BU KURŞUN, HAYIR İŞARETİ DEĞİL. BİZ ANADOLUNUN BİR KÖŞESİNDEN BU ENDİŞEYİ YAŞAYIP, İFADE ETMEYE ÇALIŞTIK.  SAĞDUYULU OLALIM DEDİK, KÖTÜYE GİDİYORUZ, BÖYLE DEMOKRASİ OLMAZ DEDİK. MİLLETE ÖRNEK OLMASI GEREKENLER, ATEŞE BARUT ATIYORLAR YAPMAYIN DEDİK. DİNLEMEDİNİZ. MİLLETİ HEP AYRIŞTIRDINIZ. BU NOKTAYA GELMEMELİYDİK. HEPİMİZE LAZIM OLAN ADALET, HUHUKU VE HUZURU, ALT ÜST ETTİK. A’DAN Z’YE HERKES AKLINI BAŞINI ALMALI SAĞDUYUSUNU KAYBETMESİN. BAŞKA TÜRKİYE YOK. BAŞKA TÜRK MİLLETİ YOK. BU MİLLET BÖYLE OLAYLARI HEP AŞTI. BUNUDA AŞACAKTIR.  NEREYE TUTSANIZ, ELİNİZDE KALIYOR! Zaman zaman yazdık çizdik. Dile getirdik. Ama olmuyor işte.  Her şey akışına gidiyor. Olacağına varıyor. Bir türlü kuralına uygun yaşamıyoruz. Disipline olamıyoruz. Kimin eli, kimin cebinde belli olmayan bir dönem yaşıyoruz.  İşi bilenlerle işe gidenlerin bile belli olmadığı bir durum. Battı balık yan gidiyor hesabı yaşıyoruz. Geçen aylarda, hastanede görev yapan sahte doktor olayını bile ülkemizde maalesef yaşadık. Doktor olmayan bir hanım Doktorum diye ameliyatlara girmiş. Hasta muayene etmiş, reçete yazmış. Vah milletim vah. Olmayacak olaylar bununla kalsa öpüp başımıza koyalım. Sağlık ocaklarına bir göz atalım. Pratisyen hekimlerimiz, hastaları muayeneden ziyade, raporlu ilaç yazan makam haline geldi. Doktorların ilaç yazmaları bile, mezun olurken yaptıkları Hipokrat yeminlerine aykırı yapılıyor.  Hastalar doktora gelme gereği bile duymuyorlar. Ne oluyor?  Eczaneler de çalışanlar hastalarını e Devletten takip ediyor. İlaçlarının kullandı mı? Kullanmadı mı? Elinde ilacı var mı yok mu? bakmadan, ilaçlarını sağlık ocaklarından yazdırıyorlar. Hatta ilaçlarını hastalarına kuryelik yapıp, evlerine kadar gönderiyorlar. Eczaneler diploma kiralanıp işletiliyor. Bunlar niye denetlenmiyor. Neden bu yolsuzluklara, yanlışlara göz yumuluyor? Anlamak mümkün değil. Diploma kiralama ile iş yapma hızla yayılıyor sürücü kurslarında, eczacılarda, yapı denetimlerde vs. yaşanıyor. Bunları çoğaltmak mümkün. Kimsenin sen ne yapıyorsun dediği yok. Denetim mekanizması çalışmıyor. Devletimiz bu yolsuzluklara rağmen, yıkılmıyor, sarsılmıyor. AMA NE KADAR DAYANIR. ONU DA SİZ TAHMİN EDİN. ** GAFLARIN ADAMI… ADETA, ÖZÜR MAKİNASI! Siyaset bir yerde karakterin aynası gibi bir şey. Demişler? Ne kadarda doğru bir söz. Muharrem İnce’nin siyasette bir yerlere aday olunca, karakter olarak ne olduğunu görüyoruz.  Muharrem İnce çizdiği YANAR SÖNER siyaset anlayışıyla, herkesi şaşırtıyor.  Eğitimci olması ayrıca üzüntü verici bir durum. Hatırlarsınız.. Geçen dönem, Cumhurbaşkanlığı adaylığındaki seçim sürecinde rütbeli bir asker için, “APOLETLERİNİ SÖKECEĞİM” demişti  Bir Cumhurbaşkanı Adayı için büyük gaftı. Kamuoyundan büyük tepki aldı. Yine siyasi açıklamalarında Genel Başkanı için onun karşısında hiçbir yere aday olmam. Bu benim için onursuzluk demişti.  Şimdi onun karşısında, boğaz boğaza aday olarak mücadele ediyor. Yarın ne yapacağını göreceğiz. Geçen günlerde bir pot daha kırdı. Ne dedi? Sanatkârlar için “GÜYA SANATKÂR” sözünü kullandı. Onları aşağılayan bir söz etti.  3 gün geçmeden, kamuoyundan bu sözü için ÖZÜR DİLEDİ..  