Adına iklim değişikliği dediler. Rüzgârlar fırtınaya fırtınalar kasırgaya dönüştü, çöl fırtınaları ortaya çıktı.

Atmosferdeki oksijen azalmaya, karbon dioksit oranı artmaya başladı. Dünya ısısı 1 derece arttı. Bunlar yaşanmaya başladı.

Son 10 yıldır dünya, iklim değişikliğinin getirdiği sıkıntılarla uğraşıyor.

İnsanlığın iyiye değil, bir felakete gittiği bir gerçek. Bizde göz baka baka durumu çaresiz izliyoruz. Çoğunda kendi yaptığımızın cezasını çekiyoruz.

Egenin özellikle, Aydın’ın hayat damarı Menderes Nehri kurumaya başladı. Şu anda nehirden kanserojen madde akıyor.

Hiçbir konuda zamanında tedbir almıyoruz. Her şey olacağı yere vardıktan sonra müdahale ediyoruz.

Ne yazık ki iş işten geçmiş, tavşan bayırı aşmış oluyor.

Menderes Nehri özellikle Denizli’nin sanayi atıkları yüzünden can veriyor. İklim değişikliği nedeniyle azalan yağmurlar da bunun üzerine tuz biber ekiyor.

50 yıl önce Menderes Nehri ovası içindeki Yamalak’ta görev yapmıştım.

İnanın yazın canımız balık istediğinde Menderes Nehri’ne girer, söğüt ağaçlarının kökleri arasından istediğimiz kadar elimizle balık tutardık.

Çok yazık eski çamlar bardak oldu. Menderes Nehri, suya hasret Denizli sanayi atıkları ile denize ulaşmaya çalışıyor.

Nerden bakarsanız bakın dünya felakete gidiyor. Önümüzdeki yıllarda, Türkiye’nin ekonomi merkezlerinden, Aydın ovasının can damarı Menderes Nehri kurursa, ülkemizin durumu ne olur düşünemiyorum.

İnşallah korktuklarımızı yaşamayız. AMA GÖRÜNEN BİR FELAKETİN YAKLAŞTIĞI.

**

BELEDİYE SATILSA ZARAR ÖDENMEZ!

Çok şükür siyasetten uzak kalınca, çevre sorunları ile ilgilenme fırsatı buldum.

Araç parkı sorunları ülkemizin en önemli sorunlarından biri haline geldi.

Eski Nazilli Belediye Başkanlarının yaptığı Nazilli şehir merkezindeki KATLI OTOPARKIN kadri kıymeti her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.

Bodrum katı dâhil, 5 katta araç parkı Nazilli’nin bu konudaki büyük bir sorununa çözüm getirdiği daha iyi anlaşılıyor.

Her katta tahminen 150-200 araba park yapıyor. Belediyenin güzel bir gelir kaynağı.

Günlük 3-5 bin lira olan otopark geliri, Ertuğrul Tetik’in aldığı tedbir ve önlemlerle günlük 50 bin liraya ulaşmış.

Uygulamada bodrum katına LPG’li araçların alınmaması çok güzel bir önlem. Buraya kadar her şey çok iyi.

Gelelim dersimizin konusuna, bodrum katında 150-200 arası araç park yapıyor.

Kapalı bir alan olan bodrum katında, ne yazık ki bir araçta yangın çıkması halinde diğer araçları kurtarmak mümkün değil. Neden mi?

Çünkü yangını söndürecek söndürme düzeni yokta ondan.

Görüntü vermek için bodrum girişine herkes görsün diye bir Yangın Söndürücü tüp konmuş hepsi o kadar.

Böyle bir durumda bodruma dumandan içeri girmek zaten mümkün olmaz. Bütün arabalar çıra gibi yanar.

O araçlardan doğacak zararın mesulü kim olacak? ELBETTE BELEDİYE.

Araçlardan, otopark parası alan ama yangın için tedbir almayan belediye sorumlu olacak.

Allah korusun böyle bir yangın felaket olur. Belediye binası satılsa o zarar ve tazminat zor ödenir.

Bu vahim durumu gazeteye kadar gelip durumu bana anlatan sorumlu araç sahibi arkadaşlara teşekkür ederim. Gidip bizzat olayı yerinde inceledim.

Bende bu durumu başta belediye başkanına ve yetkililere tedbir almaları için göreve davet ediyorum.

BELEDİYE PARA KAZANMAYI BİLDİĞİ KADAR TEDBİR ALMAYI DA BİLMELİ.

**

RAHMETLİ YAVUZ KAYNAR BAŞKAN ALMIŞTI

Eski Belediye başkanları üretken insanlardı. Tasarrufçu, haramdan korkarlardı. Yatırım yapmaktan hoşlanırlardı.

Rahmetli EŞREF ÖZEL ve ondan Sonraki AHMET ŞENSAN bunlardan sadece ikisiydi. Rahmetli Mehmet Yüzüğüler de aynı anlayışta başkandı.

Demek ki toplumun bozulduğu gibi son zamanlarda Başkanlarda sorumluluk taşımaz olmuş. Öyle olmasaydı, belediyenin bu kadar borcu olur muydu?

Son günlerde, Başkan Ertuğrul Tetik’in bakıma alıp, çalışır hale getirdiği ASFALT DÖKME MAKİNASI, 1980’li yıllarda belediye başkanı Dr. YAVUZ KAYNAR zamanında alınmıştı.

Halkın katılımı ile asfalt makinası tanıtılmış, çalışmaları sevinçle izlenmişti.

Rahmetli olunca göreve gelen belediye başkanları o makinayı depoya kaldırdı.

40 yıldan beride kullanılmıyordu.

Yollar Köstebek yuvasına dönse de, o asfalt dökme makinası ayağa kaldırılıp, bakımı yaptırılıp faydalanılmadı.

Hepsi para var çare var prensibi ile çalışmış.

Ertuğrul Tetik ve çalışma ekibinin, 40 yıl sonra o atıl duran asfalt dökme makinasını bakıma alıp hizmete sunması milleti ayağa kaldırdı. Mutlu etti.

Başkan, ERTUĞRUL TETİK’İN bugüne kadar yaptığı en büyük hizmeti ve başarısıdır.

Biz, hizmet yapanı takdir edip alkışladığımız gibi, yanlış yapanı da acımasız eleştiririz.

Biz, basın hizmetini bugüne kadar bu çizgide uyguladık.

Kimin, bizim için ne dediği önemli değildir. Gazetecinin, vicdanen huzurlu olması yeterlidir.

Başkan TEİK’İN sınıfta kaldığı tek konu, belediye dükkânların da ki ihale işidir. Güç zehirlenmesi yaşadı. İşi arapsaçına çevirdi. Sonuçlarını, hep birlikte göreceğiz.

ORTAK AKIL, huzur getirir. Güç zehirlenmesi yaşayan sonunda pişman olur. Adalet hepimize lazım. Başkan bu yolu seçmeli.

İNŞALLAH BU İHALELER, TOPLUM HUZURU BOZULMADAN SONUÇLANIR. BİZDE YANILMIŞ OLURUZ.

**

YENİ PARTİ Mİ GELİYOR?

Siyasete yine yakalandım. Bir hafta olsun siyasetten uzak kalamadım. Yorumlarımı siyaset dışı tamamlayamadım.

Google girer, Türkiye de faaliyette olan siyasi parti sayısı kaç diye sorarsanız. Şubat 2025 tarihi itibariyle Türkiye’de 167 siyasi partimizin olduğunu görürsünüz.

Bu partilerden 38’i seçime katılma hakkı kazanmış partilerdir.

AK Parti’de Süleyman Soylu rahatsızlığı tırmanmaya başladı. Soylu’nun partiden istifa etme noktasına geldiği iddia ediliyor.

Parti küskünleri kategorisine giren vekillerden, böyle çıkışlar beklenir.

Bunları Türk siyasetinde sık sık yaşarız. Günümüzde siyasetin, algı yaratmaktan geçtiğini de unutmayalım

Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı sözü, ne kadar doğru bilmiyorum.

Yine, aynı senaryo biz bu filmleri çok izledik. AK Parti’de çok kişi BU DİKENLİ YOLDAN GEÇTİ. Sonuçta gülen olmadı.

 Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Meral Akşener hepsi de parti kurdular başlarına neler geldi? Neler yaşadılar? Hepimiz biliyoruz.

Ali Babacan’a FETÖ soruşturması açıldı. Karaosmanoğlu’na yurt dışı çıkış yasağı getirildi.

Aynı hikâyeleri görmekten sıkılsak ta maalesef yaşıyoruz. Yapacak bir şey yok.

Hatta yeni partiyi, Abdullah Gül’le birlikte kuracakları yazılıyor, konuşuluyor. 167 siyasi partinin bulunduğu ülkemizde 167 parti yetmedi de 168’inci partiye mi ihtiyaç var.

Hepsi de dedikodu, siyasi taktikte olabilir. Sayın Soylu’da bu dönemi yaşıyor olabilir.