NERDEN GELİRSE GELSİN, NASIL GELİRSE GELSİN?
Vehbi Akşit
Tecrübeli dilenci çırağına yetiştiriyormuş. Birlikte hamama gitmiş, hamamda yıkanırlarken ona son üç nasihatte bulunmuş,
- Bak demiş evladım dilenmenin temel üç kuralı vardır. Bu üç tane kuralı öğrenir ve benimsersen, ondan sonra sende müstakil kendi başına dilenebilirsin.
― Nedir onlar efendim demiş çırak.
Bir demiş:
― Kim olursa olsun isteyeceksin.
İkinci kural:
― Nerde olursa olsun isteyeceksin.
Üçüncü kural da:
― Ne verirse versin alacaksın demiş.
― Bunları güzelce kavra. Sen de bundan sonra dilenebilirsin, yalnız başına demiş.
Tam hamamdan çıkmak üzere, işlerini bitirip çıkmak üzere hazırlanırken, bu çırak olan dilenci, ustasına elini uzatmış.
― Efendim fakire bir sadaka demiş.
― Evladım benden de mi demiş usta olan dilenci, tecrübeli olan.
― Birinci kural:
― Kim olursa olsun isteyeceksin.
― Ama evladım burası hamam demiş.
― İkinci kural efendim:
― Nerde olursa olsun isteyeceksin.
― Ama yavrum burada sana hamam tasından başka verebileceğim bir şey yok ki demiş.
― Efendim üçüncü kural:
― Ne verirse versin alacaksın.
Kapitalist hayat tarzı, insana nerede olursa olsun, kim olursa olsun, ne olursa olsun, tüketmeyi sadece tüketmeyi, yemeyi, içmeyi, biriktirmeyi tavsiye ediyor maalesef.
Gelsin de nerden gelirse gelsin, “Haram helal ver Allah'ım, senin kulun yer Allah'ım” mantığıyla.
Devlet hakkı var içinde; hiç önemli değil, kamu malı var önemli değil; kul hakkı var; önemli değil.
― Bak faiz bu, Allah bana, faizi yemeyi Allah'a ve Resulüne savaş ilan etmek diye nitelendiriyor yemeyi; önemli değil,
― Yeter ki gelsin.
― Nasıl gelirse gelsin.
― Bak edindiğin yollar aldatarak mal edinme yolu bu?
― Aldatarak insanı kandırarak mal kazanmış oluyorsun,
― Olur mu?
― Önemli değil canım.
― Nasıl olsa bugün benim yeter ki cebim dolsun,
― Kesemde varlığım biriksin,
― Hesabımdaki efendim malım çoğalsın, anlayışıyla hareket ediliyor maalesef.
― Kıymetli kardeşlerim:
― Bile bile bu kursaktan aşağıya bir lokma haramın geçmesi, ateşi yutmaktan daha kötüdür.
― Bile bile kursaktan aşağıya bir lokma haram geçmesi, haramın yenilmesi ateş yutmaktan daha kötüdür.
― Yani ateş koruluğu yutmak, haram yemekten daha hafiftir.
― Yetimlerin mallarına yiyenlerden bahsederken Nisa suresinin 10. ayetinde Rabbimiz, “aslında karınlarına, haram yiyenler karınlarına sadece ateş dolduruyorlar” diyor.
Kulağa küpe ders: Allah sadece helalden, yalnızca helalden kazanmayı, sadece ve yalnızca helal ve meşru olan yerlere harcayabilmeyi bizlere nasip etsin.
Cumanız mübarek olsun.
Yorumlar