5 günlük Medine ziyaretimizden sonra 14 Mayıs 2024 Salı günü Mekke yolculuğu başladı. Medine Grand Safi otelde hacı adayları beyaz giysileri ihramlarını giydiler. Otobüslere bindik. Zulhuleyfe Mescidi’nde iki rekat ihram namazından sonra umreye niyetlenip telbiye getirdikten sonra sonra Mekke’ye doğru yola çıktık. 6 saatlik yoldan sonra Rozon. Oteline yerleştik. Akşam yemeğimizi yedik ve yol yorgunluğumuz geçsin diye istirahat ettik. Daha sonra bizim için gelen otobüslere binerek Kabe’ye vardık. Umre’nin tavafını yaptıktan sonra iki rekat ihram namazını Makamı İbrahim’in arkasında kıldık. Sonra tavaf duamızı yaptık. Zemzem içtik. Daha sonra Say vazifesi için Safa Merve tepesinde 7 şavtı yaptık. Umremiz tamamlanınca traş olup ihramdan çıktık.
Kabe’de her vakit için 100 bin sevap kazanacağımız günler başladı. 100 bin sevap deyince yıllar önce başımdan geçen güzel bir hatırayı paylaşmak istiyorum.

Hac imtihanında Kâbe, Mescidi- Nebi ve Mescidi Aksa sorusu

1998 yılında Afyon Başmakçı İlçe Müftülüğüne atandım.  İki hafta sonra Hacca gidecek din görevlilerinin seçimi yapılacaktı. Afyon İl Müftüsü Mustafa Hakkı ÖZER Bey, komisyonda Afyon’da görev yapan en kıdemli iki müftüyle (Şuhut Müftüsü Mehmet Serin Bey ve İhsaniye Müftüsü Saadettin Gürışık Bey),  Afyon’a yeni tayin olmuş en yeni iki müftü arkadaşı (Çay Müftüsü Merhum-İsmail Yurtoğlu Bey ve Kızılören Müftüsü Mustafa Arda Bey’i)  görevlendirmişti. Ben de yeni atananlar arasında ama yedek listedeydim. Asil üye olan Kızılören Müftüsü Mustafa Arda Bey izne ayrıldığı için gelemeyince ben komisyona asil üye olarak dâhil oldum.
Yazılı imtihandan sonra, Afyon Sahipata Kur’an kursunda sözlü imtihan yapılacaktı. Komisyon üyeleri olarak imtihana başladık. Her komisyon üyesi sorular soruyor. Bu sorulara verilen cevaplar değerlendirilerek 5 komisyon üyesinin vermiş olduğu puanlar 100 üzerinden toplanarak 5’e bölünüyor ve ortalama öyle bulunuyordu.
Görevliler sırayla içeriye giriyor ve kendilerine Kur’an-ı Kerim, Ezan, Peygamber Efendimizin Hayatı ve ağırlıklı olarak hac konularında sorular soruyorduk. Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Hac Rehberi isimli kitabı okuyup okumadıklarını da sorduğumuz sorularla öğrenmeye çalışıyorduk.
Ben kitabı karıştırırken, Peygamber Efendimiz’in Kâbe’de, Mescid-i Nebi’de ve Mescid-i Aksa’da kılınan namazlara verilecek sevaplardan bahseden hadisini okudum. İşte o anda, bu soruyu sormak istedim.  Fakat soruyu şöyle sordum:

“Hac kitaplarında şöyle bir söz var: Kâbe’de kılınan namaza 100 bin, Peygamber Mescidinde kılınan namaza 1000, Mescid-i Aksa’da kılınan namaza da 500 yüz sevap var” diyor. Sen buna inanıyor musun? Bunu ben anlamıyorum. Nasıl oluyor? Her üçünde kılınan namaz da aynı namaz. Bu nasıl oluyor? Bize izah edebilir misiniz? dedim.”

İsmini daha sonra bir vesile ile öğrendiğim Afyon Sincanlı Tınaztepe Kur’an Kursunda Öğretici olarak görev yapan Yaşar Erçetin gayet sakin bir şekilde sorulan sorunun tersliğine aldırmadan:
– Hocam, Bu Peygamberimizin bir hadisi dedi. Üç farklı yerde kılınan namazlara üç farklı sevap verilmesinin sebebi, peygamber efendimizin bu mescidleri önem sırasına göre sıralamış olmasından kaynaklanıyor. Peygamberimiz de bu konuda söz sahibidir. Yani kılınan namazların değerini takdir edebilir.  Şöyle izah edeyim, dedi. Ve cebinden bir adet 10 milyon, 1 adet 1 milyon ve bir adet 500 bin liralık kâğıt para çıkardı. Ve bize gösterdi.
“-Bakın bu 10 milyon, kâğıt para, devlet bunun üzerine 10 milyon yazmış, Yani bununla 10 milyonluk ihtiyacını giderebilirsin demiş. Bu 1 milyon, bu da kâğıt. Bunun üzerinde de 1 milyon yazmış, bununla da 1 milyonluk bir şey alabilirsin. Bu kâğıt parçası ise, 500 bin lira. Bu da kâğıt.  Bunun üzerinde de 500 bin liralık ihtiyacın giderileceği anlamında bir yazı var.
Demek istediğim, devlet, bir kâğıdın üzerine kâğıdı aynı olmak üzere farklı farklı değerler biçebildiğine göre, Peygamberimiz niye farklı sevapların olduğunu söyleyemesin, dedi.
Başta ben olmak üzere, bu hadise böyle bir yorum beklemiyorduk. Komisyon üyeleri olarak böyle zeki görevlileri görmekten dolayı çok mutlu olduk.
Afyon Müftümüz Mustafa Hakkı ÖZER Bey de memnuniyetini şöyle ifade etti: “Soru ters bir soruydu ama cevabı mükemmeldi, tebrik ederim” diyerek takdirlerini ifade etmişti.
Bu benim için de güzel bir tecrübe oldu. Ters soruya mükemmel cevap. Bu sadece imtihan komisyonunda kalmamalı, bunu herkes öğrenmeli diye düşündüm.
Kâbe’de ve Mescidi Nebevi’de kılınan bu namazın önemini izah etmek için, o mübarek topraklara ziyaret için giden hacı ve umre adaylarına anlatarak, orada vakitlerini iyi geçirmeleri gerektiğini anlatmaya çalışıyordum.
Cuma’nın selamı, rahmet ve bereketi hepinizin üzerine olsun.