Pakistan’ın büyük İslam şairi ve mütefekkiri Muhammed İkbal ile ilgili şu hadiseyi dinlemişsinizdir; Pakistanlı hacılar hacdan dönerler ve Muhammed İkbal’i ziyarete gelirler. Yanlarında hac hatırası bildik hediyeler vardır; Zemzem, hurma, tespih, takke vs... İkbal bunları alır, teşekkür eder ve sonra şunları söyler:

-Bu hediyeler güzel. Ama keşke bize o mukaddes beldelerden, Hazreti Ebubekir’in sadakatini, Hazreti Ömer’in adaletini ve hukuka bağlılığını, Hazreti Osman’ın Kur’an sevgisini ve hayasını, Hazreti Ali’nin celadetini ve ilim aşkını getirseydiniz de onlarla ümmeti buluşturup, kurtuluşunu sağlasaydık. İşte bir İslam mütefekkirinin Sahabe’nin her birinde bulduğu ve bizlerin de bulmasını istediği şahsiyet pırıltıları.
Hac, içinde pek çok hikmeti barındıran müstesna bir ibadettir. Her yıl, yüz binlerce insan, ALLAH’a karşı kulluk sorumluluklarını yerine getirmek için Hakk’a en yakın olacakları bir zaman diliminde, bir zirve mekânda, kalplerinin bütün rikkati ve niyetlerindeki engin safiyetleriyle bir araya gelirler. Hac, ALLAH’a ve Resûlü’ne misafir olmaktır.

Hacca Ne Götürelim Ne Getirmeyelim

Bu misafirliğin kulluk hayatımız adına verimli ve doyurucu geçmesi için yapmamız gereken bazı ödevler vardır. Hac mevsimi ülkemizde her sene bir bayram sevinci ve düğün heyecanıyla yaşanır. İnsanlar, tatlı bir telaşla hazırlıklara başlarlar. Hacca gidecek olanlarda vuslat heyecanı, yakınlarında ise onları en iyi şekilde uğurlamanın telaşı yaşanır. Orada giyilecek elbiseler ve götürülecek erzak bile “Aman bir eksik kalmasın!” düşüncesiyle özenle hazırlanır. Ancak hac, turistik bir seyahat değil, çok özel bir ibadettir. Mahşerin provasıdır.

Neler Götürmeliyiz?

Niyetimizi,

Hac, mümin için kendisini tanıma sürecidir. Bu sebeple oraya giderken ALLAH’a en yakın olabileceğimiz bir zaman dilimini değerlendirme niyetiyle gitmeli ve bunu elde etmek için azami gayret sarf etmeliyiz.

İhlâsımızı,

Hacca sadece ALLAH emrettiği için gitmeli ve dünyevi hiçbir beklenti içine girmemeliyiz. Oraya, yakınlarımıza hediye almak, çarşı pazar dolaşmak ya da insanların “Artık hacca gitmen lazım!” şeklindeki baskılarından kurtulmak için değil, kulluk hayatımıza yeni bir ivme kazandırmak ve ALLAH’la irtibatımızda yeni sayfalar açmak için gitmeliyiz.

Kalbimizi,

İbadetlerde kalb huzuru, ALLAH’ın huzuruna giderken kalbimizi de yanımızda götürmek demektir. Bütün benliğimiz ve hissiyatımızla oraya yönelmeli, O’ndan gayrısının gölgesinin bile üzerimize düşmesine izin vermemeliyiz. Gerek kendi kusur ve günahlarımız gerekse yeryüzündeki bütün Müslümanların perişaniyet ve çaresizliklerinden dolayı kırılan kalbimizi de yanımızda götürmemiz bereketli bir haccın gereklerindendir.

Acz ve fakrımızı,

İnsan fıtraten acizdir ve ihtiyaçları çoktur. Hacda ihramın giyilmesi, dünyevi hiçbir makam, mevki ya da statünün orada bir ayrıcalık sebebi olmaması bunun bir ifadesi gibidir. İnsan acz ve fakrının farkında olarak orada bulunmalı ve ibadetini bu lisanla yerine getirmelidir.

Izdırabımızı,

Hac, dünyanın her tarafından milyonlarca müminin bir araya geldiği külli bir ibadettir. Orada yapılan dualar, hem zaman ve mekânın kudsiyetinden hem de yönelişin külliyetinden dolayı kabule karin olur. Bunu fırsat bilip kendimiz ve ailemizden önce yeryüzünde maddi ve manevi depremlerle sarsılan bütün Müslümanlar için duyduğumuz ızdırabı, iç burukluğunu, Müslümanların perişaniyet ve mağduriyetini de yanımızda götürmeliyiz.

Kardeşlik duygularımızı,

Hac ibadetimizi yerine getirirken farklı coğrafyalardan, çeşitli milletlere mensup kardeşlerimizle buluşacağız. Bunun bilincinde olarak oraya, yeni dostluklar kurma, kardeşlerimizin dertleriyle dertlenip sevinçlerini paylaşma ve İslâm kardeşliğini iliklerimize kadar yaşama düşüncesiyle gitmeliyiz.

Eksik ve kusurlarıyla amellerimizi götürelim,

Hac, ölümün küçük bir provasıdır. Cenab-ı Hakk’ın huzuruna sadece amellerimizle çıkarız. Dolayısıyla oraya huzuruna çıkabileceğimiz bir yüz akıyla gitmemiz, geçmiş günahlarımızı tövbe ve istiğfarla temizleyerek hazır bir şekilde görevimizi yapmamız gerekmektedir.

Dostlarımızın isim listelerini götürelim,

Bu topraklarda yaşayan güzel âdetlerden bir tanesi de mübarek beldelere gidenlerle Nebi’ye (sas) selam göndermektir. Hepimiz hacca ya da umreye giden dostlarımıza “Efendimiz’e selamımızı arz edin, bize de dua edin!” ricasında bulunuruz. Selam gönderen herkesin ismini tek tek yazmalı ve Nebiler Sultanı’na (sas) ümmetinin selamını arz etmeliyiz. (Gelecek hafta Hacdan Neler Getirmemeliyiz konulu yazımızı yayınlayacağız)
Cuma’nın hayrı ve bereketi üzerinize olsun.