Virüs sonrası Dünya'nın barış ve mutluluk yuvası olması için son bir şans daha. Dünya barışı, bütün insanların dost olması, herkese hak ettiğinin verilmesi... Hayal kurmak güzel de… Ya Sonra… bazen olmasını çok istediğimiz ancak kesinlikle olmayacağını bile bile mutsuzluk veren istekler. Şimdilerde, bütün yaşam öğünlerinde, “geçmiş” yanı başınızda biliyorum fakat "geçmiş" geleceğin malzemesidir usta... Detayını vermeyi hiçbir zaman veremeyeceğim çeşit çeşit insanlar. Bir kısmı ne kadar değerli olduğunu markasından, imzasından, duruşundan, renginden, kumaşından, pahalı takım elbiselerinden, altın tesbihli ve saatli insanlar. Yaşadığımız bir şeyi ya da birini unutmak gibi bir konu değil bu elbetteki! Keşke gerisinde insanlığın izlerini bırakan insanların ümitsizliği yerini geçmişin güzel anılarına bırakabilse...
"Bazen kaçış iç dünyamıza dönmek. Orada hayal kırıklığına yer yok. En fakir adam bir kuruşu olmayan değil, bir hayali olmayandır." derler ya... İşte o yüzden ütopya da başka! Hayal ettiğin hayatı yaşa! Sanatın, bilimin, teknolojinin, ekonominin, kültürün ne şekilde dönüşeceğini acayip merak ediyorum. ÜTOPYA; kıskandıracak bir hayal gücü, güzel yer, hiç bir yer kim bilir belki akıl dünyasına büyük bir hizmet. Hayalini kurmadığın her şey imkansız olarak kalır ya işte o yüzden ütopya... Ne var ki çok az sayıda insan sözlerin gücüyle ikna edilebiliyor, özellikle de onlara, bağlı bulundukları yanlış şeylerden bahsettiğini ve bu yanlışların bulunup düzeltilmesi gerektiğini anlatmak iyice zorlaştı. Ütopya Latince'de "utopia", gerçekte mevcut olmayan, ileriye yönelik tasarlanan ideal toplum biçimi anlamına geliyor. Köken olarak Yunancadan geliyor. Thomas More'un yazdığı Utopia isimli kitabıyla dünya çapında yaygınlaştığı biliniyor. Ütopyalar, bugünü değil geleceği anlatıyor. Yani ütopya bugün gerçekleşmesi mümkün olmayan, imkansız olan tasarımları açıklıyor. Ütopyalar özendirici ya da istenilen nitelikte. Bana göre Ütopya'lı hiç bir zaman hazine peşinde koşan bir maceraperest değildir. Yani altın kadeh, kutsal kase bulayım diye aramaz. Kazdığı yerden bir duvar parçası çıksa, bir çömlek parçası da çıksa hazine olur. Hayalperest olaya böyle bakar. Mutlu olmak, önümüzdeki yüzyıllarda ve hatta bin yıllarda dünyanın nereye gideceğini, nasıl bir hâl alacağını görmek isterdim. Kitaplarım raflarda yan yana beklerler; yüzümde güzel bir maskeyle dolaşmak. O yüzden, hayatımızın hangi döneminin daha adaletsiz olduğunu düşünmekten vazgeçmeliyiz artık. Fakat yine de çark bir şekilde dönecek "hayal gücü" görüntüsü muhafaza edilecek. Yani o kör, karanlık kuyularda yaşarken savaşçı olduktan sonra, yapıtlarımızda ıssız çöllerden, bencil sevişmelerden de söz etsek; yaşadığımız savaş içten içe bir titreşimle o çölü, o sevişmeyi insan sesleriyle doldurur. Ya ümitsizsiniz, ya da ümit sizsiniz. Ağaçların, üzerine doğru gelen sigara izmaritlerinden kaçabilmesi umudu.