Yine son günlerde ATA İttifakı’na girdi. Haftası dolmadan bir fecebook mesajı ile BU İTTİFAKTAN AYRILDIĞINI açıkladı. Adeta, KENDİNİ ARAYAN BİR ADAM PROFİLİ çiziyor. Siyasette hırsın öfkenin sembolü görüntüsü veriyor. Eski genel başkanına bile HOŞ GELDİN, GÜLE GÜLE diye soğuk bir şekilde uğurlaması, yadırgandı. Bu çizgisinde tutarsız siyaset temsilcisi görüntüsü vermeye devam ediyor.  EEE.. SİYASET BU İŞTE.. ADETA KİŞİNİN KARAKTER AYNASI. ** TÜRKİYE TALİBANLAŞIR MI? Gel de rahmetli Süleyman Demirel’i minnetle anma. Neler demişti? Rahmetli Demirel, SU AKA AKA YOLUNU BULUR.. AÇIM DİYENE GEBER DİYEMEZSİNİZ.  MEMLEKET MESELELERİ BİR PARKTA OTURARAK HALLEDİLSEYDİ,  ÇOK BÜYÜK BİR PARK YAPTIRIR HEP BERABER İÇİNDE OTURURDUK. KENDİM İÇİN BİR ŞEY İSTİYORSAM NAMERDİM. Demirel’in bu her biri, diğerinden önemli sözleri bugün mumla aranıyor. Hatırlanıyor. Demirel, ATATÜRK VE CUMHURİYRT aşığı bir liderdi. Yasa dışı işlere pirim vermezdi. Oyuna da gelmezdi. Ama şimdi öyle mi? Hizbullah’ın partiye dönüşmüş hali, HÜDAPAR değil mi? SADECE 11.589 ÜYESİ OLAN Türkiye Cumhuriyeti anayasasını tanımayan,  Kendilerine Allah’ın partisi adını takanlar bunlar değil mi?  Türk kelimesine bile tahammülleri olmayan ağızlarına almayan, tahammülleri bile olmayan bu parti değil mi?  HİZBULLAH BİZİM ARKA BAHÇEMİZDİR diyenler, HÜDAPAR’lılar değil mi? PKK-PYD gibi tam bir terör örgütü gibi, bir terör partisi olarak bilinen. Bu parti nasıl bir ittifak içinde yer alır?  Atatürk’ü ağzına almayan, geçmişte Diyarbakır’ın başarılı Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ı ve 5 polisimizi pusu kurup suikast sonucu öldürülmesini Hizbullah üstlenmedi mi? Hizbullah demek, HÜDAPAR demek değil mi? Belgeler bunu kanıtlamadı mı?  Sadrettin Tantan bunu açıklamadı mı? Bu durum devlet arşivlerinde mevcut değil mi? Kendilerine Allah’ın partisi diyen, Laik Cumhuriyet ilkelerini tanımayan bu parti değil mi? Kadınlara domuz bağı ile işkence yapan öldüren Hizbullah zihniyetli HÜDAPAR değil mi? 2014 yerel seçimlerinde Batman’da 13.206 oy alan bu parti değil mi? Nasıl olur da bu HÜDAPAR bir ittifak içinde yer alabilir?  Buna kim cesaret edebilir? Milletimiz bu yanlışa izin vermez. Her şeyden önce Devlet yetkililerimiz buna fırsat vermemeli. Yanlıştan dönmesini bilmeli. ** HEPİNİZ, KEKİK SUYU İÇİN! Son günlerde siyasette liderler birbirlerine bitki çaylı sataşmalarda bulunuyor. Cumhurbaşkanı, attığı temel nedeniyle kendini eleştiren Meral Akşener’e "Bizim adımıza dikkat et.  Benim adım Tayyip, soyadım da Erdoğan. Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de dikkat et.  Konuştuğun zaman buna göre konuş. Beni, kendinle de uğraştırma." Diye tehdit edercesine sert çıktı.  Meral Akşener, Cumhurbaşkanına çok sinirli ve gerginsin RECEP diye hitap edip, kendisine gece yatarken dost olarak PAPATYA çayı içmesini önerdi.  Bu öneriyi hakaret kabul eden AK Parti sözcüsü Ömer Çelik’te sert bir şekilde, Akşener’in cevabını hakaret kabul etti. Sözlerini kendisine iade etti, REZENE çayı içmesini önerdi.  Bu liderlerin birbirine bitki çayı tartışmalarına, bir vatandaş olarak katılmak istiyorum. Sayın liderler bu seçim sürecinde hem çok hazımsız hem de çok sinirli ve saldırgan görüntü veriyor.  Ben, tüm liderlerimize Anadolu’nun her köşesinde bilinen, tanınan ve bulunan KEKİK SUYU içmelerini öneriyorum.  Hazmı kolaylaştırır, stresi atar, sinirlere de olumlu etki yapar. Siyaset yumuşarsa, MİLLETTE RAHAT EDER... SİZ NE DERSİNİZ?