Hükümet neyi hedefliyor bilmiyorum. Basına sansürle neyi kazanacak? Basın üzerindeki baskılar maalesef, artarak devam ediyor.

Basınında, ülke menfaatleri konusunda daha titiz ve objektif olması gerekiyor.

Tutuklamalar bunu gösteriyor. Mutlu ülkeler sıralamasında 98’inci sıraya indiğimiz açıklandı. Daha nerelere gideriz bilmiyorum.

RTÜK Başkanı, iyi haberlerin kullanılmadığından bahsediyor. Yapma be başkan, milletimiz akşam evine aç dönerken, çocukları aç yatarken enflasyon canavarı, her geçen gün büyürken, Hastanedeki rezaletler sürerken hastalar, hastanelerde şifa bulmadan ölürken, Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışmayan bu durumu neden haber yapmayalım. Milletimize yakışan bu mudur?

Gazetecinin neyi haber yapacağını neyi haber yapmayacağını, kim isteyebilir? Bu durum hür irade olur mu?

Sayın Cumhurbaşkanımız, 1999 yılında okuduğu bir şiir nedeniyle 4,5 yıl ceza alınca da ayağa kalktık.

Şiddetle karşı, demokrasiye sahip çıktık. Hatamı yaptık.

Neredeyse, dünyada basın mensuplarının tutuklandığı tek ülke durumuna geldik.

Basının milletimiz bunları yaşarken. Başka haberleri yönelmesi, basına yakışır mı?

Hükümet basından bunu isteyemez. Bırakında bu işi gazeteci kendi yapsın.

Sayın cumhurbaşkanı çocuk doğumları için, ALARM VERİYOR diyor.

Ben Cumhurbaşkanına katılmıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım insanlarımız bakamayacağı çocuğu niye doğursun? Açlıktan ölmesi için mi doğuracak?

Milletimizin bekası için hiç düşünmeden tek ses tek yürek olmayı EVET deriz.

ANCAK HABERDE TEK SESLİĞE HAYIR. ÇÜNKÜ DEMOKRASİLERDE ÇOK SESLİLİK ESASTIR.

**

ÖNCE BİSİKLET, ŞİMDİ MOTORSİKLET!

Sadece Nazilli değil Türkiye’nin her köşesinde aynı sorunlar yaşanıyor.

Trafik yoğunluğu, kaldırım işgalleri. Bu sorunlar nasıl giderilir? Merak ediyorum.

Aydın’ın en küçük, en büyük ilçesin de aynı sorunlar var.

Tavşan bayırı aşmadan yetkililer çözüm aramalı.

Kaldırımlar. Bisikletlerin, hatta motosikletlerin gösteri alanı oldu

Zaten, cadde veya yoldan gitseler sanırım 3 gün dolmadan bir kazaya karışırlar.

Allah korusun kaza ölümle bile sonuçlanabilir.

Bu böyle gitmez. Gün günü aratıyor. Sorunlar her geçen gün artıyor.

Nazilli Belediyesi önündeki o küçük meydan, herkesin gördüğü gibi bisikletlerin gösteri alanı oldu.

Her gün birkaç yaya, bu gösterilerde yaralanıyor hatta adliyelik olabiliyor.

Gelişmelere bakarsak bu günleri ararız, her halde. Neden mi?

Bisikletlerin yerine şimdide motosikletler aldı. Daha vahim bir durum.

 Nazilli kaldırımlarında şimdi GETİR GÖTÜR, GETİR YEMEK, MİGROS YEMEK motosikletleri cirit atıyor.

Hızlı gidiş gelişleri, ayrı bir tehlike. Bunlara kim dur diyecek? Kimse elini taşın altına koymak istemiyor.

Herkes sorunlara Sümen altı yaparsa, sorunlar çığ gibi büyür.

HERKES İŞİNİ YAPMALI Kİ, MİLLET HUZUR BULSUN. BİZDEN SÖYLEMESİ…

**

SPOR, FENERBAHÇE-GALATASARAY ÇEKİŞMESİ OLMAMALI!

Artık yeter. Siyaseti bitirdik sıra spora mı geldi. Sonunda sporumuzu da cümle aleme rezil kepaze ettik.

Bu yaşananlar Türk sporunun çöküşünün ilanıdır kendimizi dünyaya güldürüyoruz.

Yabancı var dediler, getirildi. Şimdi de yabancı hakem diyorlar. Peki hakemlerimiz ne olacak?

Bizim Türk hakemlerimiz gözlemcilerimiz hepsi de tu kaka mı?

Hakem müessesini kapayacak mıyız? Hakemlerimiz amatör maçlarımı yönetecek?

Varı kimler temsil edecek hakemlerimizin alt yapısı ne olacak?

Sizler ne yapmak istiyorsunuz. Ligin değeri kayboluyor. Morinho ne diyor? Türk sporu KİRLİ diyor. Bu sözler hepimizi üzmüyor mu?

Bu kadar ülke sporuna zarar verilmez.

Ülkemiz de herkes, işini yapmalı televizyoncudan spor adamı olur mu?

Sporu yönetenler, ama içlerinde sporun içinden gelenler yüzde 10 bile değil. Hep emniyet müdürü doktor, mülki amir vs.

Spor terbiyesi almamış, Taşımacıdan, iş adamından yönetici olmaz. Ama futbolumuz böyle insanlarla dolu.

Bunların egemen olduğu sporumuz nasıl kalkınır? Nasıl adalet sağlanır.? Spor yorumcuları sporumuzu katkı vermiyor. KATLEDİYOR.

Bu çekişme, rekabet, dünyanın her yerinde var. Ama böyle öfke ve kinle yapılmıyor.

Kendi ülke sporlarına, futbollarına zarar vermiyorlar.

Sporumuz denetimden uzak. Bunlar bir bir ele alınmalı. Sorunlara, çözüm bulunmalı.

EĞER OLMAZSA, OLMAZSA, BU ANLAYIŞLA KULÜPLERİMİZ, BORÇ BATAĞINDA KAYBOLUP GİDECEK. SAHALARA, TEMAŞA VE GÜZELLİKLER YERİNE, KİN VE ÖFKE GELECEK.

**

KILIÇDAROĞLU, CHP’YE KAYYUM ATANSIN MI İSTİYOR?

Millet, karnını doyurma, yaşama tutunma döneminden geçiyor.

CHP bu süreçte, ne yazık ki menfaat paylaşma dönemi yaşıyor. Milletin değil de kendi iç huzurunu arıyor.

CHP yaptıklarıyla, adeta ben soruşturma sız yaşayamam diyor. İlginç bir parti haline geldi.

Ekrem İmamoğlu yargıya arka arkaya hakaretten, hakkında yeni dosyalar açılıyor.

Böyle sorumsuzluk olur mu? Sayın İmamoğlu belediye başkanlığını unuttu. Yargıyla uğraşıyor.

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 18 oyla genel başkanlığın kaybettiği 4-5 Kasım kurultayını hala içine sindirememiş görünüyor.

Yaptığı açıklamada “KURULTAYDA BENİ, PARA İLE YIKTILAR” diyor.

CHP kurultayına, şaibe, şüphe getiriyor.

İster misiniz? Cumhurbaşkanı bu iddiayı ciddiye alsın, CHP’ye kayyum atasın. Acaba, Kılıçdaroğlu bunu mu istiyor?

Son günlerde CHP’de bir bülbül türedi. İsmail Saymaz. CHP’de gruplaşmayı körüklüyor, önseçimi bakın nasıl savunuyor.

İmamoğlu hakkındaki dava her an sonuçlanabilirmiş. İmamoğlu’nun ön seçime girip Cumhurbaşkanlığı adaylığı hemen açıklanmalıymış.

Aday olduktan sonra açıklanacak mahkemenin İmamoğlu kararı, İmamoğlu’nu daha güçlü kılacakmış.

İsmail Saymaz hikâyeleri, güldürüyor insanları hala aklı şeytanlıklarda.

Maalesef CHP’de siyasetin yeni bülbülü Saymaz, Özgür Özel’i lanse etmeye çalışıyor.

CHP’ye nifak tohumları ekiyor. Parti son yıllarda hiç bu kadar kan kaybetmedi. Saymaz devam ediyor.

Mansur Yavaş bağımsız adayı olabilirmiş. Mansur Yavaş, merkez sağda yeni bir parti kurabilirmiş.

Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı olsa kadrosunu kuramazmış, Bu İsmail Saymaz gibi çenesi düşükler maalesef CHP’yi eline almış teşbih gibi oynuyor.

Millet kan ağlarken CHP nelerle uğraşıyor. Adeta iktidar olmamak için direniyor.

CHP milletin umudu olmaktan çıkmak istiyor. CHP’de kimin neyi neden yaptığı belli değil. Disiplinli bir parti görünümünden uzaklaşıyor.

Önseçim dedikoduları ile milleti adeta boğdu.

CHP, 75 yıldır iktidara hasret. CHP, VUR, KIR, PARÇALA, BÖL, YÖNET ZİHNİYETLİ İNSANLARA DUR DİYEMEDİĞİ İÇİN İKTİDAR OLAMIYOR.

BUNU, ÖNLEYEMEZSE BU GÜNLERİ DE ÇOK ARAR…