İnsanlar, inancı gereği camiye de gider…
Meyhaneye de…
Biri camide…
İbadethanede huzur bulur.
Diğeri de meyhanede…
Eğlence yerlerinde dans ederek ruhlarını dinginleştirirler.
Herkesin günahı da sevabı da kendisine…
***
Ama ne hikmetse bazı hazımsızların cami…
Kur’an kursu düşmanlığı hortlamış…
Neymiş..?
Okul müdürü sınav öncesi çocukları camiye götürmüş.
Nereye götürsün?
Meyhaneye mi?
***
Din düşmanlığını “laikçilik” ile örtmeye çalışan bu hazımsız takımı…
Camiye götürülen çocukların camide ne işi olduğunu sorguluyor.
Buna Milli Eğitim Müdürlüğü neden izin vermiş..!
Milli Eğitim Bakanı neden ses çıkarmıyormuş..!
Daha bir takım lakırtı…
***
Bunlara sorsanız: siz kimsiniz diye…
Hemen başlarlar...
Benim de babam hacı…
Annem başörtülü…
Umreye gitti falan…
-Tabi, umre ile haccı birbirinden ayırt etme zeka seviyesine sahipse..!-
***
Anlaşılan camiye huzur bulmak için giden çocukların bu hareketi bazılarına batmış olmalı ki…
Etrafa saldırmakla meşgül…
Yahu sizin belaltı konuşmalarınıza karışan var mı?
Modern “nü” görüntünüze bir şey diyen var mı?
***
Biraz akıllı olacaksınız; akıllı…
Yaptığınız muhalefet nitelikli olsun ki…
Sizi adam (ya da kadın!) yerine koyalım.
***
Müslüman çocukların üzerinden pis ellerinizi çekin.
Laiklikçilik yaparak bu milletin evlatlarının inancına saldıramazsınız.
***
Aslında böylesi tipler toplumdan tecrid edilmeli ki…
Milletin inancıyla uğraşmalarına fırsat verilmesin.
-Tecridin şeklini siz belirleyin; artık..! Onu da biz söylemeyelim.-
***
Bir soru:
Modern “nü”cüler şu habere ne diyor?
“Real Madrid, kazandığı Şampiyonlar Ligi kupasını ayağının tozuyla L'Almudena Katedralindeki pazar ayinine getirip papazlarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdiler.”
***
Bir sözümüzde bu zihniyete ram olan bazı cemaatlere olsun.
Alın size işbirliği yaptığınız kesime…
İlk fırsatta nasıl derinizi soyup ot tıkayacaklarını görün.
Hoş…
Kendi mensuplarınızı aforoz ederek…
Dışlayarak…
Onlara karşı “çok müsamahakâr” olursunuz.
O da ayrı bir mesele…
-Modern “nü”cülerin hidayetine vesile olacaklar ya..!-
***
Konuyu biraz iztihza/ironi ile birlikte hicve vurduk…
Ama acınıcak halimize gülüyoruz.
Çok yazık.
Tablo vahim.
Değerlerimize bu kadar saldırılmaz.
Bu kadar batıcı olunmaz…!
Ve tepkisiz kalınmaz.
***
Merhum Mehmet Akif’in dediği gibi:

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?
***
Tavsiye: Lut Kavmi’nin ibretlik hikâyesine bakınız.
Vesselâm.