, öğretmenler, doktorlar, politikacılar, cemaat liderleri ve hatta aile bireyleri olabiliyor. Yeni çıkarılan cinsel suçlu açıklama yasaları, mahkum olmuş cinsel suçluları takip eden kuruluşlar, web siteleri ve özellikle de pedagoji ile ilgili yapılan daha fazla araştırmalar ile pedofili tanımı gündelik hayatımızdaki yerini büyütüyor. Ancak ne var ki; toplumun bir kesiminin çabalarına rağmen çocuklar, cinsel istismarcılara karşı hâlâ savunmasız haldeler. En ağır ceza, hadım, idam gibi ifadelerin bir katkı sağlamadığı görülmeli. En ağır cezalara değil, etkili caydırıcı cezalara odaklanılmalı. En ağır ceza caydırıcı ceza olmuyor. En ağır ceza uygulanmayan cezadır. En ağır cezanın aslında cezasızlık mekanizmasına teşvik niteliğinde bir söylem olduğunun farkına varılmalı. Bunca felakete, bunca yayına, bunca infiale karşın devlet kurumları da artık gerekeni yapsın... Belediye otobüslerinde, hamile, yaşlı teyze ve amcaları gördüğümüzde yerimizi onlara vermek için ayağa kalkan “merhametli” çocuklardık biz... ne oldu bize ?