Ne istersiniz? Atatürk’ten. Ata’ya bu nefret, kin ve öfke neden?

Kendini, milletinin BAĞIMSIZLIĞINA adayan, bunu sağlamak için hayatı savaşlar içinde geçen ULU ÖNDER ATATÜRK’ten ne istiyorsunuz?

57 yaşında hakkın rahmetine kavuşan, ATATÜRK ne yaptı size?

Ezanların esaret altında mı okunsun istiyordunuz?

Yunan esaretinde mi yaşamalıydınız? Kölelik, uşaklık mı yapmalıydınız?

Sizler neyin peşindesiniz? Amacınız ne sizin? ALLAH AŞKINA…

Neden dilinizin altındaki baklayı çıkarmıyorsunuz?

Şunu iyi bilin ki, O’nu hiçbir zaman ağzınızdan çıkaramayacaksınız. Yutacaksınız onu.

Türk sözünden neden nefret ediyorsunuz? Sizler, asla Müslüman olamazsınız.

Biliyor musunuz? Bulunduğunuz, rızkınızı temin ettiğiniz, karnınızı doyurduğunuz TBMM’ni,

Atatürk’ün bir Cuma namazı sonrası dualarla açtığını.

AK Parti kanadı altında meclise girdiniz. Siz Cumhuriyet ve İslam düşmanı mısınız?

O çatı altında “KEMALİZM ZEHİRDİR” diyorsunuz. “O ZEHİRİ İÇMEYECEĞİZ” diye devam ediyorsunuz.

Siz, böyle devam ederseniz bakın BU MİLLET SİZE NASIL O KEMALİZM ŞERBETİNİ içirecek…

Sizler, AL YILDIZLI bayrağımızı içinize sindiremiyorsunuz. Ne olduğunuz da belli değil.

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü ile Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağınız” üzerine milletin huzurunda namus ve şeref sözü verdiniz. Yemin ettiniz.

PKK/DEM’liler gibi, HÜDA PAR’ın tek beslenme kaynağınız, etnik bölücülüğe dayalı siyaset değil mi? Sizler gerçek iç düşmanlarımız mısınız? Milletimizin, huzurunun düşmanı oluyorsunuz.

Tıpkı bölücü terör örgütü PKK yönetimi gibi “TERÖRSÜZ TÜRKİYE” hedefinden rahatsız mı oluyorsunuz?

TBMM çatısı altında kurucu değerlerimize ve Mustafa Kemal ATATÜRK’e “KEMALİZM ZEHİRDİR” diyerek hakaret etmenizin çirkinliğini tarif edemiyorum.

SİZ BU MİLLETİN EVLADI OLAMAZSINIZ. KEMALİZM ŞERBETİNDEN İÇİN DE KENDİNİZE GELİN. MÜNAFIK İNSANLAR…

**

MİLLETİMİZ ÖNCE HUZUR İSTİYOR!

Kötü günler geride kalsın istiyoruz. Ülkede her şey olumsuz gelişiyor.

İyi haberleri her geçen gün, daha az görüyoruz. İyi şeyler oluyor da biz mi yazmıyoruz.

Ülkeyi bu hale millet mi getirdi? Eskilerin tabiriyle ok yaydan çıkmış.

Okumak için elime aldığım Günlük gazete olumsuz haberlerle dolu. Allah Aşkına Gazetenin, İlk sayfasında ki şu üç habere bir bakın:

Birinci haberde, Şanlıurfa’da 24 yaşında bir kadın avukat, icra takibinde borçluya tahsilata gidiyor. Borçlu tarafından takip ediliyor. Avukat hanım dolmuşa biniyor. Borçluda biniyor. Avukata saldırıyor. İki ayağını kırıyor.

Biz LOKMA dökmeyi, hayır işlerinde kullanılır biliriz.

İkinci haberde, Kayseri’de yaşayan Fatih Işıktaş, 3 yıl devam eden çekişmeli dava sonunda eşinden boşanmayı başarır.

- Kendini mutlu sona ulaştığını inanan koca, sevincinden mahallesinde, LOKMA HAYRI yapıyor. Lokma hayrının, nerelerde kullanıldığını da tanık oluyoruz.

Üçüncü haber, Konya’da yaşanıyor. 61 yaşındaki ilkokul öğretmeni, sınıfındaki engelli öğrencinin abisi tarafından 3 el silahla vuruluyor.

Kasığından, sırtından ve bacağından yaralanan öğretmen, hastanede yaşam savaşı veriyor. Söylediğim gibi eski mutlu günler, acı ve ıstırap ile dolu. Günlere döndü.

Damadını kesen kayınpeder, hayvan katliamı durmazsa toplu intihar edeceğiz diyen hayvanseverler. Daha neler neler...

Biz böyle değildik diyenler. Toplumdaki olumsuz değişimi, siyasete kestikleri kadar, çoğunlukla faturayı, sığınmacıya kesiyor.

Bizi onlar bozdu diyor. Bir kargaşadır almış başını gidiyor.

Bu tablo ülkeme yakışmıyor. Hiç kimsenin şahsi menfaatleri için ülkeyi, bu hale getirmeye hakkı yok. Unutmayın BAŞKA TÜRKİYE YOK.

**

SİYASETTEN SONRA SPORUMUZU DA KİRLETİK!

Daha öncede yazmıştım. Türk sporu Fenerbahçe ve Galatasaray’dan ibaret değil.

Sporumuzu, yabancılarla doldurduk. Paralı insanların eğlence alanı oldu.

Her takımda en az 3 yerli oyuncu yeterli görüldü.

Teknik direktör ona keza, Türk sporunu ekmek teknesi yaptılar?

Şimdide hakemlerimize çöktüler. Her şeyimize göz diktiler. Karşı çıkan yok

Koyu bir Galatasaraylıyım. Hayatımda takımımın Fenerbahçe ile maçından galibiyetinden önce TÜRK SPORU NEREYE GİDİYOR DİYE DÜŞÜNDÜM.

Siyasetimizde olduğu gibi, Sporda; nezaketi, saygıyı, hoşgörüyü kaybettik. Kin, öfke ve kavgayı öne çıkardık.

Bundan böyle, Spor müsabakalarını kardeşlik dostluk bulabilir miyiz?

Bunları neden yaşıyoruz biliyor musunuz?

Bilinçsiz, para babası, vasıfsız insanları işin başına getirdiğimiz için.

Düşünebiliyor musunuz? Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacısalihoğlu, ilkokul mezunu.

Avrupa’da ikinci bir ülkede böyle bir durum yok.

Spor yorumcuları hakemlerin öz güvenini kaybettirdi. Onlarda oturduğu yerden ahkâm keserken, sporumuzu bu hale getirdiler.

YERLİ VE MİLLİLİKTEN UZAKLAŞTIRDILAR. Sporu uzaktan yakından bilmeyen, para babaları

Sporumuza çöktüler. Sporumuz, onların kavga arenası oldu.

Sporumuzda işi bilenlerle, işe gidenler karıştı. İşin maddi boyutu bir başka sorun oldu.

Enflasyonla mücadele eden ülkemizde FB – GS maçının hakemine ödenen ücret tam 11 bin 600 euro, yardımcıları ve harcırahlarıyla birlikte ödenen ücret 734 bin lirayı buluyor. Çok yazık.

TÜRK sporunda doğrular, kayboldu. Herkesin iddia ettiği, savunduğu, doğru oldu.

Sanırım, MİLLİ TAKIMLARIMIZ bundan böyle, Türkiye’de Spor yapanlardan değil, Avrupa’da spora devam eden futbolculardan kurulacak.

Bu yabancı aşkı bizi, nereye götürür göreceğiz.

Toplum, sürtüşme hakaret alanı haline gelen Türk Sporundan uzaklaşıyor Zevk almaz oldu.

GEÇ KALMAYALIM. TEDBİR ALALIM. ÇOCUKLARIMIZA BU ANLAYIŞTA BİR SPOR BIRAKAMAYIZ. SPOR SEVGİ DOSTLUK KARDEŞLİKSE, TAŞLARI YERİNE OTURTALIM.

**

BAŞKAN, ORTAK AKILDAN ŞAŞMA!

Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, en şaşkın günlerini yaşıyor. Ortak akıldan uzaklaşınca arka arkaya sıkıntılı günler yaşadı.

Bunun farkına vardı ve frene bastı. En akıllı işi yaptı.

Seçim öncesi her gittiği yerde, seçmenlere, “Sizlerle, birlikte, ortak akılla Nazilli’yi yöneteceğim” sözü vermişti.

Vatandaşın, böyle güvenini kazandı. 50 bin oyla, Başkan seçildi.

Seçim önü PAZAR pazarında güneş altında alışveriş yapan ikinci el esnafına, “Sizi güneş altından kurtaracağım, kapalı alan yapacağım” demişti.

Seçilişinin 10’uncu ayında, 2. el esnafına verdiği sözü tuttu. En az 100 metre uzunluğunda, bu esnaflar için kapalı alan yaptı.

Esnafı, mutlu etti. Başkan, güneş altından kurtardı. Olumsuz imajını silmeye başladı.

12 araçlık temizlik filosundan sonra, yaptığınız bu kapalı alan size yakıştı.

Sayın Başkan, unutmayın ihaleler size büyük sıkıntı vermeden, fren yapın. Derin bir nefes alın.

Yanlış karar verebileceğinizi düşünün. Güç zehirlenmesi yaşamayın.

Türkiye’de yapmak istediğiniz işin bir benzeri daha yaşanmadı. Boşaltılmamış belediye dükkânının, ihalesini yapıyorsunuz. Unutmayın...

Bana örnek gösterdiğiniz, İstanbul Kartal Belediye Başkanı, dediğiniz gibi ilk kez ihalesi yapılan 44 dükkanı, ihale bedelini üzerinden artırma yapmamış, yüzde 5 zam uygulamış.

Görevi kötüye kullanmaktan kamuya zarar vermekten hakkında dava açılmış. Savcılık, bir aydan bir yıla kadar hapis cezası istemiş.

Müsterih ol sayın Başkan. Yıllardır Nazilli’yi mağdur eden zihniyete, inşallah siz son vereceksiniz. Halkın beklentisi budur. Yanlıştan kaçının.

KATLI OTOPARKTAKİ UYGULAMALARINIZ, ÇÖP FİLOSU ALMANIZ, PAZAR PAZARINA YAPTIĞINIZ HİZMET, halktan taktir görüyor. Bunu da unutmayın